23 Aralık 2024 Pazartesi
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Foreign Affairs: Xi Jinping koronavirüs krizini kazandı

ABD dış politika dergisi Foreign Affairs, Çin’in uyguladığı sert yöntemlerle salgını başarıyla atlattığını, Batı ülkelerinin ekonomik gerekçelerle bu önlemleri almada isteksiz olduğunu ve büyük bir krizle karşı karşıya kaldığını yazdı.

Foreign Affairs: Xi Jinping koronavirüs krizini kazandı
A+ A-
DIŞ HABERLER SERVİSİ

ABD’de yayımlanan Foreign Affairs dergisinde 13 Nisan’da Yanzhong Huang imzasıyla bir makale yayımlandı. “Xi Jinping koronavirüs krizini kazandı” başlığı taşıyan makalede daha iki ay öncesine kadar virüs sebebiyle Xi Jinping’in meşruiyetinin ve küresel liderlik iddiasının parçalandığı düşünülürken, bugün ise Çin’in salgının merkez üssü olan Wuhan’daki karantinayı kaldırırken aynı zamanda kendisini dünyaya güçlü ve muzaffer bir lider olarak sunduğu ifade ediliyor. ABD ve Avrupa’daki liderlerin ise kendi ülkelerinde virüsü kontrol altına alabilmek için Çin’den yardım istediği vurgulanıyor.

Dünyada çok az kişinin böyle bir geri dönüşü öngördüğü söylenirken, koronavirüsün Çin’e ilk etkisine bakıldığında ÇKP’yi ve Xi’yi zayıflatacak gibi göründüğü, fakat tahmin edildiği gibi çıkmadığı belirtiliyor.

‘ACIMASIZ’ ÖNLEMLER İŞE YARADI

Makalede, ABD’nin sık sık başvurduğu, Çin’in ilk başta salgının üzerini örtmeye çalıştığı iddiası tekrar edilirken, Çin’in son iki ay boyunca ülkede ‘acımasız’ çevreleme önlemleri uygulayarak hastalığı kontrol altına aldığı ifade ediliyor: “Hükümet, Wuhan şehrini kilitledi, şehir içi toplu taşıma araçlarını askıya aldı, eğlence mekanlarını kapattı ve halka açık toplantıları yasakladı. Agresif test önlemleri uygulamaya koydu ve şehirdeki karantina merkezlerine “yüksek riskli” kabul edilen binlerce kişiyi yerleştirdi.”

Mart ayının sonunda, Batı'daki birçok işletmenin hayatta kalmak için mücadele ettiği vurgulanan makalede, Çinli işletmelerin dörtte üçünden fazlasının faaliyetlerine devam ettiği bildiriliyor.

BATI EKONOMİSİNİ KİLİTLEMEDE İSTEKSİZ DAVRANDI

Dünya Sağlık Örgütü’nün Çin'i, salgın kontrolü için yeni bir standart belirlediği için övdüğü ve hatta diğer ülkelerin sıkı sınırlama önlemlerini çoğaltması gerektiğini söylediğinden bahsediliyor. Fakat birçok ülkenin bunu yapmadığı belirtiliyor.

Özellikle Batı ‘demokrasilerinin’ yerinde barınma yönergelerini vermekte yavaş kaldığı ve ekonomilerini kilitlemek konusunda isteksiz davrandığı ifade ediliyor.

Makalede şimdi ise, Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri'nde ölümlerin sayısı giderek arttıkça Çinli yetkililerin ise salgından ve Batı ülkelerinin devam eden başarısızlıklarından yararlanarak devletin egemen olduğu bir ekonomiye dayalı Çin modelinin üstünlüğünü kanıtladığını öne sürdüğü söyleniyor.

Resmi bir Çin medya kuruluşuna da atıf yapılıyor: “Çin’in Kovid-19 savaşı, siyasi sisteminin; toplanma, örgütlenme, seferber olma, itiraz ve hareket etme konusundaki güçlü yeteneğini gösteriyor.

ÇİN KRİZİ FIRSATA ÇEVİRDİ

Makalede Çin’in başarısını fırsat bilerek Batı demokrasilerini aciz gösteren bir propaganda yürüttüğü ve kendi meşruiyetini artırdığı iddia ediliyor. Çin hükümetinin krizi uluslararası alanda da kendi lehine çevirdiği ifade ediliyor:

“Kovid-19 salgınını evde durduran ve zafer kazanan Xi, şimdi ulusunun yumuşak gücünü 'maske diplomasisi' ile yurtdışına yansıtıyor. Bazı ekipmanların arızalı olduğuna dair raporlar olmasına rağmen, 82 farklı ülkeye test kitleri ve kişisel koruma ekipmanları gönderdi. 10 Mart'tan itibaren 25 Çin eyaletinde, hem Çin'in iç ekonomisini teşvik etmek hem de Xi'nin Afrika, Asya ve Avrupa’da yaklaşık 70 ülkeyi kapsayan ultra iddialı küresel kalkınma stratejisi olan Kuşak ve Yol Girişimi'ni desteklemek için kullanılacak 7 trilyon dolarlık ekonomik kurtarma paketleri önermişti.”

EN GÜVENLİ ÜLKE

Sonuç olarak, Xi’nin sadece krizle başa çıkmakla kalmayıp, aynı zamanda yurtiçinde ve yurtdışında daha güçlü bir lider olarak öne çıktığı vurgulanıyor.

En büyük başarısı ise, Batı demokrasilerinde gerçekleştirilmesi imkansız olan sert kısıtlayıcı önlemler alabilmesinde görülüyor. Ve mevcut durumda Kovid-19 birçok ülkeyi birbiri ardına tahrip ettiğinden, artık çok az kişinin Çin'in dünyadaki en güvenli yer haline geldiğini inkar edebileceği belirtiliyor.

Makalenin son cümlelerinde ise Brookings Enstitüsü'nden John Allen’a da atıf yapılarak şu ifadeler kullanılıyor:

“Tarih Kovid-19 krizinin galipleri tarafından yazılacak. Ve Xi en azından şimdilik bir kazanan gibi görünüyor.”

Çin Koronavirüs virüs ABD Asya Korona Amerika foreign affairs basın gazete