FETÖ ile ilişkiler, PKK/HDP'yi kollamaları, belediyelerden ihaleler:Cevap veremediler
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve İyi Parti'den kopmalar artarken, istifa edenlerin eleştirilerine Meral Akşener ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun sessiz kalması dikkat çekti. İki liderin bu tavrı, ‘sükûtan kabul’ olarak değerlendirildi.
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendi partililerinin “FETÖ ile ilişkiler, PKK/HDP’yi kollama ve CHP’li belediyelerden ihale alma” iddialarına yanıt veremediler.
Muhalefet partilerinde çatlaklar büyürken, partilerden kopmalar da arttı. İyi Parti kurucularından Ümit Özdağ ve arkadaşları istifa edip yeni parti kurmak için harekete geçerken, CHP’de de ayrılmalar hızlandı. İyi Parti ve CHP’den ayrılanlar düzenledikleri basın toplantılarında parti yönetimlerine ağır suçlamalar yönelttiler. İyi Parti’den istifa eden parti kurucusu Ümit Özdağ, “FETÖ’cüleri Akşener koruyor” derken, “HDP ile gizli anayasa çalışmasının 64 saatlik görüntüsü olduğunu”, “belediyelerden alınan ihaleleri”, “partiden Atatürk milliyetçilerinin atılıp yerlerine FETÖ’cülerin ve küreselcilerin alındığını” söyledi. Özdağ, HDP ile anayasa çalışmalarını yürüten Bursa Milletvekili Ahmet Erozan'ın yönettiği İyi Parti Diplomasi Akademisi'nde, FETÖ ile ilişkisi olduğunu iddia ettiği İstanbul İl Başkanı'nın eniştesi, üç kez FETÖ'den soruşturma geçiren Fırat Yıldır’ın konferans verecek olmasını gündeme getirdi. Özdağ, İyi Parti içindeki FETÖ'cü ilerlemenin devam ettiğini vurguladı. Özdağ, Kars belediye Başkanlığını HDP’nin kazanmasından da parti yönetimini sorumlu tuttu.
Ümit Özdağ’ın ağır iddiaları karşısında Meral Akşener, susmayı tercih etti, “Kendisine hayatta başarılar diliyorum” demekle yetindi. Akşener’in tavrı, Özdağ’ın yakın çevresinde şöyle değerlendiriliyor: “Ümit Özdağ’ın açıklamalarında Akşener’e yönelik ağır ithamlar var. Normalde Akşener ve parti yönetiminin Özdağ için yargı sürecini başlatması gerekir. Ama bunu yapamazlar. İş yargıya taşınırsa birçok şey bütün çıplaklığıyla ortaya çıkar. Şu anda gündeme getirilmemiş konular da aydınlanır. Bundan korktukları için Özdağ’ın suçlamalarını susarak geçiştirmeye çalışacaklar.”
CHP YÖNETİMİ DE AYNI
Ana muhalefet partisi CHP’de de durum aynı. Partiden ayrılan milletvekilleri ve parti yöneticileri Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarına ağır suçlamalarda bulundular. CHP’den istifa edip Memleket Partisi’ni kurma çalışmalarını sürdüren Muharrem İnce, CHP yönetimini bir çetenin ele geçirdiğini iddia etti. CHP yönetimine çok sayıda suçlama yöneltti.
CHP’den istifa eden İzmir Milletvekili M. Ali Çelebi, bugünkü CHP’nin, kökleri Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerinden doğan CHP olmadığını belirtti ve durumu şu sözlerle dile getirdi: “Emperyalizme diz çöktürmüş CHP'den, S-400, Mavi Vatan, Kıbrıs, Libya, Azerbaycan, Suriye gibi milli konularda kekeleyen yöneticilere, 'Hangi istiklal vardır ki yabancıların planlarıyla, yabancıların nasihatlarıyla yükselebilsin, tarih böyle bir olay kaydetmemiştir' diyen Mustafa Kemal Atatürk'ten, yabancılardan demokrasi dilenen yöneticilere, Atatürk demekten imtina edenleri sahiplenen ve el üstünde tutan CHP'ye geldik.”
Çelebi, CHP’nin kurucu felsefesine aykırı hareket ettiğini, kumpasçılarla işbirliği yaptığını da ifade etti.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu da, CHP’den istifa edenlerin parti yönetimine yönelik ağır suçlamalarına yanıt vermek yerine susmayı tercih etti.
KONCUK’TAN ‘SARI MUHALEFET’ VURGUSU
Bağımsız Adana Milletvekili İsmail Koncuk, İyi Parti'den istifa eden İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ ile parti kurma hazırlıkları yaptıklarını, bu çerçevede kurucular kurulunu oluşturma ve tüzük hazırlığı çalışmalarına başladıklarını açıkladı. Bu çalışmaların yaklaşık bir ay önce başladığını belirten Koncuk, şöyle devam etti: "Parti programını hazırlıyoruz, tüzük çalışmalarımız başladı. Kurucular kurulunu oluşturuyoruz. Türkiye'nin her yerinden arıyorlar. Görev talep eden arkadaşlarımız var. İl ve ilçelerde bu tespitleri yapıyor ve bir envanter oluşturuyoruz. Teklif götürdüklerimiz var. Bu şekilde teşkilat şemasını da önümüzdeki süreçte çıkaracağız." Ülkenin bütün problemlerine parmak basan bir parti programı oluşturacaklarını vurgulayan Koncuk, "Merkez kavramına inanmıyoruz. Atatürk'ün Türk milliyetçiliği anlayışında bir çizgiyi savunuyoruz. Parti bunun üzerine inşa edilecek" dedi. İsmail Koncuk, ülkenin milli ve manevi değerlerine saygılı bir siyasi hareket oluşturacaklarını aktardı. Muhalefet partilerine yönelik "sarı muhalefet" eleştirisinde de bulunan Koncuk, şunları kaydetti: "Türkiye'de, 19 yıldır bu ülkeyi yönetme becerisini gösteremeyen siyasal iktidarı demokratik yolla bir türlü alt edemeyen 'sarı muhalefet' var. 'Parti içi demokrasi' demişler, sağlayamamışlar. Sürekli parti içi çekişmelerle uğraşmışlar. Biz, vatandaşlarımızın ekonomik, sosyal, kültürel alanda beklentilerine cevap verebilecek bir yapı oluşturacağız. Güçlü bir çıkış yapacağız. Problemlere çözüm önerileriyle çıkacağız, milletimizin huzuruna. Ama asla 'sarı muhalefet' olmayacağız." Koncuk, parti kurma çalışmalarını, üç ay içerisinde tamamlamayı öngördüklerini sözlerine ekledi.
CHP ULUSAL BİRLİK KADRO HAREKETİ: CHP YÖNETİMİNİN TAVRI TABANDA ÇÖZÜLMEYE YOL AÇIYOR
CHP Ulusal Birlik Kadro Hareketi, CHP yöneticilerinin terör örgütü PKK’nın ismini saklama, FETÖ ile iltisaklı olanları masum gösterme tavrının tabanda çözülmelere yol açtığını bildirdi. CHP Ulusal Birlik Kadro Hareketi, Ankara’da yaptığı toplantı sonunda bir bildiri yayınladı. Bildiriye ek olarak bir de Yılmaz Ateş’in kaleme aldığı, ülke sorunlarına ve çözümlerine ilişkin bir raporu kamuoyu ile paylaştı. CHP Ulusal Birlik Kadro Hareketi bildirisinde şu mesajlar verildi:
‘DAYATMALARLA KARŞI KARŞIYAYIZ’
Türkiye yoğun işsizlik, yoksulluk, israf, adaletsiz gelir dağılımı, tarım ve hayvancılıkta, sanayileşmede, eğitimde, insan haklarında, yargıda, yerel yönetimlerde büyük sorunlar yaşamaktadır. Ege’de, Akdeniz’de, Kıbrıs’ta, Suriye’de, Irak’ta Türkiye’nin bağımsızlığı, bütünlüğü ve egemenliğiyle bağdaşmayan dayatmalarla karşı karşıyayız. Ekonomisi batık Yunanistan, 2021 yılı savunma bütçesini beş kat arttırdı, komşuları içinde sorunlu olduğu tek ülke de Türkiye’dir. Müttefiklerimiz, ulusal bütünlüğümüze kast eden terör örgütlerine bedelsiz silah verirken, Türkiye savunma sistemini ve güncel silahları, üyesi olduğu NATO ülkelerinden parasıyla alamamaktadır. Başka ülkelerden alınca Amerika’nın yaptırım uygulamaya kalkması, kabul edilebilir bir durum değildir.
‘TERÖR ÖRGÜTÜNÜN İSMİNİ SAKLIYORLAR’
Ana muhalefet partisinin, bu sorunlara ilişkin çözüm önerilerini kamuoyuna sunması gerekirken, tartışılmasını önleyen tavır ve söylemlerini anlamakta zorluk çekiyoruz. Savunmasız 13 vatandaşımızı katleden PKK’yı ABD ve HDP yöneticileri dahi ismiyle kınarken, CHP’nin yeni genel başkan ve sözcüleri terör örgütünün ismini saklamakta ve sorumsuz bulmakta, FETÖ Terör Örgütü iltisaklıları masum göstermektedir. Bu sorumsuz davranış ve söylemler parti tabanında çözülmelere yol açmaktadır.
KİME YARANMAK İSTİYORLAR
Sayın Kılıçdaroğlu’nun 2016’daki Anayasa değişikliğine, ‘evet’ deme tutarsızlığıdır ki, bugün bazı milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasına karşı çıkması bir anlam ifade etmemektedir. Milletvekili dokunulmazlığının kaldırılmasını dün doğru bulmadık, bugün, yarın da doğru bulmuyoruz. CHP’nin genel başkanı, bir kısım yönetici ve sözcüleri, Cumhuriyet’in en büyük aydınlanma devrimleri olan, toplumu kul olmaktan çıkaran, özgür birey yapan laiklik, hilafet ve saltanatın kaldırılmasını anmaz, ağızlarına almaz oldular. Kime veya hangi çevrelere yaranmak istediklerini bilmek istiyoruz.
‘ÖZELEŞTİRİ NİTELİĞİNDE’
İnsan Hakları Eylem Planı’nın 19 yıldır tek başına bu ülkeyi yöneten iktidardan gelmesi, anlamlı ve özeleştiri niteliğindedir. Ancak aynı iktidarın bugüne kadarki uygulamaları da kuşku yaratmaktadır. 2010 ve 2017’de Anayasa’da özellikle yüksek yargı yapılanmasındaki değişiklikler, yargı bağımsızlığının önündeki en büyük engellerdir. Öncelikle bu engellerin kaldırılmasına ve köklü bir zihniyet değişimine ihtiyaç vardır. Öncelikli olarak partimizi, ülkemize de zarar verdiğine inandığımız bu yönetim anlayışından ve siyaset yapma şeklinden çekip çıkarmak istiyoruz. Ülkemiz ve partimizin sorunlarına, çözüm önerilerimizi kamuoyuyla paylaşmanın en doğru yol olduğuna inanıyoruz.