01 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Eylül ayı sonunda rahatlar

Vaka artışının en yoğun yaşandığı illerden Ankara'da tedirginlik sürüyor. Uzmanlar vaka sayısının beklenenin üzerinde olduğunu, eylül ayı sonuna doğru Başkentte vaka sayısında azalma olabileceğini belirtiyor.

Eylül ayı sonunda rahatlar
A+ A-

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Gerek, Ankara'da koronavirüs vakalarının artmasında, çevre illerde hastalanan kişilerin tedavi için gelmesinin de etkili olduğunu söyledi. Prof. Dr. Gerek, "Önümüzdeki dönemde Ankara'daki rakamların azalmasını bekliyoruz. Tabi ki bu bir süreç, zaman alacaktır. Eylül ayının sonuna doğru Ankara rahatlar, diye tahmin ediyoruz" dedi.

Prof. Dr. Mustafa Gerek, Ankara'daki vakaların özellikle ağustos ayı itibarıyla belirli artış trendine ulaştığını ve beklenenin üzerindeki hasta sayısı ile karşı karşıya kaldıklarını söyledi. Prof. Dr. Gerek, şöyle konuştu:

"Burada 2 önemli neden var. Bunlardan bir tanesi, Ankara'da oturan vatandaşlarımız; özellikle Ankara’nın çevresindeki illerden Ankara’ya göç etmiş kişilerden oluşuyor. Ankara; Çankırı, Çorum, Kayseri, Kırıkkale gibi çevresindeki illerden çok fazla göç alan bir yer. Ve vatandaşlarımız buralara gittiler. Fiziki mesafeye, maske kullanımına gereken özen gösterilmedi. Daha kalabalık ortamlarda düğün yaptılar. Tarlada beraber çalıştılar. Akşamları kalabalık ortamlarda beraberce yemek yediler. Ve bu hastalığın bir yerde yayılmasına neden oldular. Bunların bir kısmı ağustos ayının sonuna doğru geri döndü, bir kısmı hasta olarak geri döndü ve hastalığı buradaki kişilere de bulaştırdıklarını tahmin ediyoruz. İkinci bir neden ise yaz dönemi, diye tatile gidildi. Tatil yörelerinde de fiziki mesafe, toplu olarak bir arada bulunma gibi konularda çok özenli davranılmadı. Buralarda da hastalık kapıldı. Ve bu kişiler tatil dönüşü Ankara'da hastalanma oranlarını artırdı."

TEDAVİ İÇİN GELDİLER

Prof. Dr. Gerek, Ankara çevresindeki illerde hastalanan kişilerin de tedavi için Ankara'ya geldiklerine dikkat çekerek, şöyle sürdürdü:

"Kendilerinin koronavirüs hastası olup olmadığını bilmeden veya şüphe duyaraktan daha iyi hastanelerde bakılacaklarını düşünerek Ankara’ya geldiler. Ankara’da vaka sayılarının artmasında bunun da nedeninin olduğunu düşünüyorum. Ankara’nın aslında sokaklarına baktığımız zaman özellikle maske konusunda duyarlı olduğunu söyleyebilirim. Bunu özellikle mart, nisan, mayıs döneminde de görmüştük. Ankara hakikaten Türkiye ortalamasının altındaki bir rakamla seyretmişti. Şu anda sayı bir miktar yüksek; ama Ankaralı bu konuda daha dikkatli ve özenli diye düşünüyorum. Önümüzdeki dönemde Ankara’daki rakamların azalmasını bekliyoruz. Ama tabi ki bu bir süreç, zaman alacaktır. Eylül ayının sonuna doğru Ankara rahatlar diye tahmin ediyoruz."

'KIŞ DÖNEMİNDE AŞILAMA BAŞLAYABİLİR'

Prof. Dr. Gerek, tüm dünyada ve Türkiye'de rakamların son günlerde belli bir artış trendinde olduğunu dile getirerek, "Özellikle kuzey yarım kürede kış mevsimine giriyoruz. Sonbahar ve kış mevsiminde diğer viral üst solunum yolu enfeksiyonlarında da belirli bir artış ayrıca fiziki mesafenin korunması konusunda da kapalı ortamlarda yaşayacağımız için bir zorlanma söz konusu olacak. Bunlar da muhtemeldir ki rakamlara yansıyacaktır. Ama aşı çalışmaları konusunda ümit vadeden sonuçlar gelmeye başladı. Belki bu kış döneminin gelmesiyle birlikte belirli ölçüde aşılama faaliyetleri de başlayabilir" değerlendirmesinde bulundu.

Eylül ayı sonunda rahatlar - Resim: 1

'ÖLMEK İÇİN YALVARIYORSUN AMA ÖLEMİYORSUN'

Yakalandığı yeni tip koronavirüsü (Kovid-19) zorlu bir tedavinin ardından yenen 48 yaşındaki Nedim Kulaoğlu, "Yoğun bakımda ölmek için yalvarıyorsun ama ölemiyorsun. 'Allah'ım canımı al, artık kurtulayım' diyorsun. Çünkü nefes alamıyorsun artık. Tamamen bitmişsin, o açıdan çok zor. Dışarıdaki insanlar bunun bu kadar zor olduğunu bilse bırak gezmeyi, işe gitmeyi, kafalarını dahi camdan dışarı çıkarmazlar" dedi.

Beyoğlu'nda bir tekstil atölyesinde kat sorumlusu olarak çalışan 48 yaşındaki Kulaoğlu, Kovid-19 teşhisi konulduktan sonra yaklaşık 2 aylık zorlu tedavinin ardından sağlığına kavuştu.

Kulaoğlu, ilk önce öksürük şikayeti yaşadığını ve soğuk algınlığına yakalandığını düşündüğünü daha sonra kaslarında dayanılmaz bir ağrı hissetmesi üzerine hastaneye gittiğini ve testler sonucunda Kovid-19'a yakalandığının tespit edildiğini belirtti.

Kulaoğlu, ilk önce doktorların tavsiyesi üzerine evde kendisini karantinaya aldığını ve ilaçlarını kullanmaya başladığını ancak evde karantinadayken yüksek ateş şikayetinin olması üzerine ambulansla hastaneye kaldırıldığını anlattı.

Hastanede normal serviste 4 gün yattığını ve durumunun daha da kötüye gitmesi üzerine yoğun bakıma alındığını kaydeden Kulaoğlu, "Ateşim çok yüksekti, nefes alamama sıkıntım vardı. Yoğun bakımda hava hortumunu burnunuza takıyorlar. Hava hortumunu burnundan çıkardılar mı kesinlikle nefes alamıyorsun. Bir dakika bile duramıyorsun nefessiz" dedi.

Kulaoğlu, yoğun bakımda tutulduğu sırada, 10'u solunum cihazına bağlı 12 kişinin daha yattığını aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yoğun bakımda ağrın var. Belli bir saatte doktor, hemşire geliyor ve ondan sonra kimse yok. Bir de 24 saatte ne kadar dayanabilirsen 16 saat, 18 saat yüz üstü yatırıyorlar. Yüz üstü yatmak gerçekten çok zor."

Tedavisi sırasında uyutulmadığı için yoğun bakımda görerek, yaşayarak çok zor zamanlar geçirdiğini ifade eden Kulaoğlu, "Adam orada entübe olmuş yatıyor. 5 dakika sonra bakıyorum, çarşafları almışlar, toplamışlar. Adamı götürmüşler, ölmüş" diye konuştu.

Koronavirüs Pandemi Eylül