‘Faiz lobisi’nin payı milli savunmayı katladı'
Yüksek faiz politikasıyla yurt dışına kaynak aktarımı devam ediyor. Faiz yükünün bütçeye oluşturduğu açık diğer kalemlerden karşılanıyor. Yılın ilk iki ayında faiz harcamaları 465,7 milyar lirayı bulurken; savunma 167,5 milyar lirada, sağlık 277,5 milyar lirada, eğitim de 455,3 milyar lirada kaldı.


Borçlanma maliyetinin yüksekliği, kamu bütçesinde faiz giderinin yükünü artırmaya devam ediyor. Hazine ve Maliye Bakanlığının paylaştığı merkezi yönetim bütçesi verilerine göre şubatta ve yılın ilk iki ayında faiz harcamaları savunma, eğitim ve sağlık harcamalarının önüne geçti. Şubat ayında faiz ödemeleri 302,7 milyar lirayı bulurken, savunma harcamaları 111,5 milyar lira, eğitim gideri 297,2 milyar lira, sağlığa ayrılan pay da 178,2 milyar lirada kaldı. Yılın ilk iki ayının toplamında ise faiz harcamaları 465,7 milyar lira, savunma ödemeleri 167,5 milyar lira, sağlık hizmetleri gideri 277,5 milyar lira, eğitim hizmetlerine ayrılan pay da 455,3 milyar lira oldu.
SAVUNMANIN PAYI YÜZDE 5,3
3 trilyon 146 milyar 200 milyon lira olan toplam bütçe giderleri içinde faizin payı yüzde 14,8, savunmanın payı yüzde 5,3, sağlığın payı yüzde 8,8, eğitimin payı da yüzde 14,4 olarak kayıtlara geçti. Yüksek borçlanma maliyeti nedeniyle oluşan bütçe açığının eğitim, sağlık, savunma, emekli ve emekçi gelirlerinden kısarak karşılandığını kaydeden İktisatçı Doç. Dr. Baki Demirel, bir servet aktarımının meydana geldiğine işaret etti. Demirel, şu ifadeleri kullandı:
“Enflasyonu düşürmek için faiz yükseltip ücreteler baskılıyor ancak öte taraftan faiz yükü nedeniyle oluşan bütçe açığı sorun olarak görülüyor. Sorun olarak görülen ve yüksek faizle meydana gelen bütçe açığını kapatmak için de emekçilerin, emeklilerin gelirleri kısılıyor, tüketicilere yönelik olan vergiler artırılıyor.
‘DEVLETİN ASLİ GÖREVLERİ AKSIYOR’
“Borç yönetimi uygulanarak sağlıktan, savunmadan, eğitimden kısılıyor ve sosyal devlet küçültülüyor. Sonra da diyorlar ki ‘Bütçe açığı hala çok yüksek, bunu kapatmak lazım.’ Fakat bütçe açığını kapatayım derken sosyal devlet parçalanıyor ve devletin asli görevleri aksatılıyor. Kamu istihdamı azaltılıyor. Kalkınmacı devlet rolü ortadan kaldırılıyor ve tarıma verilen destekler azaltılıyor. Bunların ardından da sahadaki et fiyatlarından dert yakınıyorlar.
“Bu açıkça servet yaratılmasıdır. Kime? Türkiye’deki ve dünyadaki finans-kapitale servet yaratılmasıdır. Bütçe açığını esas artıran kalemin faiz olduğu çok açık. Bu politika doğru bir politika değil. Bu politika dezenflasyon değil aksine yoksullaştırıcıdır.”
İKİ AYDA 449,5 MİLYAR LİRA AÇIK
Merkezi yönetim bütçesinden ocak-şubat döneminde geçen yılın aynı ayına göre yüzde 49,9'lik artışla 2 trilyon 89 milyar 859 milyon lira harcama yapıldı, bütçe gelirleri de yüzde 34,9 artarak 1 trilyon 640 milyar 508 milyon lira oldu. Böylelikle 2025'te merkezi yönetim bütçe giderleri için öngörülen 14 trilyon 731 milyar 14 milyon lira ödeneğin, yüzde 14,2'si kullanılmış oldu. Yılın ilk iki ayındaki bütçe açığı 449,5 milyar lira olarak meydana geldi.