Fatih Altaylı'dan Ahmet Hakan'a 'bebek katili' tepkisi
Gazeteci Fatih Altaylı, “Bebek katili diyerek süreci baltalayanlara üç itiraz" başlıklı bir yazı kaleme alam Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan’a tepki gösterdi.
Fatih Altaylı, Ahmet Hakan’ın tepki çeken “’Bebek katili' diyerek süreci baltalayanlara üç itiraz" başlıklı yazısına yanıt verdi.
Ahmet Hakan, söz konusu yazısında "Abdullah Öcalan bebek katilidir. Onunla temas kurulmaz' cümlesini kurmak çok kolaydır. Hiçbir riski yoktur. Alkış getirir. Ama bu cümlede ne bir sorumluluk vardır ne de umut” diyerek 3 başlıkta itirazlarını aktarmıştı.
Fatih Altaylı, Hakan’ın bu yazısına karşılık bugünkü yazısında şunları kaydetti:
Şimdi ittifakın diğer kolu da Öcalan’ı bağrına basıyor. MHP’nin lideri de Öcalan’ın TBMM’ye gelmesini sağlayacak yolu açmaya çalışıyor. P, K ve K harflerini şimdi başka yere eklemlemek mümkün. Şimdi herkes “2. Çözüm Süreci dönemi” demeye başladı. Biraz farklı olsa da benziyor. Ocak 2013’te Ahmet Türk’lü ilk heyet Öcalan’a gitti. Ardından FETÖ lideri Çözüm Süreci’ne desteğini açıkladı. Arkası geldi. TÜSİAD ve diğerleri desteklediklerini söylediler. Haltı tedirgin etmemek için kodlar uyduruldu.
PKK’nin adı “Kandil” oldu, “Öcalan”ın kodu İmralı. Bu arada müdebbir bir siyasetçi olarak Erdoğan “Biz görüşmüyoruz Devlet görüşüyor” diyordu. Sanki Devlet’i başkası yönetiyormuş gibi. Sonrasında da “Hükümet değil, parti temsilcileri” görüşmeye başlamıştı. İmralı’ya yine Sırrı Süreyya Önder gidiyordu. Muhatap ise AKP adına Yalçın Akdoğan’dı. Bugün Öcalancı olan MHP o gün tam tersini bağırıyordu.
Benim gibi birkaç kişi ise “Çözüm aramak elbette iyidir ama siyasetle müzakere edin, terörle mücadeleyi bırakmayın” diyorduk. Çok kızıyorlardı bize, çözümü baltalamakla suçlandık. AKP heyeti ise Dolmabahçe’deki Başbakanlık binasında HDP heyeti ile poz verip, karşılıklı imzalar atıyordu. Akil adamlar falan derken 2015 seçimleri yaklaştı ve AKP’nin oy kaybı anketlere yansımaya başladı. O güne kadar partisinin başlattığı Çözüm Süreci’ne hep eldivenle dokunan Erdoğan yaklaşan tehlikeyi görüp süreci bitirdi.
Masayı devirdi. Sonrası Hendek Savaşları ve yüzlerce güvenlik görevlisinin hayatını kaybettiği bir dönem. Ve o gün İktidar adına süreci yöneten Yalçın Akdoğan’ı bir daha siyaset sahnesinde gören olmadı. Barış getireceğini zannederek İmralı ile Kandil arasında “Devlet” görevi yapığına inandırılan Sırrı Süreyya Önder ise bu hizmetinin karşılığını hapse atılarak aldı. Bugün de durum aslında farklı değil. Erdoğan somut tek kelime etmiyor. O gün Ahmet Davutoğlu’nun destekleyip, Yalçın Akdoğan’ın yürüttüğü süreci bugün yürüten ise o gün Ahmet Davutoğlu’na Serok Ahmet lakabını takan Devlet Bahçeli’den başkası değil.
Erdoğan ise hâlâ mesafeli. O gün de “Süreci Devlet yürütüyor” diyordu, bugün de Öcalan ve PKK’nın adını ağzına almadan hatta bu sefer Kandil ya da İmralı bile demeden işi “Devlet”e bırakmış görünüyor. Ancak HDP’nin yerini alan DEM Parti o gün sütten ağzı yandığı için bugün biraz daha temkinli. AKP’de de Yalçın Akdoğan’ı hatırlayanlar “Buna Çözüm Süreci diyemeyiz” diyorlar. Her şey aslında o günleri hatırlatıyor.
Ben ise hâlâ o gün neredeysem bugün de oradayım. “Siyasetle müzakere edin. Terörle mücadele” demeye devam ediyorum. Ancak galiba yanlış anlaşıldık. Şimdi de terörle müzakere, siyasetle mücadele ediyorlar. İktidar yancısı kalem ise “Öcalan’a bebek katili demeyin” diye bas bas bağırıyor. Ne diyelim Ahmet Bey “Sayın Öcalan mı?” Öyle diyeni de eğer sizin ittifaktan değilse hapse atıyorsunuz. Yalan mı!