Fatih Altaylı ve Oğuz Kaan Salıcı arasında 'Formula 1' kavgası!
CHP İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı ve gazeteci Fatih Altaylı arasındaki gerilim 'Formula 1' ile devam ediyor. Salıcı, Altaylı’yı, İstanbul Park’taki Formula 1 yarışlarıyla ilgili yapılan ihaledeki usulsüzlükleri savunmak amacıyla kendisine iftira atmakla suçladı. Altaylı'dan yanıt geldi.
Fatih Altaylı, CHP İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı’nın “Eski AKP’li bir basın danışmanının programına çıkması için kendisiyle konuştuğunu” öne sürmüştü.
CHP İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı, X hesabından yaptığı açıklamayla Altaylı’ya yanıt verdi. Salıcı, Altaylı’nın, İstanbul Park’taki Formula 1 pisti ihalesi nedeniyle kendisine iftira attığını ileri sürerek, “AKP’nin rant ihalesini savunmak için bana iftira atmana gerek yoktu.” dedi.
Altaylı ise bugünkü yazısında Salıcı'nın 'Formula 1' ile ilgili açıklamalarına tepki gösterdi. Altaylı, "Kendisi pistin son yapılan ihalesini ve ihaleyi alanları gündeme getirdiği için ben kendisine saldırıyormuşum. Güler misin, ağlar mısın, yoksa söver misin! Kendisinin İstanbul Park ile ilgilendiğini doğrusu hiç bilmiyordum, öğrenmiş oldum. İlgilenmesi iyi bir şey çünkü yıllarca bu pist işgal altında iken ve ben yıllardır bu konuda yazılar yazarken hiç konuya girmemişti. Ve o kadar cahil ki, benim İstanbul Park pisti ile ilgili yıllardır yazdığımı bile bilmiyor" ifadelerini kullandı.
NE OLMUŞTU?
Salıcı ve Altaylı arasındaki tartışmanın başlangıcı Salıcı'nın CHP'deki normalleşmeyi eleştirmesi ile başlamıştı. Salıcı, 8 Kasım 2024’te yayınladığı açıklamada partisinin normalleşme politikasını eleştirmiş, “CHP’de Kurultay bir lütuf değildir, haktır. Gerekirse Kurultay’a gidilir. CHP’nin her genel başkanı son derece saygındır, öte yandan ‘padişah’ da değildir” ifadelerine yer vermişti.
Fatih Altaylı, YouTube programında Salıcı’ya ağır sözlerle yüklenmişti:
“‘Kurultay olmazsa CHP bölünür’ minvalinde bir cümle kurmuş. Güleyim mi, ağlayayım mı, söveyim mi, ciddiye mi almayayım. Arsızca bir tavır gibi geldi bana. Tehdit ediyor.
“Bölün ulan partiyi. Çıkın. Haydi bölün. Herkes de ne mal olduğunuzu görsün sizin kardeşim. Sizin aslında kime, neye bunca yıldır hizmet ettiğinizi daha iyi anlasın herkes. Benim 2022 yılında ‘Kemal Kılıçdaroğlu senin çevrende AKP’nin ajanları var dediğinde neyi kastettiğimi bugün daha iyi anlıyoruz. Anlamadığımız tek şey şu. Ben köstebeğe demişim, etrafında köstebek var diye. Çünkü bulgular bunu gösteriyor. Meğerse köstebek bir değilmiş. Köstebek çetesi varmış.”
Oğuz Kaan Salıcı, Fatih Altaylı’ya sosyal medya hesabından cevap verdi:
“Saçmalama hakkına saygı duyuyorum ama hakaretlerine göz yummayacağım. Seviyemi senin yanına düşürmeyeceğim. ‘Cumhuriyet Halk Partisi’nde Kurultay tartışması’ hakkındaki sözlerimi çarpıtmışsın. Dediklerinin hepsi iftira ve gerçek dışıdır. Ben söylediklerimi aşağıdaki videoda bizzat paylaşıyorum. Gerçekte ne dediğimi senin araştırman gerekirdi. Okuduğunu ve izlediğini anlaman gerekirdi. ‘Tehdit’ ile ‘tespit’ arasındaki farkı bilmen gerekirdi. Gazeteci olduğunu iddia eden sensin. Ama sen de haklısın, kulağına üflenenleri araştırmana gerek yok. Çünkü sen fevkalade bir tetikçisin. Sen bir jetonlu küfür makinesisin. Kraldan çok kralcı olmak, paralı askerlerin tutumudur. Ben bir hakikat eriyim, hakaret ve iftiradan uzak dururum. Bir gün gelir fon musluklarından akan su kesilir veya kaynaklar el değiştirir. Paralı askerlerin bunları da dikkate alması gerekir.”
'CÜMLE ALEM SANA NİYE SİYAH DİYOR?'
“Saray’ın ajanı olduğumu iddia etmişsin. Ajanların bir kod adı olur. Benim bugüne kadar hiç kod adım olmadı. Senin kod adın var mı Fatih Altaylı? Tüm Türkiye seni neden ‘Alo Fatih’ diye biliyor? Sen bu ülkenin siyahlarından değilsin, cümle alem sana niye ‘siyah’ diyor?”
'GEZİ’DE BEN SOKAKTAYKEN SEN SARAYA ÇANAK TUTUYORDUN'
“Gezi Parkı Direnişi’nde ben Partimin İstanbul İl Başkanı olarak sokaktayken, sen AKP İstanbul İl Başkanlığı’ndan yaptığın canlı yayında Saray’a çanak tutuyordun. İyi bir gazeteci olmadığın gibi, makyajı dökülen bir kanaat teknisyenisin. Kötü bir kanaat teknisyeni olduğun gibi, vasatın altında bir yorumcusun. Cumhuriyet Halk Partisi örgütünü ve seçmenini dizayn etmeye kalkarak haddini aşıyorsun. Cumhuriyet Halk Partisi’nin neden 100 yıldır yaşadığını sen bilemezsin. Ben bilirim. Çünkü ben sosyal demokratım, sen değilsin. Cumhuriyet Halk Partisi; Türkiye’nin en demokratik partisi olduğu için, 100 yıldır ulusal ve küresel gelişmelere ayak uydurabilme esnekliğine sahip olduğu için, halkla arasına sarsılmaz bir güven bağı kurabildiği için, kendi içinde yoldaşça tartışmayı bildiği için bir asırdır ayaktadır. Cumhuriyet Halk Partisi ayakta, sen yerdesin. İftira ve hakaretlerin için yargıya gitmeyeceğim çünkü sen buna değmezsin.”
TARTIŞMANIN ASIL NEDENİ FORMULA 1 PİSTİ Mİ?
Salıcı ve Altaylı'nın karşılıklı açıklamalarının ardından Salıcı'dan bir paylaşım daha gelmişti. "FATİH ALTAYLI’NIN BANA NEDEN SALDIRDIĞI BUGÜN ORTAYA ÇIKTI" paylaşımı yapan Salıcı'nın açıklamaları şöyleydi:
Saldırısının arka planını samimiyetle, olduğu gibi anlatacağım. Ben siyaseti rol kesmek, oyun oynamak için yapmıyorum. Bir yıldır üstünde çalıştığım bir dosya var. Bu çalışma, seçim bölgemdeki 2 milyon metrekarelik bir alanla ilgili. Formula 1 yarışlarının düzenlendiği İstanbul Park’tan söz ediyorum. Çalışmam İstanbul Park’ın geçtiğimiz yıl kasım ayında tahliye edilememesiyle başladı; ardından yapılan yeni ihalenin de yandaşa peşkeş çekildiğini ispatlamama kadar vardı. İstanbul Park ihalesinde sahte kefalet senedi kullanılmıştı.
Nihayetinde iddialarımı geçtiğimiz hafta Sözcü Gazetesi’nde devletin resmi belgesiyle ispatladım. Aynı gün bana kim sataştı? Fatih Altaylı. Dün gece Tele 1’de usulsüzlüğü bütün boyutlarıyla anlattım. Bu sabah bana kim sataştı? Fatih Altaylı. Eski AKP’li bir basın danışmanının, programına çıkmam için kendisiyle konuştuğunu anlattı. Fatih Altaylı’nın bahsettiği kişi Özgür Ülgin. Basın danışmanım, 2023 mayıstaki genel seçimlerden önce inisiyatif kullanarak, eski bir meslektaşı olan Özgür Ülgin’le konuşmuş. Ben de bunu yakın zamanda öğrendim.
Yani eski AKP’li basın danışmanı, Fatih Altaylı’nın yazılarında “Bende yeri ayrı” dediği Özgür Ülgin. İhaleyi kurcaladıktan sonra öğreniyorum ki bu kişi aynı zamanda Lale Cander’in basın danışmanıymış. İstanbul Park ihalesini kim aldı? Doğru tahmin ettiniz, Lale Cander. Ben Lale Hanım’ın sahteciliğini gösterdikçe, ses Fatih Altaylı’dan geliyor. Kim bu hanımefendi? Türkiye Futbol Federasyonu yönetim kurulu üyesi. TFF Başkanı Sayın İbrahim Hacıosmanoğlu’nun, iki ay önce hakkında “Devletle akçeli işlere girdi, basına bilgi sızdırdı” diye ima ettiği kişi. Lale Cander kime bilgi sızdırmıştı? Yine doğru tahmin ettiniz, Fatih Altaylı’ya. Her şey açık, her şey ortada. Öyle işte Fatih Altaylı… Alemin “siyah” kod adlı ajanı… Masken düştü. Ben sana hakikat eri olduğumu söylemiştim. Leonard Cohen ne güzel diyor, değil mi? “Herkes biliyor, geminin su aldığını. Herkes biliyor, kaptanın yalan söylediğini. Ve herkes biliyor, zarların hileli olduğunu…”
AKP’nin rant ihalesini savunmak için bana iftira atmana gerek yoktu. Arkadaşlarım söyledi; dünkü yayınında ağzından “Kural diye bir şey var. Hukuk diye bir şey var” cümleleri kaçmış. Hukuk, senin ahbaplarına kadar mı var? Rant olunca kurallar ortadan mı kalkar? Kendi söylediklerine azıcık inansaydın, senin de benim gibi, ihaleyi düzenleyen Bakan Mehmet Nuri Ersoy’un istifasını istemen gerekirdi. Ama isteyemezsin. Sen, AKP himayesindeki kamu ihalelerinde sahteciliği ispatlanmış bu çetenin basın sözcüsüsün. Sen fevkalede bir tetikçisin.