FETÖ üyesinin başvurusunda ihlal kararı
Anayasa Mahkemesi (AYM), FETÖ üyeliği suçundan cezalandırılan ve cezası onanan kişinin, hakkında düzenlenen Hükümlü ve Tutuklu Bilgi Formunda, 'aktif örgüt üyesi' ibaresinin yer almasını, masumiyet karinesinin ihlali olarak değerlendirdi.
Yüksek Mahkeme, söz konusu formun, mahkûmiyet kararı kesinleşmeden düzenlendiğini belirtti. FETÖ üyeliğine ilişkin soruşturma kapsamında tutuklanan İ.K. hakkında bu suçtan ceza davası açıldı. İ.K., Bingöl 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 16 Ocak 2018 tarihli kararıyla 8 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırıldı. İ.K.'nın istinaf talebini Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesi 29 Mayıs 2019 tarihli kararıyla reddetti. Bu kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 16. Ceza Dairesi 10 Aralık 2020 tarihli kararıyla İ.K. hakkındaki hükmü düzelterek onadı ve karar kesinleşti.
'AKTİF ÖRGÜT ÜYESİ' ŞEKLİNDE FORM DÜZENLENDİ
FETÖ/PDY üyesi olduğu iddiasıyla yargılandığı dava nedeniyle hükümözlü olarak ceza infaz kurumunda bulunduğu sırada İ.K. hakkında 5 Şubat 2019 tarihli "Hükümlü ve Tutuklu Bilgi Formu" düzenlendi. Bu formun "Örgütlü Suçlardan Yargılananların Bağlı Oldukları Örgüt Adı ve Konumları" başlıklı 26. maddesinde İ.K.'ya ilişkin olarak, "Sağ Terör Örgütü, FETÖ/PDY ve Aktif Örgüt Üyesi" ibareleri kullanıldı. İ.K. verdiği dilekçeyle Bingöl M Tipi Ceza İnfaz Kurumu İdare ve Gözlem Kurulu Başkanlığından hakkındaki aktif örgüt üyesi nitelendirmesinin kaldırılmasını talep etti. İ.K.'nın bu talebi İdare ve Gözlem Kurulunun 16 Haziran 2020 tarihli kararıyla reddedildi. İ.K. da 4 Ağustos 2020'de Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) başvurdu.
AYM’NİN GEREKÇESİ
Başvuruyu inceleyen AYM İkinci Bölümü, masumiyet karinesinin ihlal edildiğine karar verdi. Kararda şöyle denildi: "Her ne kadar başvurucu hakkında ilk derece mahkemesince mahkûmiyet kararı verilmiş ise de bu karar hükümlü ve tutuklu bilgi formunun düzenlendiği tarihte henüz kesinleşmemiştir. Başvurucu hakkında yargılama devam ettiğinden karar kesinleşmedikçe kararın hangi aşamada (ilk derece, istinaf yahut temyiz) olduğunun masumiyet karinesi yönünden bir öneminin olmadığını vurgulamak gerekir. Bu itibarla başvurucu hakkında terör örgütü üyeliği suçlamasıyla açılan ceza davasında verilen mahkûmiyet kararı henüz kesinleşmeden başvurucunun aktif örgüt üyesi olarak nitelendirilmesi nedeniyle masumiyet karinesinin ihlal edildiği sonucuna varılmıştır."