Vatan Partili Filistin şehitlerinin mezarlarını bulduk! 51 yıl sonra... Cephede kullandıkları isimlerle Lübnan Enternasyonel Dayanışma Mezarlığı’nda yatıyorlar
Filistin direnişine destek için gittikleri Lübnan’da şehit düşen Vatan Partili devrimcilerin mezarını 51 sene sonra bulduk. İsrail deniz piyadelerinin operasyonunda şehit edilen Vatan Partililer, Trablus kentinde bulunan Enternasyonal Dayanışma Mezarlığı’nda yatıyor.
Tarih 21 Şubat 1973, Filistin direnişine destek için Lübnan’ın Trablus kentinde bulunan Nahr El Bared kampına gelen 9 Vatan Partili şehit edildi. Bora Gözen (32) Cafer Topçu (24), Kerim Öztürk (24), Gürol İlban (25), Şükrü Öktü (23), Yücel Özbek (25), Ali Kiraz (24) ve Ahmet Özdemir (27) İsrail askerlerinin havadan paraşütle, denizden de kuşatma operasyonu sonucunda çıkan çatışmada son mermisine kadar direndi. Öyle ki mermisi biten Bora Gözen süngüyle şehit edildi. 9 şehitten birinin adı dönemin koşulları gereği bilinmiyor.
ENTERNASYONEL DAYANIŞMA MEZARLIĞI
14-18 Şubat 2024’te Lübnan’a yaptığımız ziyaretimiz boyunca 21 Şubat 1973’te Nahr El Bared kampında İsrail tarafından şehit edilen 9 Vatan Partili’nin mezarlarını aradık. Lübnan’a vardığımız ilk günden beri direniş cephesinden görüştüğümüz her kişiye 21 Şubat 1973’te yaşanan çatışmada şehit olan Vatan Partilileri sorduk. Sorduğumuz herkes olayı bildiğini söyledi. Görüştüğümüz kişilerden kimi mezarların yıkıldığını kimi yalnızca ikisinin kaldığını belirtti. Lübnan’dan ayrılmadan önce röportaj yaptığımız İslami Cihat Lübnan Temsilcisi İhsan Ataya bize yardımcı oldu. Röportaj bittikten sonra Ataya’ya şehit edilen Vatan Partililerin mezarlarını aradığımızı ilettik. İhsan Ataya hemen telefonla bölgedeki arkadaşlarını aradı. Vatan Partililer Enternasyonal Dayanışma Mezarlığı’ndaydı. Burası zamanında Filistin direnişine desteğe gelen devrimcilerin şehit olduktan sonra gömüldükleri yer. Ataya’nın arkadaşları bir gün sonra mezarlığa gitti ve şehit olan Vatan Partililerin tek tek mezar taşlarının fotoğraflarını çekerek bize yolladı. Mezar taşlarında 9 Vatan Partili’nin Filistin cephesinde kullandıkları isimleri yer alıyor. Dikkat çeken bir nokta da şehitlerin soy isimlerinin beton ile kapatılmış olması.
EYMÜR: OPERASYON MOSSAD’LA BİRLİKTE YAPILDI
MİT eski Kontr-Terör Merkezi Başkanı Mehmet Eymür, dokuz Türk devrimcisinin Filistin kamplarında nasıl katledildiğini hem Ergenekon davasında tanık olarak dinlendiği duruşmada hem de ABD’de kurduğu “atin.org” adlı web sitesinde 2010 yılında açıkladı. 2012’deki Ergenekon davası duruşmasında Genel Başkan Doğu Perinçek Eymür’e 1973’te Lübnan’da bulunan genç Türk devrimcilerinin MOSSAD’la işbirliği yapılarak oradaki arkadaşlarımızı öldürme işi içinde oldunuz mu?” sorusunu yöneltti.
“İşçi Partili (Vatan Partisi) gençleri MOSSAD operasyonuyla şehit ettiklerini” söyleyen Eymür, "Lübnan'daki kampla ilgili gerekli istihbaratı MİT olarak biz verdik. MOSSAD da kampa operasyon düzenledi.” itirafında bulundu.
Eymür operasyonun “MİT ile ABD ve İsrail servisleri” işbirliğiyle yapıldığını atin.org internet sitesinde de şöyle anlattı:
“1973’ün Ocak ayında Milli İstihbarat Teşkilatı’na iki dost istihbarat servisinden bir bilgi geldi. ABD ve İsrail servislerinden gelen bu bilgiye göre ‘Kara Eylül Örgütü’ne mensup iki Filistinli terörist, Türkiye veya Avrupa’da eylem yapmak üzere, patlayıcı ve silah yüklü Mercedes marka bir araba ile Suriye üzerinden Türkiye’ye giriş yapacaklardı. Haberin alınmasından birkaç gün sonra, Kara Eylül Örgütü mensupları Mercedes otomobilleriyle Cilvegözü hudut kapısından giriş yaptılar. İstanbul girişinde Mercedes araçlı iki Kara Eylül militanı, MİT mensupları tarafından gözaltına alındı. Arabanın iki yanındaki boşluklar silah ve patlayıcı ile doluydu. Gelişmeler, MİT’in Ankara’daki karargâhı tarafından bilgi veren dost servislere bildirilmiş, İsrail’in iki uzmanını Türkiye’ye yollama talebi karargâh tarafından uygun karşılanmıştı. Neticede biri MOSSAD’dan, diğeri İsrail Hava Kuvvetleri İstihbaratından, iki görevli İstanbul’a geldiler.”
DOKUZ ŞEHİT İÇİN
Şehit düştü dokuz yiğit
Dağdan bir çığ kopmuş gibi
Uzak toprakta kanları
Gelincikler açmış gibi
Anadolu’dan armağan
Özgür Filistin’e kurban
Göğüslerden dökülen kan
Gözlerde kor yakmış gibi
Başlarında bora gözen
Kinimizi taşa yazan
Boynunda süngü yarası
Kızıl bayrak açmış gibi
Şu dünyada bir nesneye
Yanar içim göynür özüm
Yiğit iken ölenlere
Gök ekini biçmiş gibi
Cafer yapı ustasıydı
Köylülerin salmanıydı
Devrimin sadık evladı
Yüreklerden taşmış gibi
Yedi kilitten de geçti
Kerim Mamaklar’dan kaçtı
Gençlik birliği bayrağı
Ondan rüzgar almış gibi
Sımsıkı tutuyor Ali
Kabzasından mavzerini
Döğüştü son kurşuna dek
Bir destan yazarmış gibi
Geçip yurdundan Ahmet’in
Köpüğünde selam taşır
Acısından o yiğidin
Fırat suyu susmuş gibi
Devrimin hamalı şükrü
Yorulmayan yürüyüşçü
Omuzlarında şafağı
Sonsuza taşımış gibi
Yücel devrim savaşında
Korku bilmez yiğit idi
Palandöken’in başında
Bir kartal vurulmuş gibi
Gürol’un kalbinde yıldız
Nasıl kıpkızıl yanarmış
Marks ve Lenin, Mao Zedung
Kafaya mıhlanmış gibi
Bizim yolun erenleri
Ekinlere benzer gider
Kimi yiter, kimi biter
Yere tohum saçmış gibi
Şehitlerin kanlarıyla
Yoğruluyor dostluk harcı
Kardeş Filistin halkıyla
Yürekler birleşmiş gibi
Doğu Perinçek
(Mamak Cezaevi - Mart 73)
‘BORA ÖLMEDİ’
Annesi, Bora Gözen’in şehit olduğuna hiçbir zaman inanmadı. Son nefesine kadar “Bora gelecek” diye bekledi. Tek oğlu Bora’nın şehit olduğunu duyduktan sonra Fahriye Gözen, acısını şiirlere döktü:
İnanamadım gelmezliğine, uzun sürdü
Günün, güneşin dayanılmaz güzel olduğu yerde,
Bir ben, bir sendik...
Yağmura, rüzgâra, mevsimlere karşı gezerdik
İnsan sevgisi süzülürdü duru gözlerinde,
Camgöbeği renkli denizlere
Uğruna herşeylerini verdiğin,
Doğduğun, büyüdüğün toprakları terkettiğin
insan sevgisi...
Sazlıklarda, koylarda güneşten kurumuş, çatlamış
Kıvrım kıvrım olmuş yollarda…
FİLİSTİN ÜSTÜNDEN ŞAHİN UÇURAM
Filistin üstünden şahin uçuram,
Şu kara haberi alsın götürsün.
Dokuz kanlı donu kime yuduram,
Bu acı şifreyi alsın götürsün.
Çöllerde kan olmuş sıcaklar gibi,
Oturmuş Yüreğe bıçaklar gibi.
Kavgada açılmış çiçekler gibi,
Dokuz yoldaş idi dosta bildirsin.
Analara dokuz çiçek salalım,
Babalara dokuz tüfek bulalım.
Zamanımız yok ki yasın tutalım,
Türkiler her zaman dile getirsin.
Cuma Dal
(Mamak Cezaevi - Mart 73)