Galatasaray’ın 'orta'sı yok

2019-2020 sezonu transfer dönemine dönelim… Galatasaray, ocak ayında genç bir savunma tandemi kurmuş, tüm transfer dönemini Falcao için harcamış, son bölümde alelacele 3 merkez orta saha oyuncusu alınarak transfer dönemi kapatılmıştı. Bu 3 oyuncu, maliyetleri ve kiralık olmaları itibarıyla tartışılabilirdi. Fakat asıl konu, bu 3 futbolcudan verim alınıp alınamayacağıydı.

Fernando gibi tempoyu ayarlayabilen, kendi fiziksel kapasitesi üst düzey olmasa da topa verdiği yönle tempoya ayak uydurabilen tecrübeli bir oyun kurucu yerine oyun kurmaktan ziyade stoperleri üçleyen, basit paslarla topu 8 numarasına aktaran, temposuz ve toplu oyunda vasat ama topsuz oyunda iyi bir kesici olan Nzonzi geldi. Galatasaray’ın geçen sezona tutuk ve etkisiz başlamasının yegane sebebi merkezdeki bu durağan yapıya dönüşüydü.

NZONZI İLE BAŞLAYAN PROBLEMLER

Terim’in beklentisi tabii ki bu değildi. Fakat senede 3 milyon avro kazanan Nzonzi ‘ha’ diye kenara alınamazdı. Terim’in bütün kariyerine baktığımız zaman takımda Nzonzi gibi bir oyuncuya yer yoktu. Nasıl ve neden bu profilde ve bu maliyetle bir oyuncu seçildi, anlamak çok güç. Nzonzi’nin antrenmanlardaki isteksiz ve disiplinsiz hareketleri nedeniyle kadro dışı kalması, hem yönetimi hem Fatih Terim'i bir nebze kurtarmış olsa da Galatasaray son mermilerini boşa harcıyordu.

2019-2020 sezonunun en flaş orta saha transferi kuşkusuz Jean Michael Seri'ydi… Bir dönem Barcelona radarına girmiş, henüz 28 yaşında kusursuz bir pasör… Elbette arkasında Nzonzi gibi bir çekim kuvveti olmadığı zamanlar... Fiziksel problemler çeken Seri’nin, pas oyunu ve oyuna hükmedişi öz güveniyle eş değerdi. İlk topu Nzonzi’nin kullanması ise fiziksel olarak eksik Seri’yi her geçen hafta formdan düşürüyor, "Bu adam İngiltere’de nasıl oynadı" dedirtiyordu.

Bu üçlünün kalan parçasını, sakatlığından dolayı tüm Avrupa'nın şüpheyle baktığı Lemina ve Belhanda’nın tamamlaması felaketin ayak sesleriydi. Nitekim öyle de oldu. Terim bir türlü doğru formülü bulamadı, oyuncular da yeterli katkıyı sağlayamadı ve Galatasaray’ın şampiyonluğuna mal olan puan kayıpları birbiri ardına sıralandı. Geçen sezonun orta saha yapısı ve transferlerini bu denli detaylı yazmamın sebebi, Galatasaray yönetiminin bu sene de aynı yanlışa adım adım yürüdüğünü görmemdir.

LEMINA, SERI, MODER, LERMA...

Terim’in beklentileri… Yıllardır Fatih Terim takımlarını takip etmiş biri olarak söyleyebilirim ki, hoca evvela topla arası iyi oyuncu ister. Orta sahadaki en savunmacı oyuncusu bile kafayı kaldırıp terse uzun top atabilmelidir. Transfer söylentilerinde ismi geçen oyunculardan Lerma, bu konuda yetersiz. Fiziksel olarak güçlü, Terim’in çok sevdiği şok pres konusunda başarılı, takıma beraberinde bir tempo da katabilecek ama topla ilişkileri oldukça kısıtlı bir oyuncu.

Ligin büyük bir kısmını rakip yarı sahada oynayacak olan Galatasaray’ın daha kadife yeteneklere ihtiyacı var. İşte burada Jakub Moder devreye giriyor. 2011 model Selçuk İnan’ı hatırlatan Moder, yeterli temposu, kusursuz topla ilişkisi ve köşeye etkili şutlarıyla tam bir Terim orta sahası. Moder, üzerine çok yazı yazılacak nitelikte bir oyuncu fakat yaşı ve maliyetleri Avrupa kulüpleri için çok cezbedici. Ne yazık ki Galatasaray’ın bu transferi bitirebileceğini düşünmüyorum ama bir mucize olursa hem maddi hem de teknik anlamda Galatasaray’ın en az 3 sezonunu kurtarabilir.

Seri ve Lemina’nın halen Galatasaray’ın gündeminde olması en büyük çekincem. Lemina kumarının tekrar tekrar oynanması ihtimali Galatasaray’ın mali yapısı açısından tedirgin edici. Seri ise üzerine oyun yazılacak nitelikte bir oyuncu. Orta sahada herhangi bir senaryonun yan karakteri olmak yerine sadece başrolü oynamak istiyor. Başrol olma sebebiyle partnerleri hep Seri’ye göre seçilmeli… Bu fikre varım ama yıllık maliyetler, yaş ve Seri’nin ne olursa olsun bir dönemi çok kötü ve formsuz geçirmesi büyük çekinceleri de beraberinde getiriyor.

DOĞRU MODEL: MODER

Moder transferi profil olarak Galatasaray adına çok doğru olur. Tıpkı Marcao ve Luyindama gibi. Galatasaray yönetimi bir karar vermeli, bir yön seçmeli.. Ya Marcao, Luyindama, Ozan Kabak, Onyekuru transfer politikasını uygulayacaksınız; yani uygun maliyet, potansiyel yetenek. Ya da Nzonzi, Diagne, Lemina, Babel, Mitroglou… Bu yönetim her iki seçenekte transferleri de yaptı. Bir taraf Galatasaray’ın maddi manevi geleceği, diğer taraf maddi manevi geleceğini yüksek maaşlarıyla sömüren papazlar. Transferlerin ligin başlamasına 15 günden az varken hala yetiştirilememesi takıma olumsuz etki yapacaktır. Türk futbolu ve Galatasaray için her zaman "öz kaynağın" ön plana çıkmasını diliyor ve öneriyoruz.