Fethullah'a video ile 'Rıfkı' dedirtecekler

Müstafi Tümamiral Cihat Yaycı, yalnızca Mavi Vatan hakkındaki çalışmalarıyla değil, FETÖ'yle mücadele konusunda da adından çokça bahsettiren bir isim. Hazırladığı 72 ana ve 253 alt kriterden oluşan FETÖMETRE ile terör bağlantılı kişilerin gerçek yüzlerini ortaya çıkarabilen bir matrisin mucidi. "Tersine mühendislik" olarak tarif ettiği bu algoritma ile şüpheli kişilerin sosyal, mesleki ve eğitim yaşamları masaya yatırılarak, FETÖ'yle iltisaklı olup olmadıklarına dair ciddi bulgulara ulaşılabiliyor. FETÖ'cüler bu sistemi "soykırım" olarak adlandırsa da, Amiral Yaycı bunun bir ceza yargılaması için tespit sistemi olmadığını, Kuvvet içindeki bir karar destek sistemi olduğunun altını çiziyor.

'BİR DEĞİL BİN CİHAT FEDA OLSUN'

Amiral Cihat Yaycı'nın son günlerde FETÖ'yle ilgili yaptığı değerlendirmeler, özellikle firarileri çok rahatsız etmiş görünüyor. Sosyal medya üzerinden hemen hemen her gün ölüm tehditleri alan Amiral Yaycı, hakkındaki kampanyaya şöyle yanıt veriyor:

"FETÖ zannediyor ki Cihat Yaycı gidince bu iş unutulacak ve kadrolarını muhafaza edebilecekler... Şuan son derece rahatsızlar ve bakın iş nereye kadar geldi, Fetullah'ı benim hakkımda konuşturma noktasına kadar geldiler. Fetullah'ın çıkıp 'Yaycı bana tabi idi, ona Rıfkı kod adını vermiştim' diye video çekmesini öneriyorlar. Çünkü benimle alakalı hiçbir şey bulamıyorlar. Bunlarda kumpas, iftira o kadar normal ki; benim teğmenken sınıf arkadaşımla beslediğim tavşanın ismini (RIFKI) bana kod adı olarak verecek kadar şerefsizler! 'Biz senin 30 sene önceki tavşanını biliyoruz' diye bana mesaj veriyorlar. Gerçi keşke Fetullah öyle bir şey yapsa da, kendisine biat eden amiral ve generallerin olduğunu kabul etse... Bunu söylesin ki, o zaman bir değil bin Cihat feda olsun, bu itiraf her yerde kullanılır. "

'2005'TEN BERİ HEDEFTEYİM'

Amiral Cihat Yaycı, kendisiyle ilgili tezviratın daha 2005 yılında başladığını, 2010'da Taraf Gazetesi'nde "Bu Ergenekoncu" denilerek manşetlere taşındığını, 2017'ye kadar da FETÖ iddiaları nedeniyle mahkemelerde yargılandığını hatırlatıyor. Yaycı şöyle devam ediyor:

"Bana ilk saldırıları 2005'te başladı. Ben o zaman sancak gemisi olan TCG Kemalreis'in komutanıydım ve bahriyede tanınırdım. Hakkımda sahte ihbar mektupları yazmaya başladılar ve adıma sahte e-mail hesabı açarak benim adımla e-mailler yaymaya başladılar. O zaman kim olduklarına anlam verememiştim ama örgütlü olduklarını anlamıştım. Daha sonra bunları yapanların tamamının FETÖ'cü olduğu ortaya çıktı. 2005'ten itibaren sürekli FETÖ'nün suçlamalarıyla yargılandım, daha 2017'de beraat ettim. Benim hakkımda 2010 yılında Taraf Gazetesi'nde Ergenekoncu diye manşet attılar. 'Astsubayı denize attı, öldürdü' dediler, televizyonlara çıkıp konuştular. Ben o astsubaya takdirname vermişim, bunların iddiası; 'Adam namaz kılıyordu, bu da din düşmanıydı, o yüzden denize attı' diyorlardı. Günlerce kadın programlarında bile beni konuştular."

'BYLOCK VE ANKESÖR İLE YÜZDE 15 BULUNABİLİR'

Amiral Yaycı, saldırılara maruz kalmasının sebebini FETÖ'nün köşeye sıkışmasıyla açıklıyor. ByLock ve ankesörle FETÖ'cülerin maksimum yüzde 15'inin çözülebileceğini belirten Yaycı, kamuoyunda FETÖMETRE diye bilinen iltisak tespit sisteminin etkin şekilde kullanılması gerektiğinin altını çiziyor:

"Bu sistemle örgütün Silahlı Kuvvetler'e sızma stratejisi çözülmüştür. Bu bir tersine mühendislik çalışması. İtirafçı ifadeleri, iddianameler ve FETÖ'cü olanların sosyal, mesleki ve eğitim yaşamlarının masaya yatırılıp ortak kesitler bulunmasıyla hazırlanmıştır. Bu sistemin mantığı her kurumda uygulanabilir. Bu bir ceza yargılaması için tespit sistemi değil, bu bir karar destek sistemidir. Atamalarda, terfilerde vs. de kullanmak için... Şimdi beni soykırımcı olmakla suçluyorlar. Örgütü bu kadar iyi bilmek için örgütün içinde olmak lazım diyorlar. Demek ki yaptığımız iş o kadar tehlikeli bir durum bunlar açısından. Sistematik bir kampanya başladı. Sürekli ölüm tehditleri geliyor. Adem Yavuz Arslan 'dosyasını tekemmül ettirin rütbeleri sökülsün' diye buradaki kripto mensuplarına talimat veriyor. Emre Uslu gibi elebaşları aleyhime sosyal medya kampanyası yürütüyorlar. Tarık Toros 'hesap soracağız' mesajı veriyor. Hainlerin hedefi olmak benim için şereftir. Avukatım bugün suç duyurusunda bulunacak."

'KRİPTO ÜYELERİ KORUMA REFLEKSİ'

"Sınav yolsuzlukları tespit edilmeden, çalıntı sorularla sınavları kazanıp devlete, akademi dünyasına yerleşenler ortaya çıkarılmadan, devlet büyük tehlike içindedir. FETÖ’nün hezeyanları devlet içindeki kadrolarının mevcudiyetinin delilidir. Zira FETÖ'nün iltisak tespit sistemini itibarsızlaştırma kampanyası, örgütün devlet içindeki kripto üyelerini koruma refleksidir. Bunlara karşı mücadele, alnının akıyla çalışan ve sınavlara giren tüm dürüst vatandaşların sorumluluğudur. Sadece devletin birimlerinin değil, çocuklarının hakkı çalınan ve yenen tüm aileler de sonuna kadar her platformda mücadele etmelidir."