23 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kudüs Günü, Müslümanların birliğinin eşsiz bir tezahürüdür

Filistin sorununun çözümü için işgal sona ermeli, Filistin topraklarının asıl sakinleri ve yerinden edilmiş tüm Filistinlilerin katılımıyla bir referandum yapılmalıdır. Bu adımlar çatışmayı çözmenin en etkili yoludur.

Filistin Sorunu için Çözüm: İşgalin Sonlandırılması ve Tüm Filistinlilerin Katılımıyla Referandum
A+ A-
MUSTAFA AYDIN

7 Ağustos 1979'da Güney Lübnan'ın siyonist rejim güçleri tarafından bombalanmasının ardından İmam Humeyni, yayınladığı bir mesajla dünya Müslümanlarından Ramazan ayının son cuma gününü "Kudüs Günü" olarak seçmelerini ve bu günde Filistin halkıyla yeni bir dayanışma aşamasının başlaması için "Müslüman Filistin halkının yasal haklarını" desteklemelerini istedi. Bu nedenle Kudüs Günü, siyonistlerin cinayetlerini ve ırkçı ve insanlık dışı tavırlarını kınamak için Müslümanların birliğinin eşsiz bir tezahürü ve bir direniş sembolü olmuştur.

İran İslam Cumhuriyeti kurucusunun mesajının metni şöyle:

“Bismillahirrahmanirrahim

Ben uzun yıllar boyunca gasıp İsrail tehlikesini Müslümanlara hatırlatıp durdum; bugünlerde Filistinli bacı ve kardeşlerimize karşı saldırılarını artırmış durumda. Bilhassa Güney Lübnan’da Filistinli direnişçileri ortadan kaldırabilmek için evleri teker teker bombalıyorlar. Ben bütün Müslüman devletler ve dünya Müslümanlarından bu gasıp ve destekleyicilerinin ağzının payını verme amacıyla birleşmelerini istiyorum. Keza bütün dünya Müslümanlarına Filistin halkı için kader belirleyici olabilecek olan ve Kadir günlerinden de sayılan mübarek Ramazan ayının son Cuma gününü 'Kudüs Günü' olarak seçip bu günü Müslüman Filistin halkının kanuni haklarını destekleme konusunda dünya Müslümanlarının milletlerarası dayanışma günü olarak belli program ve merasimlerle geçirmeyi öneriyorum. Allah Teâlâ’dan Müslümanları küfür ehline galip kılmasını dilerim. Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.”

SİYONİST REJİM GÜVENSİZLİĞİN EN ÖNEMLİ KAYNAĞIDIR

Siyonist rejim, uluslararası barış ve güvenliğe yönelik en önemli güvensizlik ve tehdit kaynağı olarak dünyadaki en büyük insan hakları ihlalcisidir. İşgalci İsrail rejimi, bölgede onlarca nükleer savaş başlığına sahip olan ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA)'na üye olmayı ve ilgili güvencelere katılmayı reddeden tek rejimdir. Bu gerçekler ortadayken insan haklarını savunduklarını iddia eden bazı Batılı ülkelerin siyonist rejime yönelik desteği herhangi bir kısıtlama olmaksızın siyasi ve askeri alanda devam etmiştir. Örneğin BM İnsan Hakları Konseyi'nde, UNESCO'da ve diğer uluslararası kurum ve kuruluşlarda İsrail'e karşı uygulanan kararların ABD tarafından çifte standartlarla nasıl veto edildiğini görmekteyiz.

ABD'nin bugüne kadar siyonist rejimin çıkarları doğrultusunda 40'tan fazla veto hakkını kullanması, Batılı ülkelerin siyonist rejimi destekleme ve Filistinlilerin haklarını yok sayma konusundaki tek taraflı görüşlerini göstermektedir.

Kudüs Günü, Müslümanların birliğinin eşsiz bir tezahürüdür - Resim : 1

Kitlesel cezalar (Filistinlerin kendi kaderini tayin hakkı ilkesinin ihlali), Gazze ablukası, ayrım duvarının tamamlanması, 5,7 milyondan fazla Filistinlinin tehciri ve zorunlu göçü, Filistinli ve diğer İslami ve Arap ülkelerin komutanlarına ve mücahidlere yönelik suikast, Gazze Şeridi'ndeki tarım arazilerinin tahrip edilmesi, yerleşim birimlerinin yapımına devam ederek Kudüs'ü Yahudileştirme planının uygulanmaya çalışılması, Filistinlilerin evlerinin yıkılması, Kudüs'ün doğusunda askeri-güvenlik varlığının ve gözetiminin artırılması, Kudüs'te yaşayan Filistinlilerin hareket yasağı, kimlik kartları ve daimi ikamet izinlerinin iptal edilmesi (uluslararası hukuk ve anlaşmaların, özellikle Lahey Sözleşmesi'nin 43. maddesi ve Dördüncü Cenevre Sözleşmesi'nin ihlali), 2018'de Siyonist Rejim Knesseti'nde onaylanan "Yahudi Ulus Devlet Kanunu", Yahudi yerleşimcilerin desteklenmesi, Batı Şeria ve Gazze'deki Filistinlilerin ayrılması ve Kudüs, Golan ve Negev'in Yahudileştirilmesi gibi Filistinlilerin temel haklarını ihlal eden çirkin-hadsiz eylemler siyonist rejim tarafından uygulanarak bölgede bitmek bilmeyen güvensizliğe yol açmaktadır.

İNSAN HAKLARI GÜVENCE ALTINA ALINMALI

Bu arada, uluslararası toplumun büyük bir sorumluluğu var ve o da uzun sessizliğini bozması, işgalin sona ermesini ve Filistin halkının insan haklarını güvence altına almasıdır. İran İslam Cumhuriyeti'nin Birleşmiş Milletler Sekreterliği'ne kaydettirdiği siyasi ve demokratik plana göre, Filistin sorununun çözümü; işgalin sona ermesi ve Filistin topraklarının asıl sakinleri ve yerinden edilmiş tüm Filistinlilerin katılımıyla bir referandumun yapılmasıdır. Filistinli mültecilerin anavatanlarına geri dönmesi ve ülkelerinin kaderini ve siyasi sisteminin türünü belirlemeleri için bu toprakların asıl halkı arasında bir referandumun yapılması bu çatışmayı çözmenin en etkili yoludur. Bu plana göre, Filistin asıllı Müslümanlar, Yahudiler ve Hristiyanlar, kaderlerine hükmedecek hukuk sistemini seçebilecek ve haklarından özgürce ve eşit şekilde yararlanabileceklerdir. Tüm hükümetler ve milletler tarafından kabul edilen demokrasi ve uluslararası hukuk ilkeleri temelinde geliştirilip sunulan bu plan, daha önce başarısız olan planlara kesinlikle uygun bir alternatif olabilir.

Gazze Filistin İsrail Birleşmiş Milletler ABD AB