25 Aralık 2024 Çarşamba
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Fransız Zaviye ile savaş uçakları ve Türkiye üzerine

Zaviye (Fr: Xavier Tytelman) Fransız bir askeri havacılık uzmanı. Tam askeri pilot denemez ancak askeri havacılık alanında orduda görev yapmış ve havacılık güvenliği konularında uzman biri. Yaşı geçkin değil ancak herhalde emekli olmuş. Askeri ortamlara hala girip çıkabiliyor

Fransız Zaviye ile savaş uçakları ve Türkiye üzerine
METİN AKGERMAN

Fanatik NATO taraftarı.  Genel eğilimi Ukrayna yanlısı, aşırı Rusya karşıtı, Türkiye karşıtı, İsrail yanlısı bir profil. Türkiye karşısında büyük bir Yunan destekçisi, Çin karşısında büyük bir Tayvan destekçisi. Fransızca bir havacılık dergisinin (Air&Cosmos) baş editörlüğü yapıyor, askeri ve savunma konularında danışmanlık yapıyor, Youtube kanalında askeri konularda yayınlar yapıyor. Oturduğu stüdyodan pek yayın yapan bir profil değil. Ukrayna'ya gidiyor, çatışmaların ön cephelerindeki Fransız ve Ukraynalı askerler ile görüşüyor, propagandalarını yapıyor. Bazen helikoptere binip Fransız uçak gemisine gidiyor, bazen Airbus fabrikasına gidip röportajlar yapıyor. Rusya muhalifi profiller ile röportaj yapıyor. Misal en son "Sürgündeki Çeçen Devleti Lideri" ile röportaj yaptı. PKK ve ilintili bölücülük faaliyetlerinin bir destekçisi. Sanki satır aralarındaki mesajlardan bir tür Hristiyan tarikatı mensubu olduğu izlenimi de veriyor. Bunu konulara yaklaşımından anlıyoruz. Misal Rusya muhalifi sürgündeki Çeçen liderinin propagandasını yapmak için Çeçen lideri takipçilerine sempatik göstermek için, "size bazıları dinci filan diyor?" diyor ve pas atıyor. Çeçen liderde, "yok canım biz demokratız" şeklinde cevap veriyor. Diğer bir örnek ise PKK propagandası yaparken "onlar zaten Müslüman değil, sosyalist devlet kurmak istiyorlar" mealinde tuhaf mesajlar veriyor.  Yani nasıl desek, bir çorba düşünelim, içinde bolca NATO olsun, Rusya ve Türkiye düşmanlığı olsun, tuhaf bir Hristiyanlık yorumu olsun, bol propaganda, belki biraz gizli servis ilişkileri olsun, askeri havacılık konuları, danışmanlık ve akçeli işler de ekleyelim. İşte Zaviye bu çorba. Youtube yayınlarında bolca dezenformasyon da elbette var. Genel yorumladığı konular, Ukrayna-Rusya çatışması, askeri havacılık konuları ara sıra Türkiye ilintili jeopolitik konular, Türkiye'nin dronları, Türkiye'nin TF-X projesi, Türk-Yunan itilafları konularına değiniyor.

PİERRE HENRİ CHUET

Misal, diğer bir emekli Fransız savaş pilotu olan (Kanada ve Fransız vatandaşı) ve Youtube kanalında yorumlar yapan Pierre Henri Chuet'den (PHC) hayli farklı bir profile sahip. PHC'de askeri havacılık konularında yorumlarda bulunuyor ve bu konuda daha uzman ancak PHC bir fanatik NATO'cu değil. Türkiye, Rusya ve ilgili liderlerden bahsederken saygılı davranıyor, Türkiye'nin milli uçak projelerini takdir ile karşılıyor, yani daha iyi yetişmiş, aklı başında konuşan bir profil. Bu farkı belirtme sebebim, tüm Fransız askeri uzmanlarına karşı olumsuz bir önyargı oluşmasını engellemek. Aralarında Türkiye'nin işbirliği yapabileceği aklı başında bir çok uzman mevcut. PHC'nin uzmanlığı daha üst seviyede, taraf tutmadan ve dezenformasyon yapmadan gerçeklere bağlı kalarak yorum yapıyor. Ukrayna-Rusya çatışmasında da, İsrail'in hava saldırılarını yorumlarken de hep bu somut gerçeklere dayanma davranışı var. Zaviye ise bunun tam tersi. Bol dezenformasyon, bol propaganda. Ancak, Zaviye'nin bağlantıları daha iyi, eli kolu uzun, askeri ortamlara ve sivil havacılık tesislerine elini kolunu sallayarak girip askeri ortamların içinden video yayını yapabiliyor.

ZAVİYE ANLATIYOR

Zaviye geçen programında Türkiye ile ilgili bazı konulara değindi, aktarıp yorumlayalım. Elbette tüm söylediklerine kuşku ile bakmak gerekli. Onun ağzından birinci tekil olarak aktarıyorum:

Rusya elektronik harp konusunda çok ilerledi. Türk Bayraktar SİHA’ları Azerbaycan'daki başarılarını Ukrayna cephesinde Rusya'ya karşı pek gösteremediler.

Rusya, doğu Ukrayna'da elektronik harp unsurlarını kullanarak GPS sisteminin düzgün çalışmasını önlüyor.

Türkiye ile F-35 pazarlıkları devam ediyor. Bu kapsamda Türkiye’den S-400'lerin Ukrayna'ya vermesi istendi ve Türkiye bu konuya olumlu yaklaşıyor.

Ukrayna muhtemelen S-400'leri Odesa’nın hava savunmasında kullanacak. Şu anda hava savunma sistemi yok. S-400'ler en iyi hava savunma sistemleri ancak S-400'ler dahi Rusların Kinzhal vs. belirli tip füzeleri karşısında Odessa'yı koruyamazlar ama gene de hiç yoktan iyidir.

S-400'lerin F-35'lere karşı etkili olmadığını Suriye'de gördük. İsrail F-35'leri Suriye'nin S-400 tarafından korunan hava sahasını geçip İran'ı bombaladı.

Fransa'nın yeni askeri havacılık projeleri hakkında ne kadar konuşmalıyım emin değilim bazı bilgilere sahibim ama açıklayamam. Rafal F4'lerin modern versiyonu konusunda çalışmalar devam ediyor. Daha sonra ise Rafal F5 gelecek. Özellikle geliştirme aşamasındaki radarın farklı bir teknolojisi olacak.

Türk havacılık projelerinde uygulanan yaptırım ve ambargolardan dolayı önemli gecikmeler oluştu. TF-X projesi hatırladığım kadarıyla 2013'te başlamıştı ve 2023'te devreye girecek idi ancak şimdilerde 2030'lar konuşuluyor. Hala motoru yok, teknoloji almaları da zor görünüyor. Dronlar konusunda Bayraktar dronları etkili oldu. Bu dronlar devrimci teknoloji içermiyorlar, 90'ların sonlarında Amerikalıların dron ve mühimmatlarda geldikleri seviyelerdeler. Mevcut Amerikan dronları ile kıyaslanamasa dahi Avrupa'nın seviyesindeler veya daha ilerideler.

Rusya'nın Türkiye ve Hindistan'da inşa ettiği nükleer santraller konusunda problemler var. Misal Hindistan'daki santralde Ukrayna boruları kullanılacaktı. Projelerde sorunlar var.

TAYVAN

Tayvan stratejik silahlanma çalışmalarına devam ediyor. Nükleer silah arayışında değiller ancak hipersonik füzeler ile Çin'deki bazı büyük barajları hedef almaları mümkün ve milyonlarca Çinlinin ve birçok şehrin metrelerce yüksekliğinde dalgaların altında kalmalarını sağlayabilirler.

Tayvan, Ukrayna'nın yaptığı gibi küçük deniz dronlarına yatırım yapıyor ve Çin'in savaş gemilerine karşı bunları kullanabilir.

Birçok ülke, gerektiğinde bazı sivil sanayi kuruluşlarının savaş sanayisi ürünleri üretecek şekilde konumlandırma hazırlıkları yapıyor. Çift kullanımlı (askeri ve sivil) ürünlerin üretimi misal otomotiv sanayisinde hayli olası.

GALYUM NİTRÜRLÜ V FREKANS BANDI RADARLARI

Bir sonraki radar teknolojisi galyum nitrürlü olacak. Mevcut radar teknolojisi uçakları birkaç yüz Km den tespit edebiliyor. Fakat mevcuttaki radarlar X frekans bandını kullanıyorlar. Oysa görünmez denen bazı uçaklar bunlar arasında F22'ler, F35'ler var, bunlar sadece X bandında görünmezler. V frekans bandında radar yapıldığında bunlar görünür hale gelecekler. Normalde radarlar yapıları gereği frekans bandı değiştiremiyorlar. İşte bu galyum nitrürlü radarlar potansiyel olarak frekans değiştirebiliyor. Hem V frekans bandında dalga gönderebiliyor ve X bandında görünmez olan F22, F35, B2 gibi uçakları görebiliyor. Yani bu görünmez denen uçakların bence 10 seneleri var, 10 sene içinde tahmin ediyorum Rusya ve Çin'de bu V frekans bandında çalışabilecekler ve X bandında görünmez olan uçakları görebilir hale gelecekler. Bu yüzden 6.jenerasyon dediğimiz FCAS turu uçakların görünmezliğine yatırım yapılması konusu tartışmalı bir konu. Bunlar zaten 10 sene sonra rakiplerimiz tarafından görünebilir hale gelecekler, üstelik X bandında görünmezlik sağlama konusunun işletme maliyeti çok yüksek. Bunları yerde dahi basınç kontrollü odalarda tutmak, sürekli boyasını, bakımını yenilemek gerekiyor. Devasa bütçeler bunlar. Bu X bandı görünmezliğinin getirdiği operasyonel üstünlük konusu muğlak ve geçici ama maliyet ve zorluklar gerçek. ABD ve Çin'in yüksek maddi olanakları var bu yüzden onlar için saati 50 bin EURO0'dan fazla maliyetli uçaklar sorun değil ama bizim Rafallerin saatlik maliyeti 20 bin EURO'nun altında, bizim için bu konu önemli. F-35 sahibi ülkelerde bu sorun var, saatlik bakım maliyeti rafalin 2 katından fazla ama performansı birçok görev için o kadar farklı değil. Misal hava savunması için F-35'e hiç gerek yok. Bizim yeni Rafal F5'lerde bu galyum nitrürlü yeni teknoloji radarı olacak ve bir teknolojik çağ atlayacağız. Mevcut Spectra radarımız da iyi, düşman radarını satüre ederek köreltebiliyor ama ondan daha iyisi geliyor. Rusya ve Çin'in birkaç sene önünden gidiyoruz bu teknolojilerde.

S-400'LERİ UKRAYNA’YA VERMEK

Kemalist askerler Türkiye'de Erdoğan'a karşı darbe yaptılar ama başarısız oldu. Erdoğancı askerler saldıran F-16'ları düşürmek istediler ama bunu yapamadılar çünkü aynı sistemi kullanıyorlardı ve sistem F-16'ları dost olarak gördüğü için ateşlemedi. Erdoğan bu yüzden S-400 aldı, bu sayede tekrar kalkışma durumunda saldıran F-16 olursa düşürebilecekler. Türkler S-400'leri test etti; 2,5 milyar USD harcadılar ama sistem beklentilerini karşılamadı. ABD bu sebeple F-35 ve askeri ambargolara başladı ve Türklerin uçak programı 10 sene gecikmeye uğradı. Bugün geldiğimiz durumda Türklerin hava gücü, bölgedeki Yunanistan, BAE, Mısır gibi ülkeler karşısında çok zayıf durumda. Bu üç ülkede de rafaller var ve Türklerin eski F16'ları ile büyük zorlukları var. Üstelik Yunanlılar Rafalleri F-35'ler ile birleştirecekler ve bu akıllıca ve uyumlu bir uçak birlikteliği olacak. F-35'lerin S-400'lerce görülmediğini biliyoruz, yani Yunanlıların F35 ve Rafal ikilisi Türklerin S-400 ve F-16 ikilisinden çok daha üstün. Bugünlerde gelen söylentilere göre Türkler S-400'lerini Ukrayna'ya verme konusuna sıcak bakıyorlar. Türklerin zaten bilekleri İsveç'in NATO üyeliği konusunda büküldü. F-16 modernizasyonu konusunda İsveç'e yeşil ışık yaktılar. Sadece F-16'larını güncelleyebilmek için on milyarlarca dolar harcayacaklar. Daha iyi radarlar, motorlar, ön kameralar alınacak. Buna rağmen Rafal seviyesine gelemeyecekler, sadece mevcut durumları biraz iyileşecek. Amerikalılar S-400 ile F-35'lerin yakın çalışmasını istemiyorlar çünkü S-400'ler Rusya'ya bağlı sistemlerdir. Bir süre sonra Ruslar F-35' leri görebilir hale gelebilirler. S-300 lerde bu risk yok çünkü S-300'ler Moskova'ya bağlı çalışmıyorlar. Türkler S-400'leri Ukrayna'ya verirlerse F-35 alabilirler, bu da kâğıt üzerinde olsa dahi Ege'de Yunanlılara karşı bir denge sağlayabilir.

AFRİKA

Rusya, Afrika'daki bazı ülkelerden Wagner için asker devşirmekte. Hatta bunların içinde bazı eski Fransız lejyoner birliklerinde görev yapan askerler de var. Özellikle Cezayir'den Rusya, Fransızca bilen ve Rusya yanlısı asker devşirmek için özel çaba harcıyor. Bu Cezayirliler de Afrika'nın diğer Frankofon ülkelerinde Rusya menfaatleri için çalışabilecekler. Ukrayna'da Rusya'ya karşı savaşan Afrikalılar ve dünyanın çeşitli ülkelerinden getirilmiş askerler de mevcut. Tahmin ediyorum Ukrayna konsoloslukları bu işlere bakıyor.

SONUÇ

İşte, Zaviye'nin yorumları bu şekilde. Görüldüğü üzere yoğun bir çarpıtma ve dezenformasyon içeriği mevcut. 15 Temmuz Fetö operasyonun hakkında bambaşka bir hikâye yazmış. S-400'lerin alım gerekçesini de saptırmış. Türkiye’nin S-400'lerini Ukrayna'ya verebileceği gibi fantastik senaryolardan bahsediyor. Siyasi konularda palavranın bini bir para ancak teknolojik konulardaki yorumları bence ilginç.

Şu galyum nitrürlü V frekans bandında yayın yapabilecek radar konusu hayli ilginç. Bunu yaptığımızda ve pırpırlı Hürkuşlara veya en ucuz İHA'lara dahi taktığımızda, Yunan F-35'leri kabak gibi görünür olacaklar. Yerdeki sabit radarlarda da kullanılabilir.  Belki bu konuda zaten çalışan ekiplerimiz vardır bilemiyorum ama yoksa, gecikmeden bu işlere girmek lazım. F-35'lerin ilacı budur.

Rusların uyduları ve GPS sistemini köreltme konu da güzel bir teknoloji. Muhtemelen Ruslar kendi uydularından veya farklı hava araçlarından ve hatta belki de bulut yansıtmalı şekilde yer radarlarından GPS ile aynı frekansta (faz farklı) yayın yaparak köreltme yapıyorlar. Bu GPS köreltme işi önemli çünkü modern navigasyonları, hassas füzeleri, hava aracını, deniz araçlarını iş yapamaz hale getiriyor. Bu işi bilmiyorsak, bilenlerden öğrenmekte fayda var.

Akkuyu nükleer santralinin ne ölçüde gecikeceği konunu da Putin'in ziyaretinde ele almakta fayda olabilir. Bu santralde bazı Fransız parçaları kullanılacağı biliniyor, muhtemelen bu parçalar tedarik edilemiyor. Bu parçaların Türkiye'nin direk Fransa'dan tedariği yoluna gidilebilir veya eşleniği parçaların Çin veya Rusya'dan tedariği yoluna gidilebilir. Belki de kullanılacak reaktör teknolojisini tümden değiştirmek ve Fransa bağımlılığını ortadan kaldırmak da değerlendirilebilir. Akkuyu'nun ilk reaktörü 2023’te açılacaktı, 2024 Ekim'ine ertelendi, bakalım ilave erteleme gelecek mi? Akkuyu çalışmaya başladığında belki bazı doğal gaz santrallerimizi sokup, ihtiyacı olan başka ülkelerde değerlendirebiliriz. Bölgemizde enerjiye nerede ihtiyaç var? İlk akla Beyrut şehri geliyor. Limanı patlatıldığından beri düzgün elektrikleri yok. Bu konuda Suriye ile beraber bir çözüm üretilebilir. Diğer akla gelen bölge ise Kırım. Kırım'ın Rusya ile bağlantısı sınırlı. Enerji dahil altyapının inşasında Türkiye'nin desteği faydalı olabilir. Sonuçta bunlar sivil projeler, kimsenin Kırım'da yaşayan ve Türkiye'nin bir kısmı ile akrabalık ilişkilerinin bulunduğu halklara "neden altyapı ve enerji sağlıyorsun?" deme hakkı olamaz.

Rusya demişken, geçende Reuters’te Rus Yandex firması hakkında bir yazı vardı. Bu yazıya göre Rusya'nın lider teknoloji şirketi Yandex'in merkezi Hollanda'daymış ve çoğu yatırımcısı batılı imiş. Zamanında piyasa değeri 30 milyar USD seviyesine ulaşmış. Ukrayna savaşı ile beraber anlaşılan Yandex çalışanlarının bir kısmı yurtdışında çalışmaya başlamışlar. Son gelen habere göre Rusya operasyonlarını Rus şirket 5,2 milyar USD bedel ile satın alıyor.

Yani Yandex'in kontrolü konusunda batılı devletler ile Rusya arasında anlaşılan bir süredir mücadele var ve sonunda Yandex bölünmüş gibi görünüyor. Tabi bu tür arama motoru, e-posta ve navigasyon servisi veren konular herkes için stratejik önemde ve istihbarat amaçlı kullanılıyorlar. Türkiye belki bu Yandex'in bölünmüşlüğü döneminde Yandex'e ev sahipliği yapma konusunu değerlendirebilir. Yandex'in Rus veya Avrupa birimlerinde çalışan Rus ve diğer mühendisler için Türkiye'de rahat çalışma imkânı sunulabilir. Bu konu da Putin ile görüşülebilir.

Türkiye'nin yüksek maliyetli ve temel özelliği derin saldırı olan pahalı bir Amerikan uçağına ihtiyacı var mıdır? Yarın bu uçağın yedek parçalarının temin edileceğinin garantisi var mıdır? Türkiye' kısıtlı savunma kaynaklarını kendi milli sanayisini ve uçak ve radar projelerini hızla geliştirmeye aktarırsa daha isabetli olacaktır. Diğer taraftan S-400'leri Ukrayna’ya verme konusunun değerlendirmeye alınması dahi yanlıştır. F-35'leri almak için değil ancak illa S-400'lerin bir yerlere kurulması gerekiyor ise KKTC güzel bir kurulum bölgesi olabilir. Doğu Akdeniz'de S-400 radarları kısa sürede F-35 dahil farklı uçak tiplerinin radar sinyallerinin almanağını hazırlayabilecek hale gelebilir.

Son Dakika Haberleri