Fırsat kaçırdık...

Türkiye, son yapılan G-20 Zirvesi'yle ilgili çok önemli bir fırsatı kaçırdı. On büyükelçinin iç işlerimize açıkça müdahale eden açıklamalarından sonra, bu büyükelçileri "istenmeyen adam" ilan ederek ülkelerine gönderseydik, bu cevap G-20 Zirvesi'nin de bir numaralı gündemi olurdu. Yani, bir ülkenin iç işlerine müdahale neden ve nasıl olur ve buna nasıl cevap verilmelidir sorusu, başta gelişmiş ülkeler olmak üzere, bütün dünyanın en önemli tartışma konusu olacaktı. Hem de insanlığın bu konulardaki doğru cevaba en çok ihtiyaç duyduğu koşullarda.

Evet, herkes bir daha görecek ve öğrenecekti ki, büyükelçilerle bir ülkenin iç işlerine ve yargısına sopa sallamak emperyalist bir müdahaledir ve kabul edilemez. Kapanmıştır bu dönem. Emperyalist müdahalelerle ülkelere yön verme ve yönetme çağı yenilgiyle sonuçlanmış, insanlığın ufkunda bağımsızlık ve özgürlüğün egemen olduğu bir Asya Çağı açılmıştır. İşte hâlâ bu tür tertip ve baskılarında ısrar eden ülkelere verilecek en iyi cevap, istenmediklerini ilan ederek, temsilcilerini kovup atmaktır.

İnanıyorum ki, bizim bu tavrımız, o saldırgan Gladyo Merkezi'ni tecrit edecek ve dünyanın çok büyük bölümünde alkışlanarak desteklenecekti. Özellikle Avrupa'nın o Merkez'den uzaklaştığı bugünkü koşullarda, bütün Batılı ülkeler ve halklarına moral verecek ve örnek olacaktı. Bugün ikiye bölünmüş ABD'de bile, halkın Gladyo'ya tepkilerini arttıracaktı. Böyle olsaydı, Türkiye, örnek bir ülke olarak Zirve'ye çok daha güçlü katılır ve sayın Cumhurbaşkanı'nın Biden görüşmesinde eli güçlenirdi. Böylece, yine geliyoruz, İkinci İstiklâl Savaşı verdiğimiz bu koşullarda kararlı, net tutumla bağımsızlığımızı savunacak ve bütün insanlığa örnek olacak üreticilerin milli hükümeti ihtiyacımıza.