Feyzioğlu değerlendirdi: Sahadan çözüm getiren plan

Feyzioğlu, “Hem katılımcı bir anlayış, hem somut sorunları sahadan elde edip yine sahanın önerileriyle çözümler getiren bir anlayış var. Milletimizin istediği bir eylem planıydı” dedi.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan önceki gün Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezinde, İnsan Hakları Eylem Planı Tanıtım Toplantısına katılarak eylem planını açıkladı. 9 amaç, 50 hedef ve 393 faaliyeti içeren bir belge olarak açıklanan planda önemli düzenlemeler yer aldı. Eylem planı hazırlıkları kapsamında 1571 kişinin katılımıyla 5 çalıştay ile 53 toplantı yapılırken bu kapsamda, sendikalar, Türkiye Barolar Birliği ve barolar, hakim, savcı ve avukatlar, Hukuk Fakültesi dekanları ile akademisyenler, gazetecilerin de aralarında bulunduğu çok sayıda kurum ve kişilerle toplantılar gerçekleştirilmişti.

Bu toplantılarda yer alan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu da eylem planına ilişkin Aydınlık’a açıklamalarda bulundu.

“Bu zaten esas olanın uygulama olduğu düşüncesi merkeze alınarak yapılmış bir plan. ‘Esas olan uygulama’ demeseydik eğer çok süslü lafları gökyüzüne yazar geçerdik” diyen Feyzioğlu, şunları kaydetti:

“Kanunda ne değişiklik yaparsan yap, ne kadar güzel cümlelerle hakları tanımlarsan tanımla sonuçta iş hakimin, savcının, avukatın uygulamasına geliyor. Biz adımlarımızla bunu esas aldık. İnsan Hakları Eylem Planı bu anlamda somut sorunların sahadan geri bildirimlerle tespit edildiği ve çözümlerin de yine sahadan gelen bilgiler çerçevesinde oluşturulduğu insana dokunacak bir plan. Bu çerçevede mesela, idari davada davalı idarenin yanında davaya eğer iptal kararı çıkarsa hakkı zarar göreceği için katılan vatandaş o iptal kararını, mesela ruhsatnamesi iptal edilmiş. O iptal kararını istinafa ve temyize götürme hakkına sahip değildi. İdarenin yanında davaya katılan vatandaşa artık kanun yoluna gitme hakkı tanınıyor.”

'İNSAN HAYATINA DOKUNACAK DEĞİŞİKLİKLER'

Eylem planındaki düzenlemelere ilişkin örnekler veren Feyzioğlu, “İdari dava açtın idare sana cevap verdi ve bu tebliğ edildi. İdarenin sonradan sunduğu dosyaya ibraz ettiği belgeler vatandaşa tebliğ edilmiyordu. Böylece mahkeme vatandaşın haberi olmayan belgeler üzerinde karar verebiliyordu. Şimdi idare daha sonradan dosyaya bir belge sunarsa bu vatandaşa da tebliğ edilecek. Bunlar doğrudan insanın hayatına dokunacak değişiklikler” şeklinde konuştu.

‘MAZERET NEDENİYLE ERTELEME AVUKATA BİLDİRİLECEK’

Eylem planı içerisindeki başka bir düzenlemeyi anlatan Feyzioğlu, şöyle sürdürdü:

“Dava belli bir aşamaya geldi. Duruşma gününü avukat olarak bekliyorsun. Vatandaş da senden haber bekliyor. Keşif günü verilmiş. 12 saat yol gittin adliyeye vardın oradan hakimle keşfe çıkacaksın. Bir bakıyorsun hakimin çocuğu rahatsızlanmış veya mazereti çıkmış izin almış. O kadar yol gittin duruşman olmuyor. Duruşman olmadığı gibi sistem sanki bu mazeret yokmuş gibi bir sonraki duruşma ya da keşif gününü deftere göre herhangi bir erteleme gibi veriyor. 6 ay veriyorsa iki duruşma arasına hakimin mazereti dolayısıyla da yine 6 ay veriyor. Şimdi, mazeret sebebiyle duruşma ya da keşfin ertelenmesi halinde bunun önceden avukata bildirilmesi zorunluluğu geliyor. Ayrıca mazeret nedeniyle ertelemelerde erteleme süresine üst sınır koyuluyor.”

KATILIMCI ANLAYIŞ

İnsan Hakları Eylem Planının katılımcı bir anlayışla hazırlandığını ifade eden Feyzioğlu şunları söyledi:

“Hem katılımcı bir anlayış, hem somut sorunları sahadan elde edip yine sahanın önerileriyle çözümler getiren bir anlayış var. Bunları yan yana koyduğumuzda sadece düzenlemelerin içeriğinden değil o düzenlemelerin nasıl uygulanacağından bahisle bu uygulamayı düzgün yapmaya yönelmiş bir eylem planı var. Milletimizin istediği bir eylem planıydı.”