Filistinli kadınlarla omuz omuza
Rima Naimoğlu Yükselen Asya sıradağlarına sırtını dayamış, güneşinin terkisine atlamış Anka kuşu gibi Filistin göklerine gidip geliyor sözleriyle, ilmin irfanın sahibi insan iradesinin yenilmezliğine nişane oluyor gözlerimizin önünde… Geçit yok!
Biz 200 yıldır yedi düvele karşı savaşı süren Türkiye’nin kadınları olarak, Filistin’de direnen kadınların acılarını, inançlarını, kararlılığını, dik duruşlarını aklımızla, yüreğimizle derinden paylaşıyoruz. En acımasız ölümlerin suratına yaşam kırbacını her an sallıyorlar. Nasıl mı? Ölen bebelere, çocuklara bakarken, onlarca doğan bebeyi görüyoruz da ondan! Doğanlar, gidenlerin yerlerini peş peşe alıyor… Ölüm yaşamla baş edemiyor!
Filistin’in kızlarını pak alınlarından öpüyorum. Zafer işareti yapan ellerinden, bayraklarını yere düşürmeyen kollarından, gözyaşlarınca direnç biriktiren gözlerinden, öpüyorum... İslam dünyasının suskunluk duvarının dibinde uğurladıkları bebelerine söyledikleri Hz. Fatıma ninnisiyle aydınlanan yüzlerinden, Türk kadınlığının tüm birikimiyle ve devrimci şerefimle öpüyorum.
Rima Naimoğlu onlardan biri. Söyleşisine katıldım. İnsanlığı saran Filistin yangınının ortasında döverek çelikleştirdik yüreklerimizi. Rima kızımız, kardeşimiz, anamız, halamız, teyzemiz, ninemiz, aslımız, neslimizdi, bizdendi... Biz o idik, o bizdi. Birlikte ABD ve İsrail’in insansız dünya geleceğine çelme takacağımıza ant içtik. Doğurarak insanlığı yaşatan kadınlara kurulan LGBT tuzaklarını bozarak ilerliyoruz. Yolumuzdaki taşların dikenlerin bizden çekeceği var.
Dünyayı çocuklara, umut dolu bir güneştopu gibi sunacağız birlikte. Bölgemizi kandan, ölümden, çocuk çığlıklarından, kadın haykırışlarından, genç isyanlardan kurtaracak, bilimle sanatla üretimle varsıl yarınlara beraber ulaştıracağız.
Biz yenilmeyen topraklarımızdan güç alarak bugünlere geldik. Mevziden geri çekiliriz de savaşı kaybetmeyiz. Bir sabah ansızın çıkageliriz belki, Ayşe’miz aniden tatile çıkıverir, bizde olağandır. Hele bir de “Çanakkale geçilmez!” dersek, gayrısını karşıdan gelen düşünsün.
Rima Naimoğlu da Yükselen Asya sıradağlarına sırtını dayamış, güneşinin terkisine atlamış Anka kuşu gibi Filistin göklerine gidip geliyor sözleriyle, ilmin irfanın sahibi insan iradesinin yenilmezliğine nişane oluyor gözlerimizin önünde… Geçit yok!
Diyarbakır Analarımızın evlatlarını kaçıran PKK/PYD terörünün arkasında da İsrail terörünün apaçık yanında da aynı güç, ABD var. Analar kadınlar, kendileri Anavatan yapıyorlar vatanlarını. PKK/PYD’ye, İsrail’e, ABD’ye boyun eğilmeyecek. Milletçe dayanışmamızı gösteriyoruz, göstereceğiz. Filistinli kadınlar ve Filistin halkı kazanıncaya kadar onlarla omuz omuza olacağız.
Kuşkusuz hem zafere kadar, hem zaferden sonraya! Ölümün bin bir türlüsüne karşı direnen kahraman Filistin halkını, Hatay’ın deprem enkazları arasında yürürken kardeşlik dizeleriyle selâmlıyorum:
Beni yaşamadım sayabilir misin?
Buradayım işte, yumruklarım sıkılı
Hem ayaktayım, hem toprak altında
Tünellerdeyim, mezarlarım vatanımdır
Göstereceğim gününü!
***
Yıkıntılardan doğuyorum gör beni
Bombalar düştükçe artıyor azmim
Enkaz, açlık, ölümle eksiltemezsin
Yenemeyeceksin, yenemezsin
Doğan bebelerim hazırlıyor sonunu!
***
Analar uğurluyor kavuşma gününe
Kefenli kuzularımızı öpüp koklayarak
Taşların destan yazıyor Filistin’im
Bağımsız vatanım, adandığım sunak
Acılarım yaklaştırıyor zafer gününü!
***
Sabra Şatilla ve Cenin ve Gazze kadınıyım
Toprağın altı avuçlarımdadır, üstü de
Sonsuz yaşamım ben asla yok olmam
Bitiremezsin sen ey İsrail, ey kanlı batı
Ölümü yenen Filistin’im ben!