22 Aralık 2024 Pazar
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Eski ABD istihbarat subayı Scott Ritter: Oligarkları biz yarattık

Rusya’nın elinde ABD’li ve Avrupalı askerler bulunduğunu vurgulayan Ritter, sadece neonazilerin değil, ABD ve NATO’nun da yargılanacağını söyledi. Ritter, “Rusya'yı ekonomik olarak sömürmemizi ve Rus enerjilerini ele geçirmemizi sağlayacak bir oligark sınıfına ihtiyacımız vardı.” dedi.

Eski ABD istihbarat subayı Scott Ritter: Oligarkları biz yarattık
A+ A-
IŞIKGÜN AKFIRAT - LATİF BOLAT

ABD Ordusu’nun en elit unsuru Deniz Piyade Gücü’nün (Marine Forces) uzun yıllar istihbarat subaylığını yapmış olan Scott Ritter, ABD’nin neonazileri nasıl kullandığından SSCB’nin çöküşünden sonra oligarkları ABD’nin yaratmasına kadar geniş bir tarihsel perspektif sunuyor. Ayrıca Rusya’nın elinde bulunan ABD’li ve Avrupalı askerler bulunduğunu vurgulayan Ritter, Rusya’nın yapacağı askeri yargılamalarda sadece neonazilerin ve paralı askerlerin değil, ABD ve NATO’nun da yargılanacağını söylüyor. Kasım ayındaki ABD Senato Seçimlerine kadar Rus zaferinin kesinleşeceğini ve bunun sonuçlara doğrudan bir etkisi olacağını kaydediyor. Scott Ritter ile yaptığımız röportajın ikinci ve son bölümünü okurlarımıza sunuyoruz.

BANDERACILARIN KARANLIK MAZİSİ

  • Rus subayları en başından beri, en şiddetli direniş gösteren unsurların neonaziler olduğunu söyledi. Azak Taburu gibi neonazi alaylarının savaştaki rolü ve ABD ile ilişkileri nedir?

Öncelikle Ukrayna'daki ırkçı siyasi ideolojinin 2014'ten önce ufak bir azınlık olduğunu anlamamız gerekiyor. Bunlar esas olarak Batı Ukrayna'da yuvalanmışlardı ve 1930'ların, 1940'ların, 1950'lerin Bandera hareketinin tarihini miras aldıklarını söylüyorlardı.

Stepan Bandera, Almanlar 1941'de Ukrayna'ya geldiğinde onların safına katılan ve 100 bine yakın Ukraynalı Nazi Waffen SS tugayına dahil eden liderin adıdır. Kiev'de Babi Yar denilen yerde 30.000'den fazla Yahudiyi katlettiler. Bu katliam Almanlar tarafından organize edildi ancak tetiği çekenler Bandera'nın adamlarıydı. Kan ve cinayet, tecavüz ve talanla büyüyen iğrenç bir ideolojinin takipçisi olan Banderacılar, destekçileri Nazilerle beraber, dünyadaki en Yahudi düşmanı, en nefret dolu insanlardı. 1944'ten 1954'e kadar 10 yıllık isyanda öldürülen 300 bin insana baktığınızda içlerinde 100 binden fazla Polonyalı vardı. Çünkü Batı Ukrayna eskiden Polonya'nın bir parçasıydı ve Bandera, Ukrayna halkının “ırksal saflığına” inanıyordu. Bu fikri daha önce nerede duydunuz? Nazi Almanyası’nın aryan ulus fikri.

MAIDAN’DA CIA PARMAĞI

Savaştan sonra siyasi kanat, CIA tarafından yeraltına alındı ​​ve sürdürüldü. CIA, 1955'ten 1990'a kadar CIA, “Ukraynalı Milliyetçiler”in örgütlenmesini finanse etti. BND’ye dönüşen Alman istihbarat örgütü Münih’te olduğu için merkezi orasıydı. Dolayısıyla NATO tarafından finanse edilen ve örgütlenen, Sovyet iktidarına karşı bir siyasi direniş hareketiydi. 1990'da Ukrayna bağımsız olduğunda Amerika Birleşik Devletleri, CIA eliyle bu örgütü finanse etmeyi bıraktı.

Azınlık olan bu gruplar 2014'te ABD, Maidan gösterilerinden bir “Maidan Devrimi” çıkardığı zaman birdenbire güçlendiler, cesaret kazandılar ve askeri bir yapıya dönüştüler. CIA, bu Maidan olayları sırasında 90’lardan kalan “iletişim hatlarını” yeniden açtı. Zira CIA “iletişim hatlarını” asla tamamen kaybetmez. Türkiye’de konuya vakıf olanlar da iyi bilecektir. CIA, bu Nazi takipçisi grupları hayata döndürdü ve meşru başkan Viktor Yanukoviç'i devirdiler.

Eski ABD istihbarat subayı Scott Ritter: Oligarkları biz yarattık - Resim : 1

‘NAZİLER UKRAYNA’NIN HER YERİNDE’

Hâlâ siyasi bir azınlık olmalarına rağmen şimdi askeri bir güce dönüştüler ve yönetim onların elinde. İnsanlara keyiflerince zorbalık ediyorlar. Darbeden sonra iktidara getirilen Poroshenko'yu, “Eğer politikalarımızı desteklemezseniz sizi mini Maidan'a götürürüz.” diye tehdit ettiler. Memurlarını kaçırdılar. Zelenskiy'i boynundan asıp öldürmekle tehdit etti bunlar! Üstelik gizlice de değil. Herkes görsün diye videoya çektiler ve yayınladılar.

Zelenskiy ve Ukrayna ordusu, tamamen bu Nazilere tabidir. Neonazilerin militan taburları, 2014 yılında Ukrayna ordusunun parçası haline geldi. Düşünün ki biz ABD’de Klu Klux Klan’ı ABD ordusunun bir parçası yapıyoruz! O zaman kimse kusura bakmasın, ABD Ordusu ırkçı bir kurum, ABD ise ırkçı bir ulus haline gelir. İnsanların “Ukrayna, Nazi değil” itirazının bir anlamı yok. Ukrayna, Nazilerin ordularının bir parçası olmasına izin verdikten itibaren artık bir Nazi ülkesidir. Üstelik sadece askeriyede değil, her yerde buna izin verdiler. Neonaziler polisi yönetiyorlar, gizli servisi yönetiyorlar, hükümeti yönetiyorlar. Zelenskiy'in altında ve etrafında kimler olduğunu bakın. Naziler, Naziler ve Naziler. Her yerdeler.

‘CAMBAZA BAK’ OYUNU

  • Ulusal Kanal’da Oliver Stone'un Ukrayna üzerine belgeselleri gösterildi. Ancak Türkiye’de hala bir kesim ısrarla sizin de anlattığınız olguları inkar ediyor, aynı bayat argümanları sıralıyor. İnsanları ikna etmekte neden bu kadar güçlük çekiyoruz?

Türkiye hakkında bir yorum yapamam. 1970'lerde Türkiye'de yaşadım. Türkiye ve Türk tarihi üzerine okudum. İletişimimi sürdürmeye çalıştım ama bugün ruh halinin ne olduğunu söyleyemem. Ama şunu söyleyebilirim: Türkler yaşadıkları bölgeyi biliyorlar. Türkler Rusya'yı, Yunanistan'ı, Suriye'yi, İran'ı, Irak'ı biliyor. Bu ülkelerden birinde neler olduğunu biliyorlar. Türklerin yaşadıkları dünyaya daha olgun, nüanslı bir yaklaşımı olduğunu söyleyebilirim. ABD'de öyle değil. ABD'de, yaşadıkları dünya hakkında dünyadaki en cahil insan topluluğu tarafından dolduruluyoruz. İçinde yaşadıkları dünya hakkında hiçbir şey bilmiyorlar. Bu yüzden “cambaza bak” numarasına karşı çok savunmasızlar.

‘ZELENSKİY BİR KUKLA’

Nazi ideolojisinin kendi başına kalmasına izin verirseniz, bence Amerikalılar “Hayır, onları destekleyemeyiz.” diyecektir. Ancak olayı şu şekilde sunuyorlar: “Zelenskiy bir Yahudi. Naziler bir Yahudiyi nasıl destekleyebilir?” Bu gülünç bir argüman. O Yahudi Zelenskiy'e, 2019'da Azak taburuna gidip silahsızlanmalarını istediğinde ne olduğunu sorun. Azak Taburu ona nasıl davrandı? Azak komutanı dedi ki: “Seni anlıyorum. Ama halkım seninle konuşmadı mı? Sana gerçekte ne olduğunu söylemediler mi?" Zelenskiy yanıt veriyor: "Ne demek istiyorsun. Ben başkanım. Olan şey bu." Komutan cevap veriyor: “Evet evet, seni anlıyorum. Ama halkımız seninle konuşmadı mı?” Ona başkan olarak saygı filan göstermiyorlar. Çünkü Zelenskiy, bir başkan değil, bir kukla. Onu avucuna alan ABD ve İngiltere “zıpla” deyince her seferinde “ne kadar yükseğe?” diye soruyor. Ukrayna'da olan tam olarak bu.

‘PUTİN, EN YOZLAŞMAMIŞ ADAM’

Ve biz ABD’de Ukrayna gerçeğine odaklanmak yerine ne yaptık, Putin denen “şeyle” dikkatimizin dağılmasına izin verdik. Evet burada yansıtılan Putin bir şey, bir kişi değil. Çünkü Vladimir Putin'i, yani şahsını incelerseniz, bazı şeylerin farkına varırsınız. Birincisi, o hiç de yozlaşmış değil. 1990'larda ABD Konseyi'ni yöneten bir büyükelçi var, o zamanlar St. Petersburg'da belediye başkanı olan Sobchak'ın yolsuzluktan kırıldığı bir zamanda ona Putin’i soruyor. Sobchak çevresindeki tüm insanlardan rüşvet almayan tek kişinin Putin olduğunu söylüyor. Putin, o dönem masadaki en zeki ve en az yozlaşmış adamdı. O yüzden başkan oldu.

1990'larda Rusya mutlak bir felaketti. Ve bu tam da Amerikalılar böyle olmasını istediği için bir felaketti. Çünkü ABD’yi yönetenler Rusya’da sömürülmeye açık yenilmiş bir ulus gördüler. Bunun Yeltsin adında bir adamımız vardı. 1996’da seçimler o kadar açık bir şekilde çalındı ​​ki, Time dergisi “paranın satın alabileceği en iyi Rus başkanı” diye bununla övündü.

‘OLİGARKLARI BİZ YARATTIK’

Oligarkları gerçekte biz yarattık. Şimdi onların yatlarını çalıyoruz. Oligarkları yarattık çünkü Rusya'yı ekonomik olarak sömürmemizi, kamu şirketlerinin çoğunluk hisselerini ve Rus ekonomisini ana damarı olan enerjilerini ele geçirmemizi sağlayacak bir oligark sınıfına ihtiyacımız vardı. Putin ise oligarkları sıraya dizdi ve “Sizden kurtulamam çünkü ekonomide çok önemlisiniz. Ama bundan sonra Rus hükümetiyle iş yaptığınızda temiz oynayacaksınız. Vurgunu yaptınız. Bitti. Artık şimdi benimle çalışıyorsunuz, çalamazsın. Ve siyasete bulaşırsanız sizi mahvederim." dedi. Birçoğu panikledi ve kaçtı. Londra'ya, Avrupa merkezlerine kaçtılar. Herkes Putin'in blöf yaptığını düşünüyor gibiydi. LukOil şirketinin başındaki adam gibi kafa tutup tutuklananlar oldu.

‘PUTİN BLÖF YAPMAZ’

Şimdi Putin, 2007'den beri Batı'ya NATO genişlemesinin kabul edilemez olduğunu söylüyor. Bunun kırmızı bir çizgi olduğunu vurguluyor. Şubat 2019'da ABD Büyükelçisi William Burns, Ukrayna'nın kırmızı çizgisini anlatan “nyet hayır demektir”, “hayır hayır demektir” şeklinde bir muhtıra yazdı. Bunu yapmaya devam edersek, Ukrayna'yı NATO’ya almaya çalışırsak, sonucun Rus askeri operasyonu olacağını ve Ukrayna'nın Kırım ve Donbass'ı kaybedeceğini söyledi. Şimdi Şubat 2019'da bunu biliyorsak, neden zorlamaya devam ettik? Çünkü Putin'in blöf yaptığını düşündük. Putin blöf yapmaz. Geçen yıl aralık ayında anlaşma için taslaklar sunduğunu hatırlayın. Beni görmezden gelirseniz, askeri tekniklere başvurmak zorunda kalacağız dedi ki bu da savaş anlamına geliyor. Herkes “Blöf yapıyor. Onu görmezden geleceğiz. Çünkü yapamaz. Yaptırımlardan korkuyor." dedi. Putin hiçbir şeyden korkmuyor. Hesapsız hareket eden bir adam değil. Vladimir Putin, Boris Yeltsin değil.

‘ABD VE NATO YARGILANACAK’

  • Latif Bolat: ABD’de Kasım ayında önemli bir seçim var. Senato seçimleri. Sizce bu savaşın ABD iç siyasetinde ve Kasım’daki seçimlerde nasıl bir etkisi olacak?

Şimdi duruma bakalım. Kontrolden çıkmış bir enflasyonumuz var. Durgunluğu besleyen bir kamu harcaması politikamız var ve Joe Biden isminde bir adamın çılgın politikaları nedeniyle yakın zamanda işler daha da kötüye gideceğe benziyor.

Amerikan halkı tüm bunların yıkıcı etkilerinden ötürü uyanacaktır. Kasım ayına kadar Rusya’nın zaferi, tüm çıplaklığıyla ortaya çıkacaktır. Ve bu sadece Rusya'nın Ukrayna'daki zaferi değil. Bu aynı zamanda neonazi rejimini desteklemek için Ukrayna’ya milyarlarca dolarlık silah ve yardım akıtan NATO ve ABD için bir yenilgi ve aşağılama olacak.

Ruslar çok sayıda Amerikalı ve Avrupalıyı yakaladıklarını söylediler. Bunların hepsi askeri mahkemelerde yargılanacaklar. Bakın yargılananlar sadece bu Naziler olmayacak, paralı askerler olmayacak. Amerika yargılanacak, NATO yargılanacak. Tüm Avrupa'nın aşağılandığını izleyeceğiz. Biz oturduğumuz yerde muzaffer olan Rusya'yı izleyeceğiz ve onlar Ukrayna’ya bu şekilde müdahale eden herkesi aptal yerine koyacaklar. Amerikan halkı bunu görecek. Yani sadece ekonomimizin kokuşmuş durumuna değil, aynı zamanda çökmüş bir başkana da bakacağız. Ülkeyi aşağılayan bir başkan.

‘BIDEN TOPAL ÖRDEK OLACAK’

Bence Kasım’da Cumhuriyetçiler, Meclis ve Senato seçimlerini kazanacaklar ve bu, önümüzdeki iki yıl Biden'ın elinin kolunun bağlanacağı anlamına geliyor. O, uygulayabileceği anlamlı bir gündemi olmayan “topal ördek” (lame duck) bir başkan olacak. Ve beni korkutan şey, bu çöküşün, Donald J. Trump adında, hiçbir zaman başkan olmaması gereken bir adama yeniden hayat vermesi olduğunu biliyorsun. Evet, NATO hakkındaki fikirlerine katılıyorum ama geri kalanı, hayır. Başkanlık malzemesine sahip değil. Yine de onu tekrar başkan yapacağız. Bu bize Amerika'nın şu anda politik olarak ne kadar sağlıksız olduğunu söylüyor.

Öte yandan neyse ki Moskova'da Vladimir Putin adında bir adam var. O deli değil. Güç açlığı içinde değil. Sınırlarını biliyor. Ve Putin'in Avrupa ile birlikte çalışarak bu sorundan onlara saygı gösteren bir şekilde çıkacağını düşünüyorum. Putin'in Avrupa'yı küçük düşüreceğini düşünmüyorum. Avrupa bu yaptırımlarla kendi kendisini küçük düşürdü.

‘RUSYA BARIŞ İSTİYOR’

Rusya Avrupa'yı kontrol etmek istemiyor, Rusya NATO'yu yok etmek istemiyor. Rusya sadece NATO'nun askeri yapısını 1997 sınırına geri döndürmesini istiyor. Estonya'daki Alman birlikleri, Litvanya'da Fransız birlikleri, Polonya'da Amerikan birlikleri çekilir ve Rusya mutlu olur. Çünkü böylece Rusya'nın artık bir güvenlik kordonu, askerden arındırılmış bir tampon bölgesi olacaktır ve büyük bir konvansiyonel ordu kurmak için milyarlarca dolar harcamak gibi bir endişesi de olmayacaktır. Bu kaynakları artık ortalama bir Rus vatandaşı için hayatı daha iyi hale getirmek için kullanabilir demektir.

Rusya'nın tek başına istediği de bu. Amerika’nın da bunu kabul etmesi gerekir. Bırakalım Rusya, Rusya olsun. Çin, Çin olsun. Türkiye, Türkiye olsun. Şunu demek istiyorum: Biz kim oluyoruz ki kendimizde insanlara nasıl yaşayacaklarını söyleme hakkını görüyoruz? Kendimizin nasıl yaşayacağımıza odaklanalım. Amerika'da bir sürü sorunumuz var, inanın bana. Burada yaşıyorum, sayısız sorunumuz var. ABD’nin bunlara odaklanması gerekiyor.

‘BATI İÇİN ESAS FELAKET, ÇİN’İN UYANIŞI’

Ve şu anda Batı için bir felaket yaşandığını düşünüyorsanız, Çin uyanıp “Şimdi daha güçlü görünmek istiyorum.” diyene kadar bekleyin. Çin ve Rusya, dünya nüfusunun üçte ikisi ile birlikte büyük Trans-Avrasya Ekonomik Birliği için bir araya geliyor. Çin, Tayvan’ı alacağını söylüyor. ABD’den korkmuyorlar ve “ABD’nin bana karşı yapabileceği hiçbir şey yok.” diyorlar. Utanç verici ama doğru. Nükleer silahımız var ama Tayvan üzerinden termonükleer bir savaşa giremeyiz. Çin’i ekonomik olarak zorlayacak bir durumumuz da yok. Dolayısıyla, Çin Tayvan’ı uzak olmayan bir gelecekte alacaktır ve Biden yönetimi, tarihe ABD’nin çöküşünde dönüm noktası olan jeopolitik felaketlerle geçecektir.

ABD Rusya NATO istihbarat Scott Ritter Oligark