Fırtınalı döneme kaptan seçimi

Türkiye bugün sandık başına gidiyor. Bu seçimlerde, Cumhurbaşkanlığı koltuğuna kimin oturacağını değil, kaptan köşküne kimin çıkacağını oylayacağız. Kaptan belirleyeceğiz diyoruz, çünkü fırtınalı günlerin eşiğindeyiz. Dört bir yandan tehditler altındayız. Güneyimizdeki terör belasından tutun, Doğu Akdeniz’deki kışkırtmalara kadar tüm cephelerde hedefteyiz. İç cephede kargaşalık peşinde olanlar var, ekonomi ise en zayıf karnımız. İşte bu zorlu dönemde, rotasından şaşmadan, en sert rüzgarlara direnen, dalgalara göğüs geren ve bu büyük vatanı sağ salim limana yanaştıracak olan lideri arıyoruz.

O lider, önümüzdeki dönemin 5 önemli sorunuyla mücadele edecek. Bunun için hem iç cepheyi sağlam tutacak, hem de komşularla yakın işbirliği içinde olacak. Cephe gerisinde büyük ortaklar bulacak. Türkiye’yi Avrasya rotasına sokacak. Ülkeyi borçlanma batağından çıkarıp, üretim ekonomisini kuracak. Aydınlanmış bir Türkiye yaratacak. Büyük sorunlara köklü çözümler üretecek. Yani o lider, Atatürk gibi olacak!

Önümüzdeki dönemin 5 temel sorunu ise şunlar:

EKONOMİK ZORLUKLAR

Ekonomik olarak büyük bir baskı altındayız. Türkiye’yi yıllardır sıcak parayla kendisine bağlayan merkezler, şimdi iflas sopasını göstererek teslimiyeti dayatıyor. Dün “Faiz haramdır” diyenler, Londra kapısında sözler vermeye devam ediyor. Fakat Türkiye’nin vatan savaşındaki başarısı, ekonomik özgürlüğünden geçiyor. Dışarıdan borç dilenme dönemine son vermek zorundayız. Artık üretime yönelmek, yerli üreticiyi gümrüklerle korumak, sanayiciyi ve tarımı desteklemek, iç pazarı genişletmek, paranın giriş çıkışını denetlemek, özetle Karma Ekonomi’ye geçmek durumundayız.

DOĞU AKDENİZ’DEKİ KIŞKIRTMALAR

Türkiye’ye yönelik en büyük tehditlerden biri de Doğu Akdeniz’den geliyor. ABD ve İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs’a “abilik” yaparak Türkiye’yi hedef alıyor. Dördü birleşip, sözde “intikam alma” peşindeler. Güney Kıbrıs’a silah ambargosunu kaldırma çabasındalar. Uluslararası hukuku da çiğneyerek, herkesin gözü önünde petrol ve doğalgazımızı çalıyorlar. Ege’de adalarımızı işgal edip, silahlandırıyorlar. Bu cephede piyonlar da yok, karşımızda doğrudan Amerikan namluları var.

GÜNEYİMİZDEKİ TEHDİTLER

Güney sınırımızda da Amerika’yla karşı karşıyayız. Münbiç’ten İran sınırına kadar uzanan bölgede Amerikan askerleri ile terör örgütleri yerleşmiş durumda. 20’ye yakın üsleri var. O üslerdeki askerler, PKK’ya silah yetiştirme mesaisindeler. Suriye’yi bölmek için terör örgütüne 5 bin TIR silah verdiler. Şimdi o silahlar, Türkiye’ye sokulup ordumuza çevriliyor. Canlı bombalar insanlarımızı hedef alıyor. Tanklarımız vurulup, karargahlarımız kurşunlanıyor. Suriye’yi bölme çabası, Türkiye’nin birliğini tehdit ediyor.

İRAN’A AMBARGO KARARI

Önümüzdeki büyük sorunlardan biri de, Amerika’nın İran’a yönelik ambargo kararı. Doğrudan komuşumuzla ilişkilerimizi hedef alıyor. Hem terörle mücadelemizde, hem de enerji güvenliğimizde en önemli ortağımız olan İran’a karşı yaptırımlara uymamız için baskı yapılıyor. “Bizden güven almak istiyorsanız, İran yaptırımlarına katılacaksınız” diyorlar. Astana sürecini baltalamak için binbir türlü oyun çeviriyorlar. ABD’nin birinci önceliği, bölgesel işbirliğini dağıtmak.

PKK’YI MECLİS’E SOKMA ÇABASI

İç cephede ise, Suriye ve Irak’ta Mehmetçik karşısında dağılma noktasına gelen PKK’yı, Ankara’da Meclis’e sokmak isteyenler var. PKK’nın siyasi uzantısına yönelik tüm operasyonların karşısındalar. Liderlerini ziyaret için cezaevinde kuyruğa giriyorlar. Sırf PKK barajı geçsin diye, kendi oylarından vazgeçiyorlar. Bir yandan da FETÖ’yü cezaevinden kurtarma çabasındalar. “Barış, kardeşlik, eşitlik demokrasi” diyerek, gerici ve bölücü ne varsa parlatıyorlar.

İşte Türk Milleti, bu sorunların üstesinden gelebilecek kaptanını seçecek. Unutmayalım ki büyük fırtınalar, yalpalayanları devirir. Zor dönemler, cesur, kararlı, tecrübeli, başarılar kazanmış liderlerle geçilir. Ve güneş daima doğudan doğar...