22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Farkındalık yaratmıyor umudu köreltiyor

Netflix yapımı yabancı dizi “Elitte”ten uyarlanarak çekilen yerli, drama ve gençlik dizisi “Duy Beni” Temmuz başından beri Star TV’de yayımlanıyor. Dizi özel ve elit bir kolejde, bursla okula kayıtlı üç yoksul öğrenci ve varlıklı sınıf arkadaşları arasındaki ilişkiler etrafında geçiyor.

Farkındalık yaratmıyor umudu köreltiyor
A+ A-
SELENGA ARTAR YAĞCI

Dizide varlıklı öğrencilerin kendi aralarında gruplaşmaları ve gruba kabul edilme, grup liderine hoş görünme çabasıyla diğer öğrencilerin, haksızlık ve iftiralara bile isteye ortak olmaları sıklıkla işleniyor. Şantaj yapmak, korkutarak baskılamaya çalışmak, sıkıştırıp üstlerini başlarını soydurmak, zorbalıkla iç çamaşırlı fotoğraflarını çekmek, kız ve erkek öğrencileri yarı çıplak bir araya getirip cinsel iftiraya maruz bırakmak, vs…

Bütün bunlar izleyenler tarafından kötü, ders alınması gerekli örnekler olarak mı, yoksa merak uyandıran hatta özenti duyulan şeyler olarak mı algılanıyor, özellikle çocuklar diziden nasıl etkileniyor, akran zorbalığı nedir? Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Neslihan İnal’la konuştuk.

  • Akran zorbalığı nedir?

Çocukların ve gençlerin kendi akranları tarafından gördükleri şiddet davranışlarına verilen addır. Özellikle okul çağı çocuklarında oldukça yaygın görülür. Çalışmalar, yüzde 50 çocuğun en az bir kere akran zorbalığına uğradığını, bunların da yüzde 10’unda zorbalığa uğramanın devam ettiğini göstermektedir. Zorbalığın türevleri vardır. İtme, kakma, vurma gibi fiziksel; ya da tehdit, küfür, hakaret, alay gibi sözel şiddet içeren zorbalıklar, bunun yanında siber zorbalık dediğimiz, oyun odalarında, sosyal medyada, e-posta yoluyla yapılan tacizler, tehditler örnek olarak sayılabilir. Akran zorbalığı, diğer bütün zorbalıklarda olduğu gibi kendini güçlü görenin kendinden daha zayıf gördüğü kişiye uyguladığı bir şiddet türüdür.

AKRAN ZORBALIĞI

  • Akran zorbalığı, örneğin yaşa göre mi, ilkokul çağında, lise çağında gibi, veya sosyokültürel çevreye göre mi, özel okullarda, yoksul mahallelerde gibi, veya başka bir şeye göre mi gözlemlenir? Dozu, şekli, içeriği değişkenlik gösterir mi? Yaş büyüdükçe suç haline dönüşür mü?

Şu çevrede ya da şu yaşta gözlemlenir diye bir şey söyleyemeyiz. Her yaşta ve her çevrede gözlemlenebilir. Yaşa göre şekil değiştirebilir. Daha küçük yaşlarda fiziksel ve sözel şiddetin yoğun olduğunu, yaş büyüdükçe ve ergenlikte ise teknolojik imkanların kullanıldığı siber zorbalığın, sosyal medyada, işte fotoğraf çekme, tehdit etme gibi adli yönden suç unsuru da içerecek şekilde gündeme geldiğini görmekteyiz.

‘OLUMLU MODELLER YARATILMALI’

  • Zorbalık, şiddet, kadına şiddet, çocuk yaşta evlilik, töre cinayeti, kan davası, mafyatik ilişkiler… Yıllardır TV’lerde yapımcılar bu konuları ve ilgili sahneleri “farkındalık yaratmak, toplumu aydınlatmak” amacıyla işlerler! Gerçekte ise bunları izlemek kanıksamaya, duyarsızlaşmaya ve normalleştirmeye neden olur. Gençlik dizilerinde ve hedef kitlenin çocuklar olduğu düşünüldüğünde nasıl davranmak gerekir? Akran zorbalığı ve benzeri gençlik konuları, sorunlar dizi ve filmlerde nasıl işlenmelidir?

TV dizileriyle toplum mühendisliği yapılması, toplumda farkındalık yaratmak gibi şeyler mümkün olabilir ama konuların çok dikkatli ele alınması gerekir. Duyarsızlık oluşmasından öte “kötüye hiçbir şey olmuyor, kötülükler karşısında mağdur hep mağdur kalıyor, yardım göremiyor, çaresizlik içinde kıvranıyor” gibi algılar yerleşmesi toplumun adalet duygusuna zarar verir. İnsanlarda çözüm arama, bulma becerileri ciddi anlamda sekteye uğratılmaktadır. İstismarda, güçsüze güçlünün yaptığı haksızlık söz konusudur. Mağdur kişi, mağdur olmaktan başka bundan kaynaklı psikiyatrik sorunlar riskiyle de baş başadır. Mağduriyete sebep olanların psikolojik ve psikiyatrik durumları ayrı konudur. Çalışmalar istismara uğratan kişilerin geçmişlerinde kendilerinin istismar mağduru oldukları gerçeğini ortaya çıkarmaktadır. Neresinden baksanız ayrı bir sorun yumağı, ayrı hassasiyetler. Dizilerde bunlar işlenirken doğru rol modelleri geliştirmek, toplum vicdanı ve merhameti oluşturmak, titiz davranmak gerekir. Bahsettiğiniz dizideki örnekler insanlardaki umut duygusunu da köreltebilir. Kız öğrenci okulda öğretmenine güvenemeyecekse kime güvenecektir? Çözümler yaratabilen, mağduriyetini sineye çekmeyen, etrafı tarafından desteklenen modeller; insanlara güvenebileceği kişi ve kurumlar olduğunu gösteren, adalet duygusunu destekleyen örnekler oluşturmak sorumluluğuyla davranılmalıdır.

Netflix Star TV duy beni neslihan inal e-posta