13 Ocak 2025 Pazartesi
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Foreign Policy’nin gözünden Rusya’nın hedefi: 'Suriye’de PKK’yı dağıtmak ve ABD’yi göndermek'

Foreign Policy’nin gözünden Rusya’nın hedefi: 'Suriye’de PKK’yı dağıtmak ve ABD’yi göndermek'
A+ A-
OSMAN ERBİL

Foreign Policy dergisindeki PKK - YPG Lideri Mazlum Abdi röportajı, Suriye’deki son durumu gözler önüne seriyor. Hem terörist Abdi’nin söyledikleri hem de röportajı yapan Amy Austin Holmes’un analizi, Rusya’nın Suriye’de ABD ve PKK karşısındaki stratejisi ve taktikleri hakkında sağlam veriler sunuyor. Bu röportajı Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un 18 Eylül ve 5 Ekim tarihli kritik uyarılarıyla birleştirdiğimizde fotoğrafın tümünü görüyoruz. Fotoğraf bize Türkiye – Rusya ittifak ekseninin Suriye’de giderek güçlendiğini, ABD ve PKK’yı köşeye sıkıştırdığını gösteriyor

Gazeteci Amy Austin Holmes, geçen Eylül ayında Suriye’nin kuzeyine giderek PKK-YPG’nin lideri Mazlum Abdi ile bir röportaj yaptı. 21 Ekim 2020’de yayımlanan röportajda YPG elebaşı Abdi, Suriye’deki son durum hakkında Holmes’a önemli açıklamalarda bulunuyor. Özellikle Moskova’nın Suriye’deki pozisyonundan ve siyasetlerinden duyduğu endişeyi aktaran Abdi, Rusya’yla hesaplaşabileceklerinin mesajını verdi: “Rusları istediğimiz için değil, ABD güçleri geri çekildiği için kabul ettik. Rusların bu bölgeye girmeleri için ön koşul rejimle değil, bizimle DSG koordine halinde kalmalarıydı. Bu yüzden anlaşmaya uymazlarsa Ruslarla her an cephe cepheye geliriz”

Abdi’nin “anlaşma” diye bahsettiği, Türkiye’nin Barış Pınarı Harekâtı’nda, Türk ordusunun ilerleyişi karşısında Amerikan askerlerinin geri çekilmesi, bunun üzerine Rusya ve Suriye’nin ABD’den boşalan yerlere girmesi.

RUSYA’NIN ÖZERKLİĞİ REDDETMESİ

YPG elebaşı, Rusya’nın Suriye’deki varlığının kendilerini tehdit ettiğini şu sözlerle anlattı: “Rus yetkililer ya Kürt karşıtı propagandaya gerçekten inanıyor ya da Kürtlere karşı kullanmak için yararlı bir sopa gibi görünüyor. Özerk Yönetim kendilerine boyun eğmediği için Ruslar farklı hilelere başvuruyor.”

YPG: 'RUSYA’NIN BİZİ ŞAM’LA ANLAŞTIRMA NİYETİ YOK'

Abdi, bu ifadelerden de anlaşılacağı gibi Rusya’nın Suriye’de özerklik projesini yani federasyonu reddettiğini saptıyor. Bu saptama bölücü örgüt için hayati önemde; Abdi, Şam’la müzakerelerin sonuçsuz kalmasının nedenini de buna bağlıyor: “Abdi, Rusya adeta Kürtlerle rejimi anlaştırmak için uğraştığı izlenimi yaratmak istediğini fakat aslında böyle bir şey olmadığını savundu.”

Foreign Policy’nin gözünden Rusya’nın hedefi: 'Suriye’de PKK’yı dağıtmak ve ABD’yi göndermek' - Resim: 1

'RUSYA’NIN HEDEFİ: YPG’NİN TESLİM OLMASI'

YPG’nin federasyon için olmazsa olmazı askeri gücünü koruması… Çünkü kendi askeri kalmazsa sözde öz yönetimleri, sözde Meclisleri de silinip gider. Bu noktada, Rusya’nın YPG’nin kırmızı çizgisini tanımadığını Holmes şu ifadelerinde dile getirdi: “Hem Putin hem de Esad, DSG’nin Suriye Arap ordusuna teslim olmasını istiyor. Bu, yarı özerk bölge üzerindeki rejim kontrolünün yeniden güvence altına alınmasının anahtarıdır. Ancak DSG Genel Komutanı Mazlum Abdi bunu reddediyor.”

HOLMES’A GÖRE RUSYA DSG’Yİ BÖLMEK İSTİYOR

Holmes’un röportajında yaptığı analiz de oldukça çarpıcı. Kendisi de bir PKK destekçisi olan Holmes, Rusya’nın Suriye’deki stratejik hedefi için şu tespiti yaptı: “Rusya, Kürtler ve Araplar arasındaki mezhepsel gerginlikleri kışkırtarak DSG’yi bölmeye çalışıyor, bu şekilde Esad yönetiminin propaganda mekanizmasını güçlendirmek ve ABD birliklerini tamamen geri çekilmeye zorlamaya çabalıyor.”

LAVROV’UN KRİTİK AÇIKLAMALARI

Şimdi gelelim, Moskova’nın son Suriye değerlendirmelerine…

Rusya, Dışişleri Bakanı Lavrov, 18 Eylül 2020 ve 5 Ekim 2020 tarihlerinde iki önemli açıklama yaptı. ABD’nin Suriye’nin kuzeyinde PKK-YPG üzerinden iç çatışmalar planladığını belirten Lavrov, Türkiye’ye ve komşu ülkelere alarm derecesinde şu uyarıyı yaptı: “Amerikalı askerler, Kürtleri kışkırtarak, hükümetle diyalog başlatma taleplerini bastırarak onların ayrılıkçı eğilimlerini teşvik ediyor. Kürt sorunun patlama riski var. Bu sorun sadece Suriye değil, Irak, İran ve Türkiye için de güncelliğini koruyor. Amerikalılar ayrılıkçılık eğilimleri ilerletmeye devam ederlerse bölge için sonuçlar felaket olabilir.”

'ABD, TÜRKİYE’Yİ ÖZERKLİĞE İKNA ETMEYE ÇALIŞIYOR'

Lavrov, benzer bir uyarıyı Ekim ayında, bu kez ABD ve PKK’nın stratejik hedefini daha net vurgulayarak paylaştı: “Amerikalılar Suriye'nin kuzeyinde yarı devlet işlevlerine sahip olacak bir Kürt özerkliği kurmaya çalışıyorlar, Türkleri de itiraz etmeyecek şekilde ikna etmeye çalıştıklarını biliyoruz. Kürt sorunu bugünleri de aratacak kadar ciddi bir patlak verebilir.”

ERDOĞAN: 'TERÖR DEVLETİNE ASLA İZİN YOK'

Peki, zaten bu konuda yüksek hassasiyete sahip Tükiye’den son olarak nasıl bir ses çıktı? Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 3 Ekim 2020’de, ABD’ye meydan okuduğu sözlerine dikkat çekmekte fayda var: "Suriye'de var olan terör bölgeleri ya bize söz verildiği gibi temizlenir ya da biz gider bunu yaparız." Yine 24 Ekim 2020’deki konuşmasında da Erdoğan “Türkiye, sınırlarının dibinde böyle bir terör bataklığı, böyle bir terör devleti kurulmasına asla izin vermeyecektir” dedi.

SONUÇ: ASTANA İNİSİYATİFİ GÜÇLENİYOR

İşte bütün bu tespitler, PKK - YPG’nin Rusya’ya karşı son mesajlarıyla birlikte ele alındığında, bize fotoğrafın tümü gösteriyor. Fotoğraf bize şu kritik sonuçları veriyor:

  1. Ankara, Moskova ve Şam’ın, Suriye’nin toprak bütünlüğünü sağlama konusundaki kararlılığı giderek ABD ve piyonu PKK’ya darbe indirme hedefine odaklanıyor. İran’ı da düşündüğümüzde Astana birliği Suriye’de ağırlığını artırıyor.
  2. Rusya’nın, PKK – YPG’nın “Suriye’de özerlik, federasyon kurma planlarına” cepheden karşı çıkan duruşu, Türkiye’nin “ABD’nin 2. İsrail – Sözde Kürdistan devletine izin vermeme” iradesiyle her geçen gün birleşiyor.
  3. ABD bir kısım askeri gücünü Suriye sahasından geri çekerken bir yandan Barzani güçleriyle PKK-YPG’yi masaya oturtuyor, diğer yandan PKK ile yasadışı petrol anlaşmaları imzalıyor. Ancak bütün bunlara karşın, PKK liderliğinde, Türkiye’nin uygun zamanda PKK-YPG yönetimindeki alanlara müdahale edeceği korkusu giderek artıyor. Türkiye – Rusya ittifakı, bu korkuyu şiddetlendiriyor.
  4. Türkiye’nin ABD yıkıcılığına karşı Suriye ile anlaşmasının ve ilerleyen süreçlerde iki ülke arasında dostluğun yeniden tesis edilmesinin zemini oluşuyor.
  5. Suriye’nin terörden temizlenmesi ve toprak bütünlüğünün sağlanması yönündeki her ilerleme, Doğu Akdeniz’den Suriye’ye, Kafkaslardan Karadeniz’e kadar Amerikan – İsrail kuşatmasını yarmaya hizmet edecektir. Bunun yanında bölge ülkeleri arasında, emperyalizme karşı bütünsel strateji ve bölgesel işbirliğinin sağlanmasını hızlandıracaktır.
Son Dakika Haberleri