Geçmişte müzikle şifa dağıtan medresede tarih tekerrür ediyor

Selçuklu hükümdarlarından II. Kılıçarslan'ın kızı Gevher Nesibe Sultan'ın vasiyeti üzerine yaptırılan, o dönem müzikle tedavi yönteminin uygulandığı Kayseri'deki Gevher Nesibe Darüşşifa ve Medresesi'nin avlusunda gerçekleştirilen programda müziğin insanlar üzerindeki etkileri anlatıldı.

Programa konuşmacı olarak katılan Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Bingür Sönmez, müziğin bütün insanlık tarihinde duygu ve bilgilerin anlam biçimi olarak bilindiğini söyledi.

İnsanoğlunun yüzyıllardır hastalıkları tedavi etmek için çareler aradığını ve müziğin de tedavilerin arasına eklendiğini belirten Sönmez, "Bugün müzikal seslerin fizyolojik ve psikolojik etkilerinin çeşitli ruhsal bozukluklara göre ayarlamak suretiyle tedavi yöntemleri arasına girmiştir ve bir uzmanlık dalı haline gelmiştir. Sağlık Bakanlığı tarafından da lisanslı olarak yapılmaktadır." dedi.

Müzikle tedavinin tarihi müziğin tarihi kadar eski olduğunu anlatan Sönmez, şunları kaydetti:

"40 bin yıldır müzikle beraber olduğumuzu biliyoruz. İbni Sina bir yazısında 'Tedavinin en iyi yollarından hastanın akli ve ruhu güçlerini artırmak için ona hastalıkla mücadele için cesaret vermek, hastanın sevimli ve hoşa gider hale getirmek, ona en iyi musikiyi dinletmek ve onu sevdiği insanlarla bir araya getirmektir.' der. Bu mesajı bize bin yıl önceden veriyor. Bazı zamanlarda mırıltı olarak çıkan ses zayıflığı güçsüzlüğü ifade eder ve aynı ses yükselir tehlikeyi, kuvveti, gücü ifade eder. Bazı müzikal sesler belirli hali yansıttığında sanki kişi kendini o olguya ya da ona bağlı olarak ortaya çıkacak bir olayı yaşayacakmış gibi hisseder. İçerisinde bulunduğumuz yapı ise akıl hastalarının dünyada ilk defa musiki ve su sesiyle tedavi edildiği bir mekan. Burası gönül rahatlığıyla ilan edebilirsiniz dünyanın en eski tıp fakültesidir. O dönemde Avrupa'da akıl hastalar yakılırken burada tedavi edilmiştir. Bizler böyle bir medeniyetin evlatlarıyız."