Fındık üretiminde yeni model: Örnek bahçelerde kalite artacak
Trabzon Ticaret Borsası, fındıkta rekolteyi ve kaliteyi artırmak için üretimde yeni bir modeli örnek bahçelerde uygulamaya başladı. Trabzon Ticaret Borsası Meclis Başkanı Sebahattin Arslantürk, dekar başına verimi 500 kilograma kadar artırmayı hedeflediklerini söyledi
Dünya fındığının yüzde 75’ini Türkiye karşılıyor. Yaklaşık 720 bin dönüm fındık bahçesinde, ortalama 600-700 bin ton dolayında fındık üretiyoruz. Trabzon Ticaret Borsası Meclis Başkanı Sebahattin Arslantürk ile Trabzon’da uygulanan yeni üretim modelini konuştuk.
‘MALİYETLERİ DÜŞÜREBİLİYORUZ’
- Neden yeni bir modele ihtiyaç duydunuz?
Öncelikle verim ve kaliteyi artırmayı hedefledik. Mevcut dikim sistemlerinde verimin tek gövde sistemine göre çok daha az olduğunu, tek gövde sisteminden alınan ürünün dönüm başına 400-500 kilograma kadar çıktığını gördük. Sonuçta tek gövde sisteminin daha doğru bir sistem olduğuna karar verdik ve son 3 yıldan beri de tek gövde sistemine göre üreticimize fidan dağıtımı yapıyoruz.
Ticaretin temel kuralı, sürdürülebilir bir üretimdir. Sivil toplum örgütleri, tarım il müdürlükleri, tarım ilçe müdürlükleri, yeterince ilgi göstermediler. Bu bizi tetikledi. İkincisi de üreticimizin her geçen gün girdi maliyetleri artıyor, üretimde verimliliği artırırsak girdi maliyetlerini azaltırız. Kararı böyle aldık, faydasını da görüyoruz.
‘EĞİTİM VERİYORUZ’
- Eski üretim modeli ile yeni üretim modeli arasında ne fark var?
Eski üretim modelinde ocak sistemi var. Aynı zamanda Orta ve Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki ağaçların yaşı oldukça ileri. Bu da doğal olarak verimde düşmeye neden oluyor. Bir de budama teknikleri çok önemli. Seyreltme ve budama tekniklerini maalesef bölgedeki üreticilerimiz yeterince yerine getirmiyor ve bu da verimi dolaylı olarak olumsuz yönde etkiliyor. Biz bu konuda hem budama hem seyreltme hem de dikim modeli eğitimi veriyoruz üreticimize. Eğitime katılan üreticimize de ücret almaksızın fidan dağıtımı yapıyoruz. Bu yıl da bin dönüme 40 bin fidan dağıtacağız.
Bugün Türkiye’de 740 bin hektar alanda dönüme 100 kilogramın altında üretim söz konusu. Bizim iddiamız en az 400-500 kilograma kadar dekar başına verimi artırabilmek. Bunu başardık zaten: örnek bahçelerimizde sonuçları, bunu yapmanın mümkün olduğunu gördük ve insanlara gösterdik.
Sebahattin Arslantürk
‘HIZLA YAYILIYOR’
- Türkiye de yaklaşık 720 bin dönüm fındık bahçesi ve 500 bine yakın üretici var. Bu önerdiğiniz üretim modelini bütün üreticilere uygulatma şansınız var mı? Bu konuda devletten bir beklentiniz var mı?
Her yere ulaşma şansımız yok ama farkındalık yarattık ve sonuçlarını almaya başladık. Şu anda Trabzon Ortahisar Belediyesi de bir proje başlattı. Projeler fındık üretim illerinde hızlı bir şekilde artmaya başladı. Zaten bizim de birinci önceliğimiz buydu. Sadece belirli bir bölgede değil bütün üretim bölgelerinde bu yeni dikim modellerini devreye alabilmek, mevcut alanda iyileştirme yapıp verim alabilmekti amacımız.
'DEDELERİMİZİN REKOLTESİNİ GEÇMEMİZ LAZIM'
Fındık üreticisi Zeki Tomaç, yeni modeli öğrenmeye çalıştıklarını belirterek, “Biz bugüne kadar hep babadan, dededen ne gördüysek onu yaptık. Bundan sonra ziraat mühendislerinin önerdiği sisteme geçmemiz lazım. Biz 1 dönüm fındıklıktan 30-40 kilogram fındık alıyoruz. Burada deniliyor ki bu 500 kilograma kadar çıkar. Mühendislerin dediğini uygulamak lazım.” dedi.
Osman Bakioğlu da fındık üretimi konusunda araştırma yapmış. “Yeni modelin harika olduğunu düşünüyorum çünkü bu konuda bazı araştırmalarım oldu. Çok verimli olduğunu, rekoltenin çok yüksek olduğunu öğrendim. Ben de deneyip göreceğim ama iyi olacağını düşünüyorum” diyen Bakioğlu şöyle devam etti: “Ben aynı zamanda emekli öğretmenim. Bütün çalışmalar bilimsel olarak yapılıyor. Büyüklerimize saygı duyuyoruz ama onların yaptıklarının üzerine bir şeyler koyabilmek için bu çalışmalara ayak uydurup, onları takip edip uygulamamız gerekir ki verim artsın. Dekar başına 30-40 kilogram nerede, 110 kilogram nerede? Dedem dekara 110 kilogram alıyormuş, ben dedemi geçemedim. Bu rakamları geçebilmek için bilim ışığında devam etmemiz gerekir.”