Filistin'in zaferi Türkiye'nin zaferidir
ABD'nin Doğu Akdeniz'e yolladığı uçak gemileri sadece Filistin’e değil Türkiye'ye de tehdittir. Filistin halkı Türkiye’nin güvenliği için de canlarını veriyor. Filistin sorunu, sadece Filistin sorunu olmaktan çıktı, Türkiye sorunu da olmaya başlamıştır. Türkiye'nin güvenliği, Filistin'den başlıyor.
ABD ve Batı koalisyonu Ukrayna cephesinde büyük yara aldı. Ne ABD'nin ne de diğer batılı ülkelerin yeni bir cephe açmaya mecali kaldı. Fakat emperyalizmin bir özelliği de yenilgiye doymaması ve yeni cepheler açma arayışına girmesidir. Şu an İsrail ve Filistin'de yaşanılan durumun özeti budur. Atlantik cephesi Filistin'de yeni cephe açma arayışı içindedir.
KARA HAREKÂTI MÜSLÜMAN DÜNYASINI AYAĞA KALDIRIR
En önemli ihtimallerden birisi İsrail'in Gazze'ye kara operasyonunu gerçekleştirmesidir. Böyle bir durumda olayların önü alınmaz ve savaş büyür. İsrail'in Gazze’ye kara operasyonu büyük bir katliama yol açar, Arap ve Müslüman dünyasını ayağa kaldırır, Hizbullah da savaşa dahil olur ve diğer ülkeleri de kapsayarak cephe genişler. Aslında böyle bir durumda ne ABD'nin ne de İsrail'in başarı şansı vardır. ABD ve İsrail'in böyle bir adımı tüm Arap ve Müslüman dünyasını ayağı kaldırır ve İsrail'in 500 yıl unutamayacağı travmatik yenilgi almasını sağlayacaktır. Ancak bahsettiğim gibi emperyalizm yenilgiye doymayacak, en ufak şansını bile savaş çıkartmak için harcayacaktır.
Diğer bir ihtimal ise; Arap ve Müslüman dünyasının büyük tepkisini tahmin eden ABD ve İsrail, Gazze'ye kara operasyonunu gerçekleştirmeyecek ve operasyonlarını sadece HAMAS üzerinden gerçekleştireceğidir. Böyle bir durumda ise ABD, Arap ve Müslüman dünyasını İsrail'in operasyonlarının HAMAS ile sınırlı kalacağını ikna etmeye çalışacaktır. HAMAS'a destekler azalacak, HAMAS yalnızlaştırılacak ve HAMAS ortadan kaldırılacaktır. ABD ve İsrail, HAMAS'ı ortadan kaldırdıktan sonraki süreç içerisinde diğer Filistin örgütlerine tek tek imha sürecini başlatacaklardır. Ancak bu durumda Gazze'nin Filistinlilerden arındırma sürecini başlatılacak ve Gazze, İsrail hakimiyetine girecektir. Aslında hem ABD'nin hem de İsrail'in bu bahsettiğim durumu kullanma ihtimali yüksektir. Böyle bir ihtimale karşı Arap ve Müslüman dünyası uyanık olmak zorundadır.
İSRAİL İÇ SİYASETİNDE AYRIŞMA
Öte yandan kafa karıştıran soru “HAMAS'ın İsrail'e yönelik operasyonlarında MOSSAD'ın parmağının olup olmadığı” sorusudur. Ancak gerçek şu ki, HAMAS zaten bu çatışmaya yıllardır kendisini hazırladığını açıklamasıdır.
İkincisi ise HAMAS'ın Atlantik cephesinin en zayıf anında bu tarz bir eyleme girdiğidir. Gerçekten Atlantik cephesi hem Ukrayna'da hem Orta Avrupa'da hem Afrika'da hem de Güney Amerika'da çok ciddi kayba uğradı. Tabii kamuoyunda İsrail istihbaratının ciddi zaaflarının olduğu söylenmektedir. Elbette "İsrail istihbaratının zaafı var mı?" bilemiyoruz. Ancak İsrail'in eski gücünde olmadığını ve iç siyaset anlamında büyük bir ayrışmaya girdiğini, zayıfladığını söylemek mümkün. Bu da İsrail istihbaratı, HAMAS'ın operasyonlarını yapacağını çok önceden bilse bile önlem alma konusunda ciddi eksikliklere neden olması mümkündür.
HAMAS'IN EYLEMİ DARBE VURDU
HAMAS'ın eyleminde MOSSAD parmağının olmadığını kanıtlayan bir diğer olgu da HAMAS'ın eyleminden önce Çin'in Ortadoğu'da müthiş bir diplomasi zaferi elde ettiğidir. Bilindiği gibi Çin kendi "Kuşak Yol" girişimine uygun olarak Ortadoğu'yu ticaret merkezlerinden birisi olarak gördü ve bu kapsamda Suudi Arabistan ve İran'ı birbirine yakınlaştırdı. Bu, Çin açısından çok önemli bir hamleydi. Bu hamle, Çin'i, Rusya'yı, İran'ı, Suriye'yi, Türkiye'yi ve Arap ülkelerini güçlendireceği gibi ABD'yi de Ortadoğu'da etkisizleştirecek bir hamleydi.
Fakat ABD, Çin'in bu hamlesine karşılık İsrail-Suudi Arabistan yakınlaşmasını ortaya atarak yanıt verdi. Öte yandan ABD, Çin'in Kuşak Yolu'na alternatif olan Hindistan ticaret yolunu öne sürdü. Fakat HAMAS'ın İsrail'e olan saldırısı ile ABD'nin oyunlarını bozmaktadır. Bu olaylardan sonra bırakalım Suudi Arabistan-İsrail yakınlaşmasını hiçbir Arap ülkesi İsrail'le yakınlaşmayı düşünmeyecektir. HAMAS'ın bu eylemi ABD ve İsrail aleyhine olduğu için HAMAS'ın operasyonlarında "MOSSAD parmağı var" görüşünü çürütmektedir.
RUS BASININDA FİLİSTİN MÜCADELESİ
Diğer taraftan ise; Rusya'nın Filistin açıklamaları dikkate çeken gelişmelerdi. Putin'in "Filistin devletinin kurulması" yönünde açıklamaları, Çeçen lider Kadirov'un Filistin'e destek açıklamaları kayda değer gelişmelerdi. Fakat Rusya'daki açıklamaları sadece Putin ve Kadirov ile sınırlı tutarsak yanlış yaparız. Şu anda Rusya basın yoluyla, yazarlar yoluyla kendi kamuoyuna topyekûn "Filistin devletinin kurulması gerektiği" anlatılıp, alıştırılmaktadır.
ATLANTİK KAMPINA KARŞI AÇIKLAMA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan açıklamasında bölgeye yönelik tehdidin kaynağını belirtmiş, "Amerika'nın uçak gemisinin İsrail'de ne işi var ne yapmaya geliyor? Buraya gelen uçak gemisinin etrafında bütün botlarıyla, uçak gemisindeki uçaklarıyla ne yapacak? Orada bütün Gazze'yi, etrafını vurarak, indirerek çok ciddi katliamlara adım atacak." ifadelerini kullanmış ve başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devletinin kurulması yönünde açıklamada bulunmuştur. Cumhurbaşkanı Erdoğan bu açıklama ile tavrını net ortaya koymuştur. 1945'ten bu yana Atlantik kampının içerisinde bulunan Türkiye için çok önemli bir gelişmedir. Erdoğan bu açıklamayı tüm zorluklara rağmen böyle bir çıkışta bulunmuştur, kritiktir ve desteklenmelidir.
Aslında Rusya'nın ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarına bakacak olursak bağımsız bir Filistin devletinin kuruluşu için altyapı hazırlandığı düşünülebilir.
BÖLGE ÜLKELERİ ABD VE İSRAİL'E KARŞI BİRLEŞMELİ
Sonuç olarak sonu savaş bile olsa en iyi ihtimal Filistin devletinin İsrail'e kabul ettirilip kurulacağıdır. Zaten ABD ve Atlantik kampının Ukrayna savaşı nedeniyle savaşa mecali yoktur ve savaş onlar için bir yüktür. Diğer taraftan İsrail'de iç cephe ayrışmış durumdadır. Aynı Ukrayna'daki Zelenskiy gibi Netanyahu hükümeti de sallantıdadır. Aksi durumda bu savaş yayılır cephe daha büyük genişler. Cephe genişler ise ABD ve İsrail Ukrayna'daki yenilgiden çok daha büyük yenilgi alacaktır. Burada önemli olan ABD ve İsrail'e karşı tüm bölge ülkelerinin ortak hareket edebilmesidir.
Ancak Hizbullah savaşa dahil olmayıp İsrail operasyonları HAMAS ile sınırlı kalırsa Gazze düşer, Gazze boşaltılır, Gazze İsrail toprağı olur ve Filistin Batı Şeria'dan ibaret olur.
ABD'NİN UÇAK GEMİSİ TEHDİTTİR
Filistinliler yıllarca baskı ve zulümle yaşadılar. Burada baskı ve zulmü daha bebeklik ve çocukluk dönemlerinde yaşamış ve bunu benliklerine işlemiş bir halktan bahsediyoruz. Filistin halkı vatan savaşa vermektedir.
Aynı zamanda İsrail'i yöneten yöneticilerin nasıl ABD ve Yunanistan ile birlikte olup Türkiye'ye karşı Noble Dina tatbikatları yaptığını da iyi biliyoruz.
Burada belirtmeliyim, ABD'nin Doğu Akdeniz'e yollamış olduğu uçak gemilerini sadece Filistin nedeniyle gönderdiğini düşünmüyorum. Bu uçak gemilerinin ana amaçlarından biri Türkiye'dir. ABD ve İsrail Noble Dina tatbikatları adı altında Türkiye'ye karşı her yıl işgal tatbikatları yapmakta, Mehmetçiğin katili PKK'yı silahlandırmaktadır. Bu nedenle Filistin halkı ve üzerlerine bomba düşen masum Filistin çocukları sadece kendi ülkeleri için canlarını vermiyorlar aynı zamanda bizim ülkemizin güvenliği içinde canlarını vermektedirler. Tüm gelişmelerden hareketle Filistin sorunu Filistin sorunu olmaktan çıkmış aynı zamanda Türkiye sorunu olmaya başlamıştır. Kısaca Türkiye'nin güvenliği Filistin'den başladığı çok açıktır. Filistin'in zaferi Türkiye'nin zaferidir. Türkiye kendi güvenliği için Filistin'in zaferi adına her türlü mücadeleyi vermek zorundadır ve bunun sonucunda başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devleti kurulmak zorundadır.