FETÖ tutuklusunun başvurusu kabul edilemedi
Anayasa Mahkemesi, FETÖ'den tutuklu eski hakimin ceza infaz kurumundaki kısıtlayıcı uygulamaların sadece FETÖ tutuklularına uygulandığı iddiasıyla ilgili şikayetlerinin incelenmemesi üzerine yaptığı bireysel başvuruyu karara bağladı.
Yüksek Mahkeme, bireysel başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verdi.
FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe teşebbüsü sırasında hakim olarak görev yapan Fikret Erkan, darbe teşebbüsü sonrasında FETÖ üyesi olduğu gerekçesiyle İzmir 5. Sulh Ceza Hakimliğince 30 Mart 2017 tarihinde tutuklanarak Menemen T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna konuldu. Erkan 29 Ekim 2020 tarihinde Afyonkarahisar 2 No.lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna, 31 Ekim 2020 tarihinde ise Afyonkarahisar 1 No.lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna nakledildi. Bursa 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 7 Şubat 2019 tarihinde Erkan'ın silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 8 yıl 9 ay hapis cezasına mahkûm edilmesine karar verildi.
'İDDİALARINI TEMELLENDİREMEDİ'
Erkan iddiasına göre Karşıyaka İnfaz Hakimliğine 26 Mart 2018 tarihinde bir dilekçe sundu. Erkan dilekçesinde, tutuklu olarak bulunduğu sürede Ceza İnfaz Kurumu tarafından verilen açık görüş kısıtlaması, sınavlara girişin ve başvuru hakkının yasaklanması, telefonla görüşme hakkının kısıtlanması, ziyaretçi saatinin kısıtlanması, eğitim ve iyileştirme faaliyetlerinin kısıtlanması, ziyaretçi sayısının kısıtlanması, dışarıdan kitap temininin kısıtlanması, avukat görüş hakkının kısıtlanması, koğuşlarda kapasitenin üzerinde tutuklu barındırılması, koridor önünde tutukluların traş edilerek berber hizmetinin kısıtlanması gibi karar ve uygulamaların sadece FETÖ/PDY tutuklularına yönelik uygulandığını, bu nedenle ayrımcılığa uğradığını iddia ederek tüm bu kısıtlama kararlarının kaldırılmasını talep etti. Bu taleplerinden istediği sonucu alamayan Erkan, anayasal haklarının ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulundu. Başvuruyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verdi. Anayasa Mahkemesi kararında, "Somut olayda başvurucu, Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan hak arama özgürlüğünün ihlal edildiği iddiasına ilişkin delillerini sunma ve açıklamalarda bulunma yönündeki yükümlülüğünü yerine getirmemiştir. Başvuru formunun eklerinde iddialarına dair herhangi bir bilgi ve belge yoktur. Dolayısıyla başvurucu tarafından ileri sürülen iddiaların temellendirilemediği sonucuna ulaşılmıştır." ifadelerine yer verildi.