23 Aralık 2024 Pazartesi
İstanbul 12°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Erken tanı ile otizmi yendi

Bir yaşında otizm teşhisi alan Mert Ege Barış, 6 yıllık yoğun eğitim sürecinin ardından otizmi yenmeyi başardı. Otizmin çocukla birlikte büyüdüğünü ifade eden anne Zeynep Barış, ‘Aşmanın en kesin yöntemi erken tanı ve doğru eğitim’ dedi.

Erken tanı ile otizmi yendi
A+ A-

Konya'da yaşayan 7 yaşındaki Mert Ege Barış, erken tanı, tedavi, eğitim ve ailesinin ilgisi sayesinde otizmi yenmeyi başardı.

Barış ailesinin 3 çocuğundan en büyüğü Mert Ege, otizmin ilk belirtilerini 1 yaşında göstermeye başladı. Mert'in tepki verme, duygusal bağ kurma ve odaklanma gibi konularda sorunlar yaşadığını fark eden ailesi, doktor yakınlarının tavsiyesiyle gittikleri hastanede, otizm tanısıyla yüzleşti. Küçük Mert Ege için konulan tanı, yaklaşık 6 yıl süren tedavi ve eğitim sürecinin ardından kaldırıldı.

İSTANBUL’DAN TAŞINDILAR

Anne Zeynep Yetişir Barış, bu hastalıkta ailelerin, ilk başta reddetme psikolojisiyle 'Ona çekmiştir, buna çekmiştir' diyerek durumu mümkün olduğunca ertelediğini ancak iyileşmede başarı için erken tanının çok önem taşıdığını söyledi. Otizmin yaşam tarzını tamamen değiştiren bir rahatsızlık olduğunu anlatan Barış, "İstanbul'da yaşıyorduk ama Konya'ya taşındık. Çünkü İstanbul şehir olarak kalabalık, çocukların kapalı alan sıkıntısı var. Otizm, tek başına çocuğu değil tüm aileyi etkiliyor” dedi. Otizmin çocukla birlikte büyüdüğünü ifade eden Barış, “Aşmanın en kesin yöntemi erken tanı ve doğru eğitim" diye konuştu.

4 YAŞINDA ‘ANNE’ DEDİ

Mert Ege'nin, tanı konulduktan sonra farklı kurumlarda tedavi ve eğitim almaya başladığını, son 4 yıldır da Konya'da bu alanda hizmet veren Selçuklu Otizmli Bireyler Eğitim Vakfında (SOBE) eğitim aldığını anlatan Barış, oğlunun 7 yaşında hastalığı yendiğini söyledi. Mert'ten 3 yaşına kadar duygusal bir karşılık alamadıklarını belirten Barış sözlerine şöyle devam etti:

"Çocuğumuzu sonsuz seviyoruz ancak ufacık bir karşılık alamıyorduk. 3 yaşındayken Ege'nin ilk defa duygusal temas gösterip öptüğü kişi kardeşi oldu. Ege'nin eskiden hayatındaki insan sayısı çok azdı, şimdi çok sosyal bir insan. Otizmde kardeş çok önemli, kardeşi yoksa eline alıp sevebileceği sorumluluğunu alabileceği bir hayvanının olması önemli. 4 yaşına kadar konuşmadı. Hiç anne dememişti, bu, anne olduktan 4 yıl sonra duyduğum bir kelimeydi. Ben 'bu hafta 5, ikinci hafta 15 kelimeye çıktık' diye konuştuğu kelimeleri sayardım. Her hafta söyleyebildiği kelimeleri üst üste koyardık. Tedavi sürecinde telefon ve tablet gibi elektronik cihazlardan Mert'i olabildiğince uzak tuttuk. Beslenmeyle ilgili önemli tavsiyeler aldık.” SOBE'de eğitmenlik yapan Medine Doğan ise “Mert Ege'nin artık otizm raporu kalktı. Bazı becerileri yaşıtlarının da üst seviyesinde, darısı diğer çocuklarımızın da başına" dedi.

İLACI SEVGİ VE EĞİTİM

Yalova'da henüz 3,5 yaşındayken otizm teşhisi konulan 21 yaşındaki Arda Sönmez, kendisini fedakarlıklarla yetiştiren ailesine masa tenisi ve yüzmede aldığı madalyalarla teşekkür ediyor.

Ailesinin ilgisiyle hayata daha sıkı sıkı bağlanan Arda, özellikle yönlendirildiği spor dalında elde ettiği başarılarla ailenin gurur kaynağı oldu. Abisi Alpcan Sönmez ile sabah koşularına katılan, yüzmede üçüncülük ve masa tenisinde ise Türkiye birinciliği elde eden Arda, destek verildiğinde otizmin önünde engel olamayacağını gösterdi.

Anne Aysu Sönmez, “Koşulsuz sevgi ve eğitim, onların tek ilacı. Sevgi ve eğitimle onları hayata daha çabuk adapte edebiliriz” dedi.

SOSYAL UYUM İÇİN YÜZ YÜZE EĞİTİM ŞART

Otizm spektrum bozukluğu bulunan öğrenciler, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) küresel salgınında kurallarla da olsa yüz yüze eğitim yapabilmenin mutluluğunu yaşıyorlar.

MEB, uzaktan eğitimin ardından 2 Mart itibarıyla Türkiye genelinde tüm özel eğitim okullarında ve özel eğitim sınıflarında tam zamanlı yüz yüze eğitime geçti. Bu okullarda tam zamanlı yüz yüze eğitim, 4 kişilik sınıflarda haftada 5 gün, bir ders saati 30 dakika olacak şekilde devam ediyor.

Sınıflarda 2 özel eğitim öğretmeni görev yapıyor, dersin çeşidine göre branş öğretmeni de eşlik edebiliyor. Nimet Dr. Erdoğan Meto Özel Eğitim Uygulama Okulu Müdürü Tamer Sarıkaya, otizmli öğrenciler ile materyal destekli yüz yüze ve birebir eğitim yapılması gerektiğini söyledi. Sarıkaya, yüz yüze eğitimle ilgili "Otizmin temel sınırlılıklarından biri sosyal uyumda yaşanan sorunlar. Okul ortamı, bu çocuklarımıza sosyal uyum ve toplumsallaşma fırsatı verdiğinden yüz yüze eğitim hayati derecede önemli” dedi.

FARKINDALIK İÇİN BALON UÇURDULAR

Nevşehir Belediyesince, 2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü kapsamında düzenlenen etkinlikte otizmli çocuklar gökyüzüne mavi balon bırakıp, fidan dikti.

Nevşehir Belediye Başkanı Mehmet Savran, “Otizm konusunda erken tanı ve tedavi çok önemli. Belediyemiz bünyesindeki eğitim merkezinde çocuklara farklı aktivitelerle özel eğitim veriliyor" dedi.

Son Dakika Haberleri BİLİNÇ özel eğitim otizm çocuklar farkındalık