28 Aralık 2024 Cumartesi
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

‘Etnik temizlik’ yalanının arkasındaki gerçek

Barış girişimlerine rağmen Azerbaycan'da yaşamayı tercih etmeyip gönüllü göç edenlerle ilgili bazı Batı hükûmetlerinin talimatları doğrultusunda 'etnik temizlik' haberleri servis ediliyor. Esas gerekçe başka.

‘Etnik temizlik’ yalanının arkasındaki gerçek
Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de 5 hektarlık alana kurulan "Savaş Ganimetleri Müzesi"nde, Karabağ Savaşı'nda Ermenistan ordusundan ele geçirilen silah ve zırhlı araçların bir kısmı sergileniyor.
A+ A-
Dr. Elsevar Salmanov / Azerbaycan Cumhuriyeti Malezya Büyükelçiliği Müsteşarı

Azerbaycan topraklarında Ermenistan’ın işgalini sonlandıran 44 günlük Vatan Savaşı başta olmak üzere, 10 Kasım 2020 yılında imzalanmış Üçlü Beyanname sonrasında Azerbaycan’ın düzenlediği yanıt nitelikli tüm askeri operasyonlar ve son olarak 19 Eylül tarihindeki lokal nitelikli anti-terör operasyonu; uluslararası hukuk açısından tam anlamıyla “Barışa Zorlama Önlemleri” olarak nitelendirilebilir. Çünkü söz konusu tüm bu askeri önlemlerin hepsinin sonucunda, uluslararası hukukun taleplerine bir adım daha yaklaşılmıştır. Hukuka yaklaşmak, doğru olana yaklaşmak demektir. Doğru ise iyidir. “Doğru ve iyiden kim rahatsız olur?” sorusunun yanıtını değerli okurun takdirine bırakmak istiyorum.

Azerbaycan'ın lokal anti-terör operasyonu sürpriz değildi. Azerbaycan'ın üç senedir tekrarladığı uyarılarının sonucudur. Çünkü 2020 tarihinde imzalanmış Üçlü Beyanname'nin 4. maddesi, Azerbaycan'a ait Karabağ bölgesinde bulanan yasa dışı silahlı Ermeni grupların Azerbaycan'ı terk etmesini öngörüyordu. Bu terk etme Azerbaycan'ın izni ile bölgeye gelen geçici Rus barış gücünün ülkeye dahil olmasına paralel olarak yapılmalıydı. Azerbaycan tarafı kendine ait bölgelerde bulanan etnik olarak Ermeni sayılan insanların, ülkeye güven içinde entegrasyonu için Rus barış gücüne olanak sağlamıştı.

‘Etnik temizlik’ yalanının arkasındaki gerçek - Resim : 1
Azerbaycan'ın Karabağ bölgesindeki sözde Ermeni yönetiminin eski "devlet bakanlarından" Ruben Vardanyan gözaltına alındı.

23 SAATTE SİLAH BIRAKTIRDIK

19 Eylül'deki operasyon sonucunda Azerbaycan'a ait Karabağ bölgesinde bulanan yasa dışı silahlı Ermeni gruplar çok ciddi kayıplar verdi. 23 saat sonra silahlarını bırakarak teslim olmayı kabul ettiler. Çok titizlikle yapılan askerî operasyonlar sırasında sivillerin zarar görmemesine özen gösterildi. Bunu Ermenistan Başbakanı N. Paşinyan dahi teyit etmektedir. Azerbaycan'ın teklifi üzerine Ermeni azınlığın temsilcileri (suça bulaşmış ve çete irtibatı olmayanlar) 21 Eylül tarihinde Azerbaycan’ın Yevlah şehrinde görüşmeyi kabul etti. Hatırlatmak isterim ki, daha önce Azerbaycan Cumhuriyeti Hükûmeti tarafından yapılan görüşme teklifleri reddedilmişti.

21 Eylül'de yapılan görüşmede Azerbaycan Cumhuriyeti Anayasası ve ilgili yasal mevzuatının talepleri Ermeni azınlık temsilcilerine izah edildi. Azerbaycan Cumhuriyeti'nin Ermenistan gibi mono-etnik bir ülke olmadığı, Azerbaycan'da bulanan diğer etnik azınlıklar gibi barış içinde bir arada yaşanılabileceği bildirilmiş; onların güvenliğinin sağlanması başta olmak üzere tüm anayasal haklarının temin edileceği garanti edilmiş ve af yasasının gözden geçirilebileceği duyurulmuştur.

‘Etnik temizlik’ yalanının arkasındaki gerçek - Resim : 2
Azerbaycan Olağanüstü Haller Bakanlığı, Karabağ’daki Ermenilerin acil ihtiyaçlarını karşılamak için bölgeye insani yardım malzemeleri göndermeye devam ediyor.

İKİNCİ GÖRÜŞMEDE ALINAN KARARLAR

İkinci görüşme 25 Eylül tarihinde Azerbaycan'ın Hocalı şehrinde yapıcı bir ortamda yapılmış, birinci görüşmenin sonucu olarak Azerbaycan'ın sağladığı yardımlardan memnuniyet ifade edilmiş; üçüncü görüşmenin Azerbaycan Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı Sayın Şahin Mustafayev'in başkanlığında yapılması, bölgede sahra hastanelerinin kurulması ve Ermeni azınlığın sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin Azerbaycan'ın diğer bölgelerine diyalog amaçlı ziyaretler yapmasının gözden geçirilmesi kararlaştırılmıştır.

Barış ve diyalog ortamının oluşturulması doğrultusundaki girişimlere rağmen Azerbaycan'da yaşamayı tercih etmeyip gönüllü göç edenlerle ilgili bazı Batı hükûmetlerinin talimatları doğrultusunda “etnik temizlik” haberlerinin servis edilmesi “iyi ve doğru”ya hizmet emiyor. Bu kapsamdaki bütün haberlerde sıklıkla şu ifade kullanılıyor: “Uluslararası düzeyde Azerbaycan'a ait olan fakat çoğunluğu Ermeni olan Karabağ bölgesi...” Şu sorular neden sorulmuyor:

1-Orada önceden Azerbaycanlılar yaşamıyor muydu, orası 30 senedir neden mono-etnik?

2- Ermenistan işgali sonucu orada etnik temizliğe maruz kalan, katledilen, göçe zorlanan yerli halkın temel haklarına ne oldu?

3-Onların özel mülkiyetine kimler çöktü?

4- Bugün alelacele Azerbaycan'ı terk edenlerin kahir ekseriyeti 1990’larda özel mülkiyete çökenler değil mi?

5-Şimdi Azerbaycan'ı aceleyle terk edenler, Ermenistan işgali döneminde Azerbaycan'a yasadışı olarak göç ettirilenler değil mi? Bugün Hocalı, Başlıbel, Ağdaban, Garadağlı, Ballıkaya katliamlarını gündeme getirelim mi? Şimdiki Ermenistan`dan kovulan yüz binlerce Azerbaycanlılar konusuna değinelim mi? Etnik temizlik konusunda uzman/usta olanın kim olduğunu söylemeye gerek var mı?

DOĞRU VE İYİ KAZANACAK

Azerbaycan sorunu uluslararası hukuk ve tarihi gerçekler çerçevesinde çözmeye çalışıyor. Güney Kafkasya bölgesinin barış, işbirliği ve refah alanı olması doğrultusunda somut adımlar atıyor, projeler düzenleniyor. Güney Kafkasya bölgesi ile hiç bir coğrafi bağlantısı olmayan, sorunların devam ettirilmesini bölgeye müdahale imkanı/aleti olarak görenlerin ellerinden bu “imkan” yavaş yavaş çıkmaktadır. Asıl sorun “etnik temizlik” değil, işte asıl sorun bu.

Sömürgecilik geçmişinden kalan alışkanlığı devam ettirmek amacıyla BM Güvenlik Konseyi`nde sahip olduğu imkanlar dahil tüm olanakları ile çabalayanların girişimleri hiçbir sonuç vermedi ve vermeyecektir. Doğru ve iyi kazanacaktır.

Son Dakika Haberleri