08 Ocak 2025 Çarşamba
İstanbul 13°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Etliye Sütlüye Karışan Cumhurbaşkanı

Ata Ogün Kaplan yazdı.

Etliye Sütlüye Karışan Cumhurbaşkanı
A+ A-
ATA OGÜN KAPLAN

Seçim yaklaşıyor, sayısı artan adaylar ortaya çıkıyor. İttifaklar kuruluyor, ittifaklar dağılıyor. Arkadan kazılan kuyuların sayısı ittifakları aşıyor. Tüm bunlar olurken bir de medya ambargosu karşımıza çıkıyor. 2018 seçimlerinde olduğu gibi bu seçimlerde de Vatan Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Sn. Dr. Doğu Perinçek’e medya ambargosu uygulanıyor.

Televizyon izliyoruz; Habertürk denk geliyor. KJ denilen alandaki başlık: Cumhurbaşkanlığına Dört Aday: Erdoğan, Kılıçdaroğlu, İnce, Oğan.” Bu sinsi ambargoya bir karşı ambargo yapıyoruz ve televizyonu kapatıyoruz. Giriyoruz tivitıra; karşımıza Fatih Portakal çıkıyor. Anket yapan Portakal, “Açıklanmış dört adaydan hangisine oy verirsiniz” sorusuyla aynı isimleri seçenek olarak koyuyor. Başka isimler de bu ambargoya katılıyor, biz başlıcalarını almakla yetiniyoruz.

DOĞU PERİNÇEK KİMDİR?

Doğu Perinçek’in bu isimlerin hepsinden önce Cumhurbaşkanlığı adaylığını açıklamasına rağmen niçin gizlenmeye çalışılıyor? Sistemin elemanları niçin kan ter içinde buna çabalıyor?

Çünkü Doğu Perinçek etliye de sütlüye de karışıyor. “Aman bilmem ne çevrelerine şirin gözükeyim” diyerek mavi boncuk dağıtmıyor. “Bunlar benim işime yarar, hem bana zararları da yok” deyip yanlışları görmezden gelmiyor. Doğu Perinçek milletin çıkarını tehdit eden kimse veya neyse ona dokunuyor.

Doğu Perinçek, Türkiye’ye yönelen tehditleri gizlemeye veya ertelemeye çalışmıyor. O tehditlere karşı en önde savaşıyor.
Doğu Perinçek, sistemin rahatını bozuyor. Sistemin sinir uçlarını tüm açıklığıyla milletin gözünün önüne getiriyor. Sistemin efendilerinin, “Ah şu Perinçek de aday olmasaydı, rahat bir seçim geçirseydik” dediklerini duyuyoruz. Efendilerine bağlı olan Michael Rubin, Henri Barkey, Mehmet Eymür gibilerin ise uykularının kaçtığını biliyoruz.

Doğu Perinçek, böyle gelmiş böyle gider mahkumiyetini parçalıyor ve sistemin eline veriyor. “Yeter!” diyenlerin sesine ses oluyor.

Doğu Perinçek, sistemin kolladığı azınlığın kirli çıkarlarını değil sistemin bireyci çıkarlarıyla karşı karşıya gelen çoğunluğun yani milletin anasının ak sütü gibi helal haklarını ve geleceğini savunuyor.

Doğu Perinçek, milletin hep aklında olan, gönlünden geçen ama dillendiremediği gerçekleri söylüyor.
Çünkü Doğu Perinçek, bol keseden vaat sıralayıp ülkemizin sorunlarını çözemeyenlere benzemiyor.

Doğu Perinçek, bir yandan PKK ve FETÖ’yle ittifak yapıp diğer yandan Atatürk cakası satmaya kalkanlara benzemiyor.

Doğu Perinçek, çelişkilerle dolu programını ve söylemlerini seçim otobüsünde garip danslar ederek örtmeye çalışanlara, ona buna ilkesizce yanaşanlara benzemiyor.

Doğu Perinçek, milliyetçilik kisvesiyle Türkiye’yi karıştırma planlarında rol alanlara benzemiyor. Hele hele “Türk milliyetçiliğinin adayıyım” deyip Türk milleti için tek bir başarısı dahi olmayanlara hiç benzemiyor.

Doğu Perinçek sistemin içindeki hiçbir aktöre benzemiyor.

DOĞU PERİNÇEK OLMASAYDI

Doğu Perinçek’i gizlemeye çalışan medya mensuplarının dileği gerçekleşseydi yani Doğu Perinçek olmasaydı nasıl olurdu? Türkiye, karşılaştığı kırılma noktalarından nasıl bütün olarak çıkabilirdi?

Vatan Partisi ve TSK’ya karşı kurulan Ergenekon-Balyoz kumpası Doğu Perinçek olmasa dağıtılabilir miydi? Kimse alınmasın fakat milletin gücünün farkında olmayıp hapiste emeklilik planları yapanlar nasıl yıkacaktı o duvarları? Doğu Perinçek’in Ergenekon savunması olmasaydı Türkiye nasıl kavrayacaktı FETÖ’nün ne olduğunu?

Doğu Perinçek olmasaydı emperyalizmin 5 T (tanıma, tanıtma, tazminat, toprak, teslim alma) planı için uydurulan Ermeni soykırımı yalanını deplasmanda; Avrupa’nın göbeğinde kim çiğneyecekti? Lozan yollarını kim aşındıracaktı rahmetli Rauf Denktaş’la? Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bir kavgası olan Perinçek-İsviçre davasını ürkekçe takip eden hükümet mi yoksa gözlemci göndermek dışında kılını kıpırdatmayan Atatürkçü (!) muhalefet mi? Yoksa milliyetçiyim diye gezinen fakat o sırada FETÖ’cülerle birlikte makale yazanlar mı?

Ya 15 Temmuz’da? Doğu Perinçek olmasaydı kim en önde direnecekti Amerikancı FETÖ’cü darbeye? Kim yapacaktı ilk açıklamayı kellesini koltuğunun altına alıp? Kimse daha ne olduğunu dahi anlayamamışken kim güven verecekti halka? Bu anketleri yapanlar o gece de anket yapsalar gizleyebilecekler miydi yine Doğu Perinçek’i?

Doğu Perinçek olmasaydı vatansever, Atatürkçü gençliği kim yetiştirecekti? Çıkartın bakalım TGB ve Öncü Gençlik’i, 29 Ekimlerde, 19 Mayıslarda cansız çelenk törenlerinden başka bir şey kalıyor mu? Yalnızca özel günlerde değil, Doğu Perinçek’in yetiştirdiği gençlik yılın 365 günü Türkiye için teyakkuzda. Türkiye’ye karşı yapılan her olaya gençlik ateşiyle müdahale ediyor. Doğu Perinçek olmasaydı hangi gençlik teşkilatıyla savunacaktınız Türkiye’yi?

Mehmetçiğimizin katili ABD askerlerinin başına kim çuval geçirecekti? Gençliği, kendisine yönelen uyuşturucu, LGBT dayatması gibi toplumsal tehditlere karşı kim birleştirecekti? Elini, kolunu ve beynini Netflix’e teslim etmiş CHP Gençlik Kolları mı yoksa yılın bir günü dahi üniversitelerde ve liselerde göremediğimiz diğer partilerin gençlik kolları mı?

ZAMANI DURDURABİLECEK GÜCÜNÜZ VAR MI?

Sistemin dışındaki devrimci partinin, zamanının gelmesini ve zeminin uygunlaşmasını bekleme zorunluluğu vardır. Çünkü o, tarihin yasalarına göre nefes alır, ona göre fırsat kollar. Aynı Mustafa Kemal Paşa’nın 1917’de Samsun’a çıkamayacağı gibi devrimci parti de zamanı ve zemini gelmeden Ankara’ya çıkamaz.

İşte şimdi Türkiye öyle bir yere geldi ki önündeki tüm sorunların tek bir çözüm adresi var: Vatan Partisi. Ve Vatan Partisi’nin programını uygulayacak olan Cumhurbaşkanı Adayı Doğu Perinçek. Türk milleti de bu gerçeği keşfediyor. İşçisinden çiftçisine, sanatçısından esnafına, zanaatkarından sanayicisine Vatan Partisi’ne olan büyük yöneliş zamanın ve zeminin geldiğinin ispatıdır.

Şimdi bu medya görevlilerine, jeton karşılığı anket yapan anketörlere soruyoruz: Zamanı durdurmaya gücünüz yeter mi?

Son Dakika Haberleri