22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Ergenekon hakimi kendisini böyle savundu: Oraya gelen insanlar tutukluları götürebilirdi

Ergenekon davasına bakan eski hakimler Hasan Hüseyin Özese, Hüsnü Çalmuk, Sedat Sami Haşıloğlu, Ercan Fırat, Fatih Mehmet Uslu, Nihat Topal ve eski savcılar Mehmet Ali Pekgüzel, Nihat Taşkın, Mehmet Murat Dalkuş’un da aralarında bulunduğu sanıkların yargılanmalarına devam edildi.

Ergenekon hakimi kendisini böyle savundu: Oraya gelen insanlar tutukluları götürebilirdi

Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nde görülen duruşmada Hüsnü Çalmuk esas hakkındaki mütalaaya karşı son savunmasını yaptı. Çalmuk şunları söyledi:

“Biz devletin verdiği yetkileri en doğru şekilde kullandık. Ergenekon davasında jandarma personeli ile duruşma güvenliği sağlanıyordu. Mahkeme başkanının öncelikli görevi mahkeme salonuna hakim olmaktır. Kimse Türkiye Cumhuriyeti mahkemesini halkın içinde aciz şekilde bırakamaz. Davada milletvekillerinin bulunduğu bölüm, tutuklu sanıklarla el sıkışmalarına bile olanak veriyordu. Bakın ne kadar büyük bir özgürlük.”

'DARBE GİRİŞİMİ' BENZETMESİ YAPTI

Ergenekon davasında duruşma salonunda bazı tedbirlerin alındığını hatırlatan Çalmuk şöyle konuştu: “Ergenekon davasına o kadar insan gelmiş, sayısını bilmiyorum ancak fazla değildir. Orada salondan atlayıp 'Bu insanlara dokunamazsınız.' deyip oradaki tutuklu insanları götürebilirlerdi. Darbe girişimi diyorlar ya bu da bir darbe girişimidir aslında. Dosya sanıkları hakkında ciddi iddialar vardı. '10 bin kişiyle Meclis'e girelim, kafamıza kalpak takalım. Oraya girdiğimizde kimse bizi engelleyemez. Orayı basalım. Asker zaten müdahale edemez.' diye ciddi iddialar vardı.

Ergenekon davasındaki güvenlik görevlileri asker. Orada yargılananların önemli bölümü de subay. Siz orada jandarmaya 'Lütfen görevinizi yapın, burada benim sözüm geçer.' demek zorundasınız. Duruşmaya ara verildiğinde salon boşaltılır. Salonu boşaltmıyorlar, eşya alışverişi yapıyorlar, avukatlarla görüşüyorlar. Orada görevli askeri personel şaşkın. 'Bunlar yarın çıkarsa bizim canımıza okur.' diye endişe ediyor.”

'SUÇ DUYURUSUNDA BULUNABİLİRSİN'

Kendisine yöneltilen, irticayla mücadele eylem planı üzerinde parmak izi yaptırılması yönündeki müşteki taleplerini reddettiğine ilişkin suçlamayla ilgili savunma yapan Çalmuk, şu ifadeleri kullandı: “Serdar Öztürk'ün iş yeri aramasında bu meşhur irticayla mücadele eylem planı fotokopisi bulunmuştur. Şahsın iddiasında bu belgenin arama yapan polisler tarafından konulduğuna ilişkindi. Bir iddian varsa savcılığa gidip suç duyurusunda bulunabilirsin. Ama illaki bunu bizim yapmamızı istiyor. Bu nedenle biz suçlandık. Ama Köksal Şengün'e gelince kovuşturma yapılmasına yer olmadığına kararı. Bu tamamen ayrımcılıktır.”

Ergenekon kumpası Yargıtay