28 Aralık 2024 Cumartesi
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Fransa’da kriz ve göçmen jeopolitiği

Macron iktidarının halk karşıtı politikaları Fransa’yı sıklıkla toplumsal hareketlerle anılmasına neden oluyor. Sürecin daha iyi anlaşılması için birkaç yıl geriye bakılmalı...

Fransa’da kriz ve göçmen jeopolitiği
GÜRLER AKDORA / VATAN PARTİSİ FRANSA TEMSİLCİSİ

27 Haziran’da polisin, aracını durdurmadığı gerekçesiyle öldürdüğü 17 yaşındaki Noel M. Fransa’daki olayların birden patlamasına neden oldu. “Bir kıvılcım bozkırı tutuşturur” özdeyişinde olduğu gibi. Olayın yaşandığı Nanterre Banliyösü 2. Dünya Savaşı sonrası Paris’in çevresindeki bir gecekondu kentiydi. Sonra kent modernleşti ama bir göçmen banliyösünün izleri süregeldi. Yabancılar Polis Merkezi de buradadır.

Fransa’yı ayağa kaldıran son olayın nedenleri Macron iktidarının halk karşıtı politikalarının kaçınılmaz sonucudur. Süreci çözümlemek için birkaç yıl geriye gitmemiz gerek.

Fransa’da kriz ve göçmen jeopolitiği - Resim : 1

KOVİD-19 SÜRECİ

Macron, kovid-19 pandemi/evrensel salgın öncesi “Sağlık Reformu” adı altında bir proje hazırladı. Bu projeye göre hastane yatırımları kısıtlanıyor, hatta durduruluyordu. Doktor ve sağlık personeli de önemli ölçüde azaltılıyor, bu hizmetler paralı özel sektöre yönlendiriliyordu. 2019’da salgın başlayınca iktidar ne yapacağını bilmez duruma düştü. Maske ve ilaç yetersizliğinin yanı sıra yatak yetersizliği de ortaya çıktı. Askeri sahra hastanelerinin çadırlarındaki sağlık hizmetleri çok yetersiz kaldı. Artan ölüm sayıları da toplumda büyük bir rahatsızlık yarattı. Bu koşullarda alınan mahalli seçim kararı halkın tepkisine tuz biber ekti. Kullanılan oy sayısı ve oranı düştü.

Bunların yanı sıra halkın temel gıda ihtiyaçları da önemli ölçüde karşılanamaz hale geldi. Boşalan gıda reyonlarının yerine yenisi gelmiyordu. Panik halindeki halk temel gıda maddelerini evlerde stoklamaya başladı. Üretim azalırken fiyatlar artışa geçti, enflasyon da yükselişe.

Sokağa çıkma yasağı ve kısıtlamalar halkın protesto eylemlerini bir süreliğine önledi.

NATO’NUN DOĞU’YA GENİŞLEMESİ UKRAYNA VE ENERJİ KRİZİ ÇIKMAZI

ABD, 1999’dan beri NATO’yu Doğu Avrupa ülkelerine doğru genişletme politikası uyguluyordu. 2021’de ise Ukrayna’yı da içine alan bir sıçrama yaşandı. Bu bir ABD-İngiliz planıydı. Ukrayna’ya yerleştirilecek füzeler Rusya için kabul edilemez bir durumdu. Putin, büyük bir kararlılıkla ABD’ye askeri olarak karşılık verdi. Aslında bu bir ABD tuzağı idi. ABD, başta Almanya ve Fransa olmak üzere Batı Avrupa’nın enerji ulaşım hatlarının kesilmesine yol açacağını öngörüyordu. Avrupa, savaşın yükünü gaz ve petrolden yoksun kalarak ekonomik alanda çekmeye başladı. Enerji kısıtlamalarının yanı sıra hemen her sektörde fiyat artışlarının önüne geçilemez bir durum oluştu.

Ücretler, emekçi ve emekli maaşları artmazken hayat pahalılığı yükselişe devam ediyordu. Sus payı olarak küçük rakamlarla enerji tüketim çekleri vatandaşlara dağıtıldı.

Fransa’da kriz ve göçmen jeopolitiği - Resim : 2

MACRON TEKRAR CUMHURBAŞKANI: EMEKLİLİK YAŞI 62’DEN 64’E ÇIKIYOR

Yeniden Cumhurbaşkanı seçilen Macron’un ilk işi, devletin sırtında yük olarak gördüğü emeklilik yaşını 62’den 64’e çıkarmak oldu. Başbakanı Elisabeth Borne, toplumun bütün kesimlerini karşısına aldı. Uzlaşmayı reddettiler ve anayasanın 49-3 maddesini kullanarak Fransa Ulusal Meclisi’nde dahi oylamaya gitmeden yasayı çıkardılar. Usulen yasa Anayasa Mahkemesi’ne yollandı. Hukuki süreç işliyor mesajı verildi. Bu yasa da halkın büyük tepkisini çekti. Başkent Paris’ten taşra kentlerine ve Fransa’nın en ücra yerleşim yerlerine kadar eylemler yapıldı. Sendikalardan kamu kuruluşlarına iktidar yine halkın taleplerine kulağını tıkadı.

Fransa zenginlerinin büyük sermaye çevrelerinin paraları İsviçre ve kıyı bankalarında yatarken toplumun ve ülkenin gereksinim duyduğu pek çok konuda yatırım, üretim ve işsizliğin giderilmesi için hakim sınıfların kılı kıpırdamıyor.

Fransa’da kriz ve göçmen jeopolitiği - Resim : 3

FRANSA’NIN GÖÇMEN SORUNU

Fransa’nın göçmen sorunu, onun demografik yapısı ve doğurganlık oranıyla yakından ilintilidir. Bir de Birinci ve İkinci emperyalist Dünya Savaşlarında kaybettiği erkek nüfusla. Fransa, çalışan, aktif genç nüfus açığını kısmen eski sömürgelerinden karşılıyordu ve Fas, Cezayir, Tunus gibi mağrip ülkelerinden 1960’larla birlikte fabrikalarda çalışacak kalifiye yabancı işçi getirme politikası başlattı. Örneğin Renault gibi otomobil fabrikalarında çalışacak işçilerin bir kesimi Türkiye’den geldi. Önceleri işçi otelleri olan “foyer”lerde bekar olarak kalan işçiler bir süre sonra aile birleştirme yasaları ile ülkelerinden getirttikleri eş ve çocuklarıyla banliyölerdeki sosyal konutlarda kalmaya başladılar. Yasal olmayan yollardan gelen işçiler ise banliyölerde beklenmeyen sayıda yerleşimler oluşturdular.

Göçmenler ile Fransızlar arasında zamanla gelir eşitsizliğinden kaynaklanan toplumsal farklılıklar oluşmaya başladı. Bu farklılıklar kültür, eğitim, yaşam, ve inanç boyutlarıyla daha da katmanlaştı. Eğitimli, meslek sahibi, birikimli göçmenlerle eğitimsiz emekçiler arasında açılan makas bir olguydu. Asıl sorun emekçilerin el emeğinden yararlanan Fransa’nın onlara toplumda hak ettiği yeri vermeyişi ve buna karşılık yabancıların ırkçı bir tavırlar baskı altında tutulmasıydı.

Fransa, sorunu toplumsal ölçekte çözmek yerine polis şiddeti ve zorba yasalarla daha da çözümsüzlüğe götürüyor. Bu da sistemin kendi çıkmazı olarak kendini gösteriyor. Son olayların eylemcilerini bu haksızlıklara başkaldıran yeni kuşaklar oluşturuyor.

Burada belirtmemiz gereken bir başka konu da gelişmekte olan ülkelerden Batı’ya verilen beyin göçü olgusudur. Fransa, ABD ve Kanada’ya beyin göçü veriyor. Eğer gelişmekte olan ülkeler, bu değerleri kendi ülkelerinde istihdam edebilseler kendi kalkınmalarına olağanüstü katkı sağlayacaklardır.

Fransa’da kriz ve göçmen jeopolitiği - Resim : 4

GÖÇMENLER AVRUPA’YA NEREDEN GELİYOR?

Günümüzde Avrupa’ya göçün başlıca nedeni ABD ve NATO’nun yarattığı savaşlardır. Irak, Afganistan ve Suriye savaş ve işgalleri nedeniyle Türkiye ve Doğu Akdeniz aksı. Libya’da Kaddafi’ye saldırıyla başlayan süreç sonucunda Kuzey Afrika aksı.

Ukrayna savaşı da yeni bir göç hareketine sebep oluyor.

Fransa’da kriz ve göçmen jeopolitiği - Resim : 5

NİÇİN KENDİLİĞİNDENCİ VE ÖNCÜLERDEN YOKSUN EYLEMLER?

Halk hareketi şiddet boyutuna ulaşarak isyana dönüştü. Kendiliğindenci bir özellik gösteriyor. Birkaç yıllık geçmişi olan Sarı Yelekliler’in eylemleri de bu karakterde. Peki Fransa’nın öncü partileri bu mücadelede nerede? Ne yazık ki PCF (Fransız Komünist Partisi), PS (Sosyalist Parti – Sosyal Demokrat), Yeşiller gibi örgütler sistem partilerine dönüşmüş durumda. Kapitalizmin sol ayağı konumundalar. Emperyalizm analizleri yok. Topluma edemedikleri gibi göçmen eylemlerine de önderlik edemiyorlar, etmiyorlar. Dünya çapındaki saflaşmada ABD emperyalizmi ile onun NATO askeri gücüyle mücadele diye bir dertleri yok! CGT ve CFDT başta olmak üzere sendikaları emekçilerin ekonomik çıkarları ve sistem partilerinin siyasi hedefleriyle sınırlı çalışıyorlar. General Charles De Gaulle’nin NATO’dan çıkalım ilkelerini savunan örgüt veya parti sayısı parmakla sayılacak kadar az. İçlerinden yalnızca, Vatan Partisi Kurultayı’na katılan “Dayanışma ve İlerleme Partisi” geçtiğimiz aylarda “NATO’dan Çıkalım” kampanyası başlattı.

Son Dakika Haberleri NATO’dan çıkalım General Charles De Gaulle Dayanışma ve İlerleme Partisi Fransız Komünist Partisi Nanterre Banliyösü