Filistin ölürken AB ayakta uyuyor: Ateşkes çağrısı yok!
İsrail operasyonlarının ilk haftalarında Tel Aviv'e tam destek veren AB, artan kamuoyu tepkisi üzerine orantısız güç kullanılmaması ve insani aralardan söz etmeye başladı. Bu süreçte Brüksel'de iki defa bir araya gelen AB liderleri, hâlâ ateşkes çağrısı yapmıyor.
İsrail saldırganlığı Gazze'de sadece 39 günde yaklaşık 5 bini çocuk 11 bini aşkın kişinin hayatına mâl olurken Avrupa Birliği'nin hâlâ ateşkes çağrısında bulunmamış olması dikkat çekiyor.
AB yönetimi hatırlanacağı üzere Hamas'ın İsrail'e düzenlediği operasyonu kınamış ardından da "İsrail'in yanındayız" mesajları vermeye devam etmişti.
'İSRAİL'İN KENDİNİ SAVUNMA HAKKI'
Başta AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen olmak üzere AB liderleri, verdikleri demeçlerde Gazze'deki ölümlere ve oluşan korkunç tabloya karşı vurdum duymazlıklarını korumuş, defalarca "İsrail'in kendini savunma hakkı bulunduğu" dile getirmişti.
AB Komisyonunun Komşuluk ve Genişlemeden Sorumlu Üyesi Oliver Varhelyi'nin 9 Ekim'de yaptığı Filistinlilere sağlanan kalkınma yardımlarını gözden geçirme, hatta tüm ödemeleri askıya alma açıklaması tüm dünyada öfkeyle karşılandı.
'AB TÜM İTİBARINI KAYBEDİYOR'
Dahası, Ursula von der Leyen'in 14 Ekim'de İsrail'e yaptığı ziyarette İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'ya koşulsuz destek verdiğini belirtmesi ve Gazze'nin içler acısı hâlini görmezden gelmesi AB içerisinde dahi tepkilere neden oldu.
Dünya genelindeki AB delegasyonları çalışanları von der Leyen'e tepki göstererek, aşırı İsrail yanlısı tutumu nedeniyle Komisyon Başkanı'na bir mektup gönderdi: "AB tüm itibarını kaybetme riskiyle karşı karşıya."
ÇİFTE STANDART
AB'nin demokrasi ve insan hakları gibi değerlerin en önde gelen koruyucusu olduğu yönündeki alışalageldik açıklamaları ve buna karşın Filistin'e karşı tutumu, aynı günlerde Avrupa'nın dört bir yanında düzenlenen Filistin'e destek gösterilerinde sertçe eleştirildi.
Protesto gösterilerinde Birliğin Ukraynalı siviller ve Filistinli siviller karşısında aldığı tutumun çifte standarda dönüştüğüne dair sesler yükseldi.
500 KİŞİNİN ÖLÜMÜ BİLE FAYDA ETMEDİ
AB kurumlarının liderleri, 17 Ekim'de İsrail'in 500 kişinin ölümüne yol açan hastane saldırısından sonra dahi “İsrail'in saldırılarının uluslararası hukuka uygun olmadığı, savaş suçu teşkil ettiği ya da derhal durması gerektiği" gibi ifadeler kullanmaktan imtina etti.
Bunun yerine İsrail'in “kendini uluslararası hukuk ve insani hukuk çerçevesinde savunma hakkına” destek verildiği, AB'nin “iki devletli çözüme bağlılığı”, “Filistin yönetimini ve halkını desteklemeye devam edeceği” ifade edildi.
SADECE 8 DEVLET DESTEK VERDİ
Brüksel'de 26-27 Ekim'de düzenlenen olağan AB liderler zirvesinde BM Genel Kurulunda oylanan ve Gazze'de ateşkes çağrısı yapan karar tasarısına sadece Belçika, İrlanda, Fransa, Lüksemburg, Malta, Portekiz, Slovenya ve İspanya destek verdi.
Dün düzenlenen AB dışişleri bakanları toplantısından da ateşkes çağrısına dair uzlaşı sinyali çıkmadı.
ATEŞKES ÇAĞRISI YOK
Avrupa Birliği, İsrail'in “kendini savunma hakkı” olduğunu ifade etmeyi sürdürürken, bir yandan da verilen cevabın “ölçülü olması”, “iki devletli çözüm”, “yardımların yetersizliği” gibi konularda açıklamalar da yaptı. Fakat acilen ateşkes çağrısı yapmak yerine “insani aralara” ihtiyaç duyulduğunu belirtmeye devam ediyor.