Eski Rusya Uzakdoğu Kalkınma Bakanı Aleksandr Galuska: Dolardan kurtulursak hepimiz kazanırız
Ulusal Kanal'da konuşan Galuska, ABD’nin doları ekonomik bir silah olarak kullanmasına karşı Avrasya Ekonomik Birliği içinde tek bir ödeme sisteminin oluşturulmasının planlandığını söyledi
Eski Rusya Uzakdoğu Kalkınma Bakanı Aleksandr Galuska, Ulusal Kanal ekranlarında Seda Anık'ın sunduğu Görüş Alanı programına katıldı. Gazeteciler Adnan Türkkan ve Ceyhun Bozkurt'un da sorular yönelttiği Galuska, küresel ekonomik gelişmeler ve bölgesel iş birliği imkanlarına ilişkin önemli mesajlar verdi.
ALTERNATİF ÖDEME SİSTEMİ
“Rusya'da hem ülke içinde hem de uluslararası ticarette dolar kullanımının azaltılması planlanıyor. Cumhurbaşkanı Vladimir Putin, bununla ilgili olan 'Milli Stratejik Plan'ı imzaladı. Şu an Maliye Bakanlığı rezervlerinde dolar bulunmuyor. Merkez Bankası rezervlerinde de dolar temelinde oluşturulan rezervler epeyce azaltıldı. Bu, ABD’nin doları ekonomik bir silah olarak kullanmasına karşı atılmış adımdır. Fakat en önemlisi; bugün Rusya Hükümeti'nin dolara bir alternatif yaratma konusunda çözüm arayışında olmasıdır. Bu çerçevede Avrasya Ekonomik Birliği içinde tek bir ödeme sisteminin oluşturulması planlanıyor. Aynı zamanda Rusya, en büyük ticari ortaklarıyla da milli paralar üzerinden ticaret yapmayı hedefliyor.”
DOLARIN REZERV PARA OLMASI EMEKSİZ KAZANÇ SAĞLIYOR
“Doların silah olarak kullanılmasında iki katman var: Birincisi, ABD’nin yaptırım uygulamaları... ABD çeşitli ülkelere ve insanlara karşı yaptırım uyguluyor ve hesaplarına el koyup dondurabiliyor. Swift üzerinden bazı hesapları dondurabiliyor. Dolara ulaşmakta diğer ülke insanlarına engeller oluşturuyor. Bu ilk ve en görülebilen adım. 1944 yılında Bretton Woods sisteminin oluşmasından beri dolar dünyada 'rezerv para' haline geldi, bu nedenle bütün sermaye akışları Amerika’ya doğru yöneliyor. Bunu 1944 yılında ünlü ekonomist Keynes de belirtmişti. Doların uluslararası rezerv para haline gelmesinin uluslararası ekonomi için yaratacağı hasarlardan bahsetmişti. Keynes’in söylediği ve uyardığı her şey hayata geçmiş oldu. Artık ABD’nin dünya ekonomisi üzerinde parazit gibi hareket etmesi çok gözle görülür hale geldi. Çünkü milli parasını dünya rezerv parası olarak kullanarak aslında bir rant elde etmiş oluyor, hiç çalışmadan bir kâr ediyor. 1944’ten beri küresel ölçüde bir finansal süpürge oluştu ve bu süpürge tüm kaynakları ABD'ye doğru çekiyor. Bu da aslında bir silah türüdür. ABD’nin potansiyel rakiplerini güçsüzleştiriyor.”
'SİGARAYI BIRAKMAYA BENZİYOR'
“Rusya Hükümeti şu an milli paralarla ticaret üzerinde çalışıyor. Avrasya Ekonomik Birliği çerçevesinde, tek bir ödeme sisteminin alt yapısını oluşturmaya çalışıyoruz. Şunu da belirtmek lazım ki, bu sistem oluşturulduğunda Avrasya Birliği'ne üye olmayan ülkeler için de açık olacaktır. Bu geçiş sırasında, değişim esnasında kısa süreli olumsuzluklar olabilir. Ama küresel ölçüde herkes kazanıyor. Çünkü ödemelerdeki aşamalar azalmış oluyor. Aslında bu sigarayı bırakmaya benziyor. Sigarayı bırakınca insan kısa vadede kendini kötü hissedebilir ama uzun vadede insan daha da sağlıklı olur, daha da güçlenir.”
BÜYÜMENİN 5 YOLU
“Rusya 1929-1955 yılları arasında dünya ekonomileri içinde büyüme hızında bir rekor kırıldı. Bu 26 yıl içerisinde Rusya ekonomisi 14 kat büyüdü. Her yıl büyüme oranı yüzde 13.8’di. Kitabımızda bu büyümenin nasıl sağlandığına dair araştırmalar yaptık. İlk olarak öne çıkan neden, çok kaliteli yüksek kalifiyeli bir devlet planlamasıdır. Çünkü milli çıkarlar ön planda bulunuyordu, büyük hedefler konuluyor ve büyük projeler yapılıyordu. En önemlisi de kaynaklar çok dengeli ve iyi dağıtılıyordu. Bu şekilde büyük ekonomik bir başarı elde edilmiş oldu. Yani yüksek oranda bir ekonomik büyüme aslında planlandı.
İkinci neden de şu şekilde: Önemli olan hedefin teknolojinin gelişimine yönelik olmasıydı. Yani ekonomi öyle şekilleniyordu ki, sürekli yeni icatlar, yüksek teknolojili buluşlar ortaya çıksın... Bu ikinci neden tabi milli bilim, milli eğitim, inovasyon ve mühendislik konularında da büyük işler yapılmasını gerektiriyordu. 1955’te Rusya en yenilikçi ekonomiye sahipti.
Üçüncü faktör ise 1929-55 yılları arasında Rusya ekonomisine çok büyük bir sermaye akışı oldu. 1929-55 yılları arasında yatırım hacmi her yıl yüzde 19 oranda büyümektedir. Bu faktörün temeli ise bir para reformunun gerçekleşmesinden kaynaklanmaktadır. Yani para politikası, finansal spekülasyonlara değil doğrudan gerçek yatırımlara yöneltilmektedir. Bu sayede de ekonomide yeni sektörler, yeni üretim alanları oluşmaktadır.
1930’larda başlayan bu para döngüsü, aslında ülkenin ne dolara ne sıcak paraya ihtiyacının olmadığını gösterdi. Büyük yatırımlar döneminde para döngüsü öyle bir şekillenmişti ki, ne dış borç vardı ne de başka bir borç yani 0 dolar 0 borç vardı. Batılı ekonomistler için bu büyünün nedeni büyük bir sır olarak kaldı.
Dördüncü faktör ise efektiflik. Bu yıllarda Sovyetler Birliği'nde yeni bir ekonomi geliştirilmişti. Dünyada ilk defa ülke genelinde tasarruf ekonomisi gerçekleştiriliyordu. İş verimliliği, üretim verimliliği açısından Rusya bir numaraydı dünyada. Her yıl ekonomideki bazı engeller aşılıyordu.
Beşinci faktör, işletme inisiyatifi. Giysi, oyuncak, mobilya gibi alanlarda devlet planlaması uygulanmıyordu, işletme inisiyatifine sahip kişiler ortaya çıkıyordu. Devlet bu tür işletmelere çok destek veriyordu, uzun ve düşük faizli krediler sağlanıyordu, vergi muafiyetleri veriliyordu. Kontrol mekanizmaları o kadar baskın değildi, bu şekilde çok efektif bir model oluştu.
'ÇİN BU DERSİ ÇOK İYİ KAVRADI'
“Çin bu dersi çok iyi kavradı. Prensip olarak 'plan + pazar' konseptini benimsedi. Yani devlet planlaması artı girişimci inisiyatifi. Aynı zamanda Çin'in o zamanki para sisteminden de kendisine çok şey aldığını görüyoruz. Çin’in Merkez Bankası sadece enflasyon oranından değil aynı zamanda büyüme oranından da sorumludur. Çin'in Merkez Bankası banka sektörünü öyle çalıştırıyor ki ekonomi büyüme sağlasın ve halkın refahı yükselsin. Özel finansal geliştirme enstitüleri yaptılar, ucuz ve uzun vadeli krediler sağlayarak milli, yeni teknoloji yaratan, alt yapı üreten projeler gerçekleştirdiler. Çünkü banka sistemi kendi başına bunu yapamıyor. Devlet hedefi olmadığı zaman finansal kuruluşlar ve banka sistemi, milli büyüme odaklı çalışmıyor, üretim için çalışmıyor. Çünkü bankacılar ve banka sistemi için en kolay şey spekülasyon yapmaktır. Bankaları kendi başına bırakamazsınız. Çin’in akıllı liderleri bu modeli benimsediler. Herkes şunu belirtiyor, Çin'in son 40 yılda yaptığı büyük bir mucize. Sovyetler Birliği modeli temelinde oluşturulan bir mucize.”
'ÖZELLEŞTİRMEDEN VAZGEÇİN'
“Eşitsizlik, ekoloji ve demografideki sıkıntılar, finansal problemler, sağlık sektöründeki sıkıntılar... Bu sorunların hiçbirini kapitalizmin çözemediğini görüyoruz. Bugün Türkiye ile ilgili bazı özentiler, dogmalar oluşmuş, deniyor ki; devletin etkisi azaltılmalı, her şey özelleştirilmeli... Ama biz sonucu görebiliyoruz, hiçbir verimlilik sağlamıyor. O yüzden bu tür özentilerden vazgeçmek gerekir. Tam tersine geçmişte verimlilik sağlayan modellere yönelmek gerekir. Türkiye ve Rusya ekonomisinin iş birliğini geliştirme enstitüsü kurulmalı ve burada tam anlamıyla bir devlet planlaması yapmak ve bu planlama çerçevesinde iş ortak projeler geliştirmek lazım.”
'DEVLET ELİ OLMAZSA BÜYÜME SAĞLANAMAZ'
“1930’lu yıllarda Türkiye Sovyet ekonomisi pratiğini kullanarak büyüme sarf etti. Sadece Türkiye değil, ABD de Sovyetler Birliği'nden devlet planlama ve bankacılık pratiklerini aldı. 20. yüzyılda hızlı bir ekonomik büyüme sağlayan ülkelere bakarsak, Japonya, Güney Kore, Singapur ve Tayvan gibi ülkeler, hepsi aslında devlet planlamasına başvurmuşlardı. Bu ülkeler ne zaman ki devlet planından vazgeçip liberizasyona yöneldiler, o zaman büyüme hızını kaybettiler. Eğer devlet eli olmazsa, yüksek teknoloji kendiliğinden oluşmaz. Aynı şey para ve finansal politikalarla da ilişkili, devlet politikası olmadan kaynaklar hiçbir zaman ekonomideki büyümeyi sağlamaya yönelik kullanılmaz.”