22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

'Eşitlik bilincini eğitim ve üretimle aşılayalım'

'Eşitlik bilincini eğitim ve üretimle aşılayalım'
A+ A-

Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD) Genel Başkanı Prof. Dr. Tülin Oygür, 25 Kasım Dünya Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada “Kadınlara, yalnızca kadın oldukları için uygulanan ve kadının insan hakları ihlaline yol açan her türlü tutum ve davranış ‘kadına yönelik şiddettir’ ve ‘sıfır tolerans’ ilkesiyle mücadele edilerek ortadan kaldırılmalıdır.” dedi.

25 Kasım nedeniyle açıklama yayınlayan CKD Genel Başkanı Oygür, kadına yönelik şiddetin fiziki şiddetle sınırlı olmadığına dikkat çekti. Şiddetin erkeğin kadını çeşitli biçimlerde baskı altına almasının yollarından biri olduğunu belirten Oygün “Kadına yönelik şiddet türleri arasında esas dikkatlerin yoğunlaştığı, ciddi toplumsal tepki yaratanı fiziksel şiddettir. Oysa kadınların ekonomik, psikolojik, cinsel veya son yıllarda eklenen siber yönden şiddete maruz kalması, bundan çok daha yaygındır. Kadın cinayetleri ve fiziksel şiddet, buzdağının görünen kısmı ve zirvesidir.

Kadına yönelik şiddetle mücadeleyi kolluk güçlerinin konusu olan fiziksel şiddet ve kadın cinayetleriyle sınırlı görme yanlışına düşülmemelidir. Kadına yönelik şiddet, kadınlara, yalnızca kadın oldukları için uygulanan ve kadının insan hakları ihlaline yol açan her tür tutum ve davranışı kapsamaktadır.” dedi.

BİNLERCE YILIN TORTUSU...

Oygür, kadına yönelik şiddeti şöyle tarif etti: “İçinde eğitim hakkının elinden alınması da vardır; çocuk yaşta evlendirilmiş olması, eve getirdiği gelire el konması, eve hapsedilmesi, çok eşliliğin dayatılması, cinsel nesne olarak görülmesi de vardır; bu liste çok daha uzatılabilir.”

Şiddetle mücadelede ana hedefin kadın-erkek eşitliğini bilinçlere yerleştirmek olduğunu vurgulayan Oygür şöyle sürdürdü: “Binlerce yılın tortusunu temizlemek için elimizdeki en büyük iki güç eğitim ve üretimdir. Bütün çocuklarımızın, çağdaş üretim modellerinin gerektirdiği nitelikte bilimsel eğitim görerek toplumsal üretim hayatına hazırlanmaları şarttır. Kız ve erkek çocuklarının bu yönde yaşama hazırlanmalarının önüne çıkan ve çıkacak bütün safsatalara devlet ve toplum tarafından 'sıfır tolerans' gösterilmek zorundadır.

'TARİHSEL VE SINIFSAL ELE ALMALIYIZ'

“Kadınlarımız erkekle beraber ve onunla eşit olarak yaşayacakları yaşama, bilinçlerinde hazırlanmaktadır. Devletimiz ve toplumumuz ise bu yaşamın sağlanmasında karşılaşılacak engellere 'sıfır tolerans' göstererek kararlı şekilde mücadeleyi sürdürmelidir. Kadına yönelik şiddete karşı mücadeleyi, sorunun tarihsel ve sınıfsal yönüyle ele alınarak çözümü dışında yol olmadığı bilinciyle sürdüren Derneğimiz, aynı bilinç ve kararlılıkla, kadınla erkeğin eşit olacağı yakın geleceğimiz için çalışmalarını sürdürecektir.”

Cumhuriyet Kadınları Derneği ckd 25 kasım