Eski PKK’lı Nizamettin Taş: PKK bitmiştir, tarihe karışmıştır

Yukarıdaki sözler bir dönem PKK’da üst düzey yöneticilik yapan Nizamettin Taş’a ait. Cümlenin tamamı şöyle: "Aslında PKK bitmiştir, oynayacağı rolü oynamış ve tarihe karışmıştır." 2018 yılında dile getirilen bu sözlerin üzerinden iki yıl geçti ve PKK düne göre çok daha kötü durumda. ABD/İsrail haydut devletleri bölgemizde zayıfladığı oranda PKK’da zayıflayacak ve bitecektir. Bunun için bölge devletlerinin işbirliği şart. PKK’nın tamamen tasfiye edilmesi İran-Irak ve Suriye devletlerinden biri işin dışında bırakılarak gerçekleşmez. Hele hele Suriye dışlanarak hiç olmaz.

Eski PKK’lı “Botan” kod adlı Nizamettin Taş örgütün başkanlık konseyi üyeliği ve eyalet komutanlığı yapmış Abdullah Öcalan’ın gözde kadrolarındandı. PKK’nın kurucular listesinde yer almasada atılganlığıyla örgütte kısa sürede sivrilmişti. Ancak onun mumuda Abdullah Öcalan’ın yakalanmasından sonra söndü. Öcalan’ın yakalanmasının ardından örgüt içinde yaşanan, en etkin olma mücadelesini kaybeden Taş, 2004 yılında PKK ile yollarını ayırdı. Kendisi ile birlikte örgtüten kopan arkadaşlarıyla beraber Yurtsever Demokrat Parti’yi (Partiya Welatparezen Demokrat-PWD) kurdu. Erbil merkezli PWD’nin Barzanistan’la ilişkileri son derece iyi ve en kritik dönemlerde KDP’eyle birlikte hareket eder. Nizamettin Taş Erbil’de yaşıyor.

HENDEKLERE GÖMÜLDÜ

Nizamettin Taş değişik dönemlerde farklı yayın organlarında yayınlanan ropörtajları ve yazılarında PKK’ya yönelik ağır ithamlarda bulundu. Özelliklede PKK önderliğini yerden yere vuruyor. Abdullah Öcalan yakalandıktan sonra PKK’nın yön değiştirdiğini, yanlış üzerine yanlış yaptığını döne döne vurguluyor. Nizamettin Taş’ın kurduğu örgütün bir kıymeti yok ve güçlenmesi imkânsız. Barzanistan olmasaydı Avrupa’da Kürtçülüğe devam edecekti.

24 Temmuz 2015 tarihindeki PKK’nın ağır yenilgisini Taş şöyle değerlendiriyor: “Başarısızlığının ilk nedeni, bir kere başarı için amaç-hedef-taktik bütünlüğüne ihtiyaç var. PKK’nin hedefi “demokratik cumhuriyet”tir. Hatta Güney Kürdistan’da olduğu gibi şiddetle devlet kurmaya karşı çıkıyor. Devlet istemiyor, demokratik cumhuriyet istiyor. Kuzey Kürdistan’da ise “demokratik özerklik” istiyor. TC’yi demokratikleştirmenin yöntemi de hendek savaşı ve silahlı mücadele değil. Bu açıdan asıl suç PKK’nin demokratik cumhuriyeti hedeflerken, hendek savaşına başvurmasıdır.”

“Hendek savaşı” denen zırvalığın erken başladığına dair eski PKK’lılardan epey eleştiri gelmişti. İşin özü ise “hendek savaşı” değil TSK’nin, ABD’nin beşinci kolunu hendeklere gömmesidir. PKK’nın hendeklere gömülmesinde tek haklı olan Vatan Savaşı mücadelesini yeniden başlatan ve bir üst aşamaya taşıyan Türkiye Cumhiriyeti ve onun silahlı gücü TSK’dir.

Nizametin Taş’da diğer bölücüler gibi ABD/İsrail ekseninde örgütsel faaliyetlerini sürdürüyor. Joe Biden’e toz kondurmayan ve ABD dışında gerçek dost bulamayan Kürtçüler den Nizamettin Taş 24 Temmuz 2015 tarihi atılımın sonuçlarını şöyle değerlendiriyor: “Bu tablodan sonra esas direnen kesim o kadar yıpranmış, tahrip edilmiş o kadar onuru kırılmış, o kadar yalnız bırakılmış ki, Türk Devleti’nin askerinin, polisinin ağzına yem olarak atıldı. O kitlenin bir daha kendini toparlaması yılları, onyılları bulur. Bunun bir faturasının mutlaka kesilmesi lazım.” Taş yenilginin faturasının düşman olarak bellediği Kandil’e kesilmesini öneriyor.

HDP’YE ÇÖREKLENDİLER

HDP’nin PKK olmadan bir adım atmasının mümkün olmadığını “Biden tayfası” dışında herkes görüyor. Eski PKK’lılardan Şükrü Gülmüş, “Apo’nun Ayetleri” kitabının yazarı M. Selim Çürükkaya, Osman Öcalan, D. Ali Küçük, Nizamettin Taş vb HDP’nin PKK’nin kurduğu örgüt olduğunu açıkça dillendirdikleri halde; CHP-İyi Parti, Deva, Gelecek-SP her ne hikmetse görmemekte ısrar ediyorlar.

HDP ve daha önce kurulan partiler PKK önderliğinden icazet alarak yönetici seçtiler, milletvekili ve belediye başkan adayı oldular. Nizamettin Taş konu bağlamında HDP’nin bir başka yönüne dikkati çekiyor: “Bunu mutlaka belirtmem gerekiyor. Son yıllarda devrimde esas bedel ödeyen kitle, legal çalışmaların dışında kaldı. Değer verilmedi, küstüler. Ya bu çemberin dışında kaldılar ya da evlerinde oturdular. Yani siyaset tam rant kapısına dönüştü. Dolayısıyla, geçmişte mücadeleye karşı ne kadar tavır takınan varsa hepsi HDP’ye çöreklendi, nemalandılar, siyaset yaptılar” ayrıca artık “Halkın PKK’ye duyduğu güven ciddi oranda sarsıldı. Aslında bu bir anlamda bir milattır. PKK tarihinde ilk defa bu kadar kitlesini kaybediyor. PKK’de uzun bir dönem Kürdistan siyasetinde bir şekilde yer alacak. Ama zirvesi buydu (24 Temmuz 2015. Mİ), bundan sonra daha çok başaşağı gidecek.

HDP’yi “demokrasi budalalığı” sosuyla Türkiye halkına sunmaya çalışanlar olduğunu gördükçe, onlar adına üzülüyoruz! Eğer, HDP’yi severseniz PKK’yıda sevmek zorundasınız. PKK’yı severseniz onun ağababası ABD/İsrail’i de sevmek zorunda kalırsınız. Bunlar zincirleme birbirine bağlıdır.