Yandex
16 Ocak 2025 Perşembe
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Faili meçhul saldırıların arkasında kim var?

Irak’ta 1 Ekim’de başlayan ve en az 460 kişinin öldüğü protestolar devam ediyor. Gösterilere son dönemde, kimliği belirsiz kişilerce yapılan kışkırtıcı saldırılar da eklendi. Iraklı stratejist ve gazeteci Muhammed Ali Hekim yaşanan süreci ve bölgeye olası yansımalarını Aydınlık’a değerlendirdi.

Faili meçhul saldırıların arkasında kim var?
A+ A-
YAKUIP ASLAN / TAHRAN

Irak, uzun süredir yaşanan eylemlerle dünya gündeminde. Sokak eylemlerine ilişkin birçok yorum yapılıyor. Her geçen gün sokak eylemlerinde ölü sayısının artması ve faili meçhul provokatif saldırılar kafaları karıştırıyor. Bir taraf yaşanan süreçten İran’ı sorumlu tutarken bir diğer taraf ABD-İsrail ve Körfez cephesini suçluyor. Irak Al Naql Haber Ajansı Tahran temsilcisi Muhammed Ali Hekim, ülkesinde yaşanan sürece ilişkin Aydınlık’ın sorularını yanıtladı.

‘IRAK IRAKLILARINDIR’
* Yaşanan süreci genel bir çerçevede toparlamaya çalışırsak Iraklılar neden sokakta? Eylemciler ne istiyor? Provokatif eylemlerin arkasında kimler var?
Zuhur ettiği ilk an Irak anayasasının 67’nci maddesine binaen protesto eylemleri barışçıldı. Ancak sonraki süreçte, protesto eylemlerine müdahil olan bozguncu unsurlar zuhur etti. Birçok kimse özellikle Suudi Hanedanlığı ve ABD’nin olayların arkasında olduğunu düşünüyor. Şahsi görüşüm bu olayların arkasında birinci derecede yayılmacı Siyonist Erk ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) durmaktadır. Bu provokatörler barışçıl protesto eylemlerini rayından çıkardı. Halkın ve protestocuların haklı ve gerçekçi talepleri vardı. Hükümetin değişmesi ve Başbakanın istifa etmesi istendi. Başbakan Adil Abdul Mehdi istifa etti. Ancak buna rağmen etrafa saldıran, yakıp yıkan tahripkâr protestolar devam etti. Zira provokatörlerin asıl amacı ülkeyi kaosa sürüklemek, mevcut nizamı tamamen değiştirmek ve özellikle bir Şii-Sunni çatışması körüklemektir. Iraklılar arasındaki bu çatışmayı Irak’ın orta bölgelerinden güney bölgelerine doğru tedricen yaygınlaştırmak amaç edinildi.
Ortaya çıkan tabloda Irak hudutları ötesinden gizli ajandaların devreye sokulduğunu gördük. Ancak şunun iyi bilinmesi gerekir: Biz Iraklılar meselelerimize dışardan birilerinin müdahale etmesine izin vermeyeceğiz. Irak Iraklılarındır ve kendi meselelerimizi kendimiz çözebiliriz. Irak’ı ancak Iraklılar yönetecektir. Herhangi bir yabancı devletin Irak’ın içişlerine müdahale etmesine müsamaha göstermeyeceğiz.

‘IRAK’TAKİ KAOS İRAN’A DA ZARAR VERİR’
* Yaşanan süreçte İran’ın rolü olduğu yorumları var. Irak’ta eylemcilerin bir kısmı İran’ı içişlerine müdahale ile suçluyor. İran sürecin neresinde?

İran, bu olayların arkasında olamaz. Zira Irak’ın selameti ve güvenliği İran’ın selameti ve güvenliğidir. Irak’ın kaos yaşaması İran’a zarar verir. Bu sebeple İran Irak’ın istikrarlı ve huzurlu olmasını ister. Ayrıca Irak’ın güvenliği Suriye’nin, Lübnan’ın ve hatta Suudi Arabistan’ın güvenliği için de önemlidir. Bu sebeple tedavüle sokulan ‘bu olayların arkasında İran olabilir’ tezleri gerçeklikten uzaktır. İran için Irak önemli bir ülkedir. İran İslam Cumhuriyeti, Haşdi Şabi ve Irak halkının yanında, Irak’ın düşmanları Siyonist erk, ABD ve bazı Körfez ülkelerine karşı tavır almaktadır. İran, IŞİD terörüne ve onu besleyen mihraklara karşı Irak halkının teröre ve işgale karşı mücadelesini desteklemektedir. Irak, İran’ın sağladığı destek sayesinde, bünyesine sokulan bu kanserden kendisini kurtarmıştır. İran İslam Cumhuriyeti’nin verdiği destek, Haşdi Şabi’nin mücadele azmi ve Sistani’nin fetvası olmasaydı IŞİD tehdidi ve taşıdığı tahripkar hedefler sadece İran ve bölge için değil tüm alem için yıkıcı sonuçlar getirecekti. IŞİD terör örgütü ölüm makinesiydi. Sadece Irak halkını katletmediler, Irak’ı talan ettiler, yıktılar, binlerce insanı yurtlarından ettiler. Protesto eylemlerine sızan provokatörler kitleleri yönlendirerek İran Konsolosluğuna karşı sürüklediler. Bu eylem için çok büyük meblağlar ödendi.

YENİ SÜREÇ NASIL İŞLEMELİ
* Irak’ta önümüzdeki siyasi süreç nasıl işleyecek? Ve bu süreçte gördüğünüz olası riskler nelerdir?
Irak anayasasının 81’inci maddesine binaen, Başbakanın istifası veya herhangi bir sebepten mütevellit makamın boşalması halinde, sultası Cumhurbaşkanına intikal eder. Bu maddeye istinaden bugün Irak devletinin ve hükümetinin başı Cumhurbaşkanı Berhem Salih’tir. Bu esnada Irak Parlamentosu, hükümetin asli görevlerini yerine getirmesi amacıyla, yeni bir hükümet ve Başbakan seçilinceye kadar, geçici bir Başbakan tayin etmek için çalışmalarını sürdürmektedir. Ayrıca Sayın Sistani Irak’a dayatılan mevcut Irak anayasasının değiştirilmesi için teklifte bulunmuştur. Irak kentlerinde sokaklara dökülen kitleler de bu talebi desteklemektedir.
Bağımsız seçkin yargı mensuplarından oluşacak bir Yüksek Seçim Kurulunun teşkil edilmesi ve nezih seçimlerin hemen yapılması zaruridir. Ardından Irak için yeni bir anayasa yapılmalıdır. Bu sağlandığı takdirde, kanaatim odur ki, sorunlarımız büyük ölçüde hal olacaktır. Bu olmaz ise ve mevcut durum girdabında debelendikçe, yabancı bölgesel devletlerin, Siyonist Erk’in ve ABD’nin de dahli oldukça Irak meçhule yol alacaktır. Irak parlamentosu da çözüm için sorumluluk üstlenmez ve bu yönde ciddi adımlar atmaz ise durum çok daha vahim hale gelecektir. Ancak birçok krizin aşılmasında belirleyici olan, IŞİD’e karşı mücadelede ilham kaynağı olan dini merciiler ile Iraklı siyasilerin birlikte çalışması sağlanırsa bu krizin üstesinden daha kolay gelinebilir. Bu olmaz ve siyasiler rüşvet, fesat, iltimas ve makamlarını bencil çıkarları için kullanmakta ısrarcı olurlarsa o vakit 1 Ekim’de sokaklara dökülen halk bu siyasilerden kurtuluncaya kadar mücadelesine devam eder.

‘PLANLARI BİTMEYEN MEZHEP ÇATIŞMASI’
* Siyonist Erk derken tam olarak neyi kastediyorsunuz? Yani İsrail’in ülkeniz için yeni bir ajandası mı var?
Bir kez daha altını çizerek ifade edeyim; Irak’ta yaşadığımız toplumsal krizin haklı sebepleri vardır. Ancak ihmal edilmemesi gereken husus şudur ki Irak gibi bir ülkede Siyonizm her daim işin içindedir. Velakin Irak halkı bu planları her daim boşa çıkarmıştır. En bariz örneği Mesut Barzani’nin ‘bağımsızlık seçimi veya referandumu’ esnasında görüldü. Siyonist erk İsrail ve ABD’ye bel bağlayan Barzani’nin hayalleri suya düştü. Hayalini kurduğu ‘Kürdistan’ artık 80 sene geri düşmüştür. Türkiye, İran ve Suriye’nin ortaya koyduğu tavır da şüphesiz Irak halkının bölücülüğe karşı mücadelesine ivme ve zindelik katmış ve bu planlarının rafa kaldırılmasında önemli bir etken olmuştur.
Özellikle Barzani’nin Kürdistan hayali içinde Kerkük’e atıf ettiği özel ilgi ve Kerkük’ü işgal ve ilhak etme projesi ile buradaki petrolü Suriye’de inşa edecekleri Akdeniz’e kadar uzanacak olan ‘Kürdistan’ üzerinden taşıma arzusu, Irak ordusu, Haşdi Şabi kuvvetleri ve halkın desteği ile rafa kaldırılmış ve paramparça edilmiştir. Saydığım bu üç komşu devletler Irak veya kendi toprakları üzerinde bu İsrail Siyonist plana asla izin vermeyeceklerdir. Büyük bir darbe alan Siyonist plan, Sünni-Şii, Şii-Şii, Sünni-Sünni, Şii-Kürt, Sünni-Kürt, Kürt-Türkmen, Arap-Kürt-Türkmen çatışmasını provoke etmek ve Irak’ı bitmeyen bir mezhep ve etnik ihtilafına ve savaşına sürüklemek istemektedir.

'2020 YILI KRİTİK'

Muhammed Ali Hekim son olarak şu değerlendirmelerde bulundu:
“2020 önemli hadiselerin yaşanacağı yıl olacak. Zira Trump’ı ABD’de zorlu bir seçim beklemektedir. İran’ın bölgede ciddi bir nüfuzu ve ilişkileri mevcuttur. İran, Türkiye gibi, Milli Güvenliğini tehdit edecek veya tehlikeye atacak hiçbir oluşuma kayıtsız ve sessiz kalmayacaktır. Bölgesel işbirliği tesis edilmez ve mevcut bilinmezlik durumu bu şekilde devam ederse korkarım ki tüm bölgeyi kapsayacak büyük bir yıkıcı savaş kaçınılmaz olacaktır.”

'IRAK'TAKİ ATEŞ HERKESİ YAKAR'

* Irak’ta siyasi bir çözüme ulaşılamaması ve mevcut ortamın devam etmesi ülkenizi ve bölgeyi nasıl etkileyecek?
İsrail, Irak halkının gücünü, Suriye, Lübnan ve Irak’ta ortaya koyduğu direniş azmini gayet iyi bilmektedir. İşgal ve bölücü planlara karşı Irak’ın sahip olduğu tarihi bilinci ve azmi idrak etmektedir. Bu sebeple Irak’ın kriz ve savaşlardan başını kaldırmaması için tüm araçları devreye sokmuştur.
Suriye yıllardır rahat yüzü görmedi, Lübnan krizlerle boğuşmaktan kurtulamıyor, Irak’ta içinde bulunduğumuz durum iç acı değil... İtikadım odur ki, bölge mevcut kaos halini yaşamaya devam ederse, bölge bir bütün olarak meçhule ve çok daha kanlı savaşlara gebedir. Bu krize ve ateşe Lübnan’da, Suriye’de, Irak’ta katkı yapan ve benzin döken Körfez ülkeleri kendilerini bu ateşten uzak tutacaklarını sanıyorlarsa büyük bir yanılgı içinde olduklarını bilmeleri gerekir. Zira Irak güvenli ve istikrarlı değilse kendileri de güvende olamazlar. Bu ateş onları da yakar.

Çeviren: Prof. Dr. Mehmet Yuva

Son Dakika Haberleri