Fiyatlar için yeni adım şart
Doların diğer para birimlerine göre güçlenişi, ithalat faturalarını kabartıyor. Dövize karşı TL’de yeni adım gerekli
Petrol fiyatları üç aylık dönemin ardından nihayet 100 doların altına geriledi. Petrol fiyatındaki düşüşle birlikte benzinde 1.55 lira indirim yapılması bekleniyor. Böylece benzinin litresi 23 lira seviyelerine inecek. Küresel ekonomideki durgunluk risklerinin fiyatlanmasının ve Çin'deki Kovid kısıtlamalarının petroldeki düşüşte etkili olduğu belirtiliyor. Petrol fiyatları geçen yıl bu zamanlar 68 dolar civarındaydı. 2021 yılını ise 75 doların altında kapatan Brent petrolün varil fiyatı Ukrayna krizi ile birlikte 130 dolar seviyelerini gördü. Nisan ayının başından bu yana 100 doların üzerinde dönem dönem de 110 -120 dolar bandında seyreden petrol fiyatı ülkelerin enerji maliyetlerini artırdı. Akaryakıt fiyatları ile doğrudan petrokimya ürünleri ile dolaylı olarak çarşı pazar üzerinde etkisi bulunan petrol fiyatlarındaki yüksek seyir sadece Türkiye ve Avrupa'da değil dünya çapında enflasyonu körükleyen etkenlerin başında geliyor. Petrol üreticisi ABD'de bile akaryakıt fiyatlarının geçen yıla göre yüzde 50 daha pahalı hale gelmesi üzerine Biden, Senato'ya vergisel düzenleme çağrısı yaptı. Amerikan Merkez Bankası FED ise enflasyonla mücadele çerçevesinde ilave faiz artırımı yapmaya hazırlanırken, bu hafta dikkatler ABD tüketici enflasyonu verisinde olacak.
FİYAT YAPIŞKANLIĞI SORUNU
Doların bütün dünyada diğer para birimlerine nazaran güçlendiği ortamda ülkelerin ithalat faturaları kabarıyor. Enerji faturalarının dolar üzerinden kesilmesi Türkiye gibi ülkeler için ek maliyet ortaya çıkarıyor. Nitekim küresel petrol fiyatları geçen yıla kıyasla katlanırken TL'deki değer kaybı ve dövizdeki yükselişle birlikte ülke içerisinde akaryakıt pompa fiyatları yüzde 250'ler düzeyinde yükseldi. Geçen ay itibarıyla taşrada motorin ve benzinin litfe fiyatı 30 liraya kadar çıktı. Petrol fiyatlarındaki gerileme ile birlikte akaryakıt pompa fiyatları 25 lira seviyelerine çekildi. Fakat enerji fiyatları artarken pazardaki mal ve hizmetlerin fiyatları da bununla birlikte artarken düşüş olduğunda fiyatlarda bir çekilme göremiyoruz. Nitekim geçen yıl 8.62 TL olan dolar kuru şu günlerde 17.44 TL düzeyinde. Üç ay öncesinde petrol fiyatlarının rekor seviyelere çıktığı dönemde ise dolar 14.58 TL idi. Son günlerde petrol fiyatları gerilese de dövizde yükseliş seyri hakim. Nitekim Merkez Bankası'nın piyasa katılımcıları ile yaptığı anketlere göre son iki aydır yıl sonu dolar/TL beklentisi 20 liranın üzerinde. Bu şu demek; enerji fiyatlarında gerileme olsa da fiyatlamalar bu seviyelerden yapılıyor ve çarşı pazarda fiyatlarda yapışkanlık hakim.
İŞLER DAHA KÖTÜ OLABİLİRDİ
Yakın zamanda yaş çay fiyatlarının açıklanması ile marketteki çay fiyatına üç defa zam geldi. Yine şeker de iki kez zamlandı. Çiğ süt fiyatında yeni zamlı tarifenin bu ay devreye girmesi ile birlikte marketteki süt ürünlerine zam yapılması bekleniyor. Yaz mevsimi nedeniyle yaş sebze meyve fiyatlarında önceki aylara kıyasla bir durulma söz konusu ancak geçen yıla göre fiyatlar katlanmış vaziyette. Bu ortamda enflasyonun temel mallar itibarıyla da düşmesi beklenmiyor. Üretici tarafında maliyetler üzerinden, tüketici tarafında beklentiler üzerinden fiyatlamaları etkileyen döviz kurlarındaki dalgalanma da enflasyon üzerinde büyük etkiye sahip. Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati de kur korumalı mevduat (KKM) sayesinde liralaşmanın desteklenerek kur kaynaklı baskıların sınırlandığını öne sürdü. Hürriyet'e özel konuşan Nebati, bu sayede daha yüksek seviyelerde gerçekleşebilecek maliyet enflasyonunun önüne geçildiğini de sözlerine ekledi. KKM ile bir müddet döviz cephesinde durağanlık sağlansa da martan itibaren işler bozuldu. KKM devreye girdiğinde 18'lerden 12'lere inen dolar kuru bugün 17'ler seviyesinde. Bakan Nebati üç etkene bağlıyor: “Küresel finansal koşulların sıkılaşması, Rusya-Ukrayna savaşı ve küresel ölçekte artan belirsizlikler.” Peki KKM olmasaydı? Bu kötü bir senaryo ancak Bakan Nebati'den aktaralım: “Çalışmalarımız gösteriyor ki; KKM uygulaması devreye alınmasaydı kurların ima ettiği oynaklık çok daha fazla olabilirdi.” Hükümet fiyatlarda düşüşü sağlayamasa da daha sert yükselişleri frenlemek için hem akaryakıt tarafında hem de gaz ve elektrik tarafında sübvansiyonlarının sürdürüyor. KDV indirimleri ile de bir miktar artışın önüne geçildi. Sabit ücretlilerin maaşlarında resmi enflasyonun üzerinde artış sağlandı. Fakat fiyat yapışkanlıklarını kırmak için daha farklı tedbirlerin devreye alınması gerekecek.