Geçti Libya pazarı sür donanmayı başka diyara
Fransız donanması, Libya’ya giden Türk kargo gemisini Akdeniz’de taciz etmiş. Yaparlar, eski alışkanlıklarıdır. Ta 19. yüzyıldan kalma işgalci kafalar, bugün de ABD emperyalizminin kuyruğunda “Mısır’a Sultan” olmanın peşinde! Akılları sıra hâlâ korkulu rüyasını gördükleri Osmanlı’nın elinden Kuzey Afrika kıyılarını alacaklar. Geçti o pazarlar, Napolyon’un çocukları. Biz son Mısır Hıdivi Abbas Hilmi Paşa’dan sonra Mısır’a sultan tayin etmedik. O gün bu gündür köprülerin altından çok sular aktı. Yoksa Süveyş Kanalı’ndan mı deseydim?
Mısır da, Suriye de ve tüm o kıyı ülkeleri de artık özgür devletler. Tabii Osmanlı’nın I. Dünya Savaşı’ndan sonra çekildiği bu yerlerde, İngiliz ve Fransız güçlerinin “sömürgeleştirme” savaşımları da, şimdilerde yerini ABD emperyal güçlerinin güdümüne bırakmış durumda. Yani Akdeniz’i ABD gölü haline getirip petrolünü sağma işlemine yardakçılık etmekle meşgul Avrupa ülkeleri artık…
ESKİ İŞGALCİ
Donanmamız, kargo gemimizi korumuş, Fransız donanmasını ikaz etmiş. Neymiş? Türk siyasetçiler Libya’da meşru hükümet yetkilileriyle görüşmeye gitmişlermiş. Demek kargo gemimizin taciz meselesi bu. Avrupa beşyüz yıl önceki Akdeniz savaşlarına geri dönmek istiyor galiba. ABD’nin Suriye’ye “Sezar” yardımı uygulamasına kapılıp, Libya çöllerinde bedevi aşiretlerini tepeleyerek eski işgalci günlerine dönmek istiyor.
Son Mısır Hıdivi ve İngiliz düşmanı Abbas Hilmi Paşa’yı görevinden uzaklaştırmak isteyen İngiliz mareşali ve Savaş Bakanı, Birleşik Krallık Mısır Ordusu Serdarı Herbert Kitchener nasıl başarılı olamadıysa o kıyıları sömürgeleştirmekte, Napolyon Bonaparte Mısır Seferi’nden nasıl eliboş döndüyse, bugün de ABD ve kuyrukçuları Avrupa ülkeleri de avuçlarını yalayacaklardır.
Akdeniz’de beşyüz yıldan fazladır varız, yine var olacağız. 2. İsrail demek olan Kürdistan’ı ABD’ye kurdurarak, Suriye’nin askeri zafer kazanmasını önlemek ve parçalanmasını sağlamak isteyen emperyalizm kuyruğunu toplayıp gidecektir; yıllardır kan, ateş ve yıkıma boğduğu, uygarlıkların beşiği o topraklardan...
Yoksa Akdeniz, yalnız emperyalizme değil, tüm insanlığa mezar olacaktır. Lübnanlı yazar Amin Maalouf’un dediği gibi: “İnsanlık gemisinin, bir zamanlar Titanic’in başına geldiği gibi, tehlikeden bihaber ve yok edilemezliğine inanmış bir halde mahvoluşa doğru seyretmesi, sonra da gecenin içinde orkestra “Sana daha yakın olmak için Tanrım”ı çalar ve şampanya su gibi akarken, sonunu getirecek buzdağına çarpıp batması çok üzücü olur.” (Amin Maalouf; Uygarlıkların Batışı.)
