08 Eylül 2024 Pazar
İstanbul 24°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Gemi adamları 12 yıldır ‘yıpranmıyor’!

Aylarca ailelerinden uzakta, açık denizde görev yapıyorlar ama 12 yıldır yıpranma payı hakları yok. Gemi adamları bir yasa değişikliğiyle ellerinden alınan haklarının geri verilmesini istiyor

Gemi adamları 12 yıldır ‘yıpranmıyor’!
A+ A-
EMEK SERVİSİ

Türkiye Denizciler Sendikası ile Türkiye Denizcilik Federasyonu (TÜRDEF), 1 Ekim 2008’de yürürlüğe giren, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunuyla yıpranma payı hakkının gemi adamları için iptal edilmesinin 12. yılı dolayısıyla ortak basın açıklaması yaptı. İstanbul’da, Türk-İş 1. Bölge Temsilciği’nde yapılan açıklamada denizcilere yıpranma payı hakkının geri verilmesi istendi.

Basın açıklaması Türk-İş 1.Bölge Temsilcisi Adnan Uyar’ın konuşmasıyla başladı. Ardından Türkiye Denizciler Sendikası Genel Başkanı İrfan Mete ve TÜRDEF Genel Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Dereli söz aldı. Açıklamaya Türk Armatörleri İşverenleri Sendikası (TAİS) Başkanı Ali İbrahim Kontaytekin de katıldı.

DİNLENİRKEN DAHİ YIPRANANLAR

TÜRDEF Genel Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Dereli, gemi adamlarının, 3595 sayılı Kanun ile 20 Haziran 1987 tarihinde başlayan ve sosyal güvence kapsamında sağlanmış bulunan yıpranma hakları ve fiili hizmet süresi zammı, 1 Ekim 2008’de çıkartılan 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sigortalar Kanunu ile ellerinden alındığını hatırlattı. Dereli, şunları kaydetti: “‘Fiili hizmet süresi zammı’ kavramı, 5510 sayılı Kanun’un 40. maddesinde düzenlenmiş olup, bu kavramın özünde ağır ve yıpratıcı işlerde çalışan sigortalıların korunması düşüncesi vardır. Ancak, ağır ve yıpratıcı iş olarak kabul edilmeyen mesleğimizin deniz çalışanları büyük bir mağduriyete sürüklenmiştir. Sadece deniz çalışanları değil aile bireyleri de yıpranmaktalar. Anne babası yıpranmakta denizcinin, kardeşi yıpranmakta, evliyse eşi ve çocukları da yıpranmaktadır. Diğer bir ifadeyle, sadece deniz çalışanları değil, ailesinin tüm bireyleri yıpranmaktadır.”

45 ayrı işkolunun yıpranma payından yararlandığını belirten Dereli, Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün (IMO) tükenmişliğe, bitkinliğe, aşırı biriken yorgunluğa neden olduğunu belirttiği denizde çalışmanın yıpranma payından 12 yıldır faydalanamadığını söyleyerek şunlara dikkat çekti: “Yapılan araştırmalar denizde vardiyalı çalışma biçiminin gemi adamının biyolojik dengesini bozduğunu, beyin işlemlerine hasar verdiğini göstermiştir. Gemi adamının bir ölçüde rahatlama ve dinlenmesi ancak gemiden ayrılmasıyla olanaklıdır.

“Diğer taraftan Dünya Sağlık Örgütü, denizcilik mesleğini en tehlikeli iş ortamlarından biri olarak, denizde yapılan ve en fazla fiziksel güç gerektiren işlerden biri olarak tanımlar. Bu itibarla, çalışma döneminde yapılan işin insan ömrünü ve kalitesini ne şekilde etkilediği sosyal politikalarda ve sosyal güvence uygulamalarında dikkate alınmak zorundadır. Deniz çalışanlarının iş yaşam dengesi sağlanmak zorundadır.

KOVİD-19 BİR KERE DAHA GÖSTERDİ

“Gemi adamlarının emeklilik yaşlarıyla meslek ömürleri mutlaka insani bir şekilde bağdaştırılmalıdır. Son olarak 8-10 aydan beri dünya Kovid-19 pandemi sorununu yaşamakta. Kovid-19 salgını denizcilik mesleğinin ne kadar meşakkatli, tehlikeli ve yıpratıcı bir meslek olduğunu dünya üzerinde gözler önüne sermiştir. Tüm dünyada üretim ve ticaret çarklarının durma noktasına geldiği ve insanların evlerine kapandığı bir süreçte gemiler seferlerini, gemi adamları da salgın tehlikesiyle karşı karşıya olmalarına rağmen, cansiperane bir şekilde sürdürmüş, dünya için elzem olan malzemeleri taşımışlardır.

HERKES DESTEK VERMELİ

Dereli, gemi adamlarının hakkının verilmesini istedi: “Yıpranma hakkı fiili hizmet süresi, gerçekten tüm ticari ve mesleki kuruluşlarımızın mutlaka bir araya gelerek bu meseleye destek vermesini gerektiriyor. Biz Türk deniz endüstrisinin saygıdeğer üyeleri olarak armatör, deniz çalışanları, deniz emekçileri el birliği, gönül beraberliğiyle bir araya gelerek yıpranma hakkının, fiili hizmet süresi zammının denizcilere 12 yıl sonra yeniden ihdas edilmesini sağlamalıyız.”

EN TEHLİKELİ SEKTÖRLERDEN BİRİ

Türkiye Denizciler Sendikası Genel Başkanı İrfan Mete de sorunları ve taleplerini şöyle anlattı: “Kara çalışanlarından farklı olarak, çalışma şartları deniz çalışanlarının hem yaşamlarından çalmakta hem de meslek ömürlerini kısaltmaktadır. Mevcut şartlar altında 50 yaşının üzerindeki deniz çalışanları iş bulamamaktadır. Bu yaş sınırı giderek 40 yaşa düşmeye başlamıştır çünkü yıpranma, denizcilik camiası tarafından çok iyi bilinmektedir.

“Uluslararası Denizcilik Örgütüne göre denizcilik en tehlikeli sektörlerden biridir. Denizde çalışmak her şeyden önce 24 saat tehlikeyle burun buruna olmaktır. Gemi adamları çetin doğa koşulları altında hizmet verirler. Gemiler açık denizlerde yangın, infilak batma, su alma gibi deniz kazaları tehdidi altında çalışırlar. Yeni yöntemler ve teknolojiler geliştirilmiş olmasına rağmen deniz kazaları önlenememiştir. Zor koşullarla mücadele etmek bilgi ve mesleki yeterliliğin yanı sıra özveri gerektirir. Ağır zihinsel ve fiziki çalışma yükü, sürekli tetikte ve endişeli geçen uzun süreler, sınırsız çalışma saatleri emniyet açısından bir mecburiyet olur.”

24 SAATLİK ÇALIŞMA 12 AY SILADAN UZAK

“Denizde çalışmak bazen 12 ay boyunca dar bir alanda sıladan uzak kalmak, sosyal yaşamdan uzak kalmak demektir” diyen Mete, şöyle devam etti: “Bunun gemi adamı üzerinde yarattığı baskı, psikolojik yük ve uyum sorunu aynı zamanda ailelere de yansır. Eşin özlemi, babanın özlemi büyük sorun yaratır. Anneler baba rolünü de üstelenmek zorunda kalır.”

Ağır çalışma koşullarından dolayı yorgunluğun deniz çalışanının bedeninde biriktiğine vurgu yapan Mete, “Bu durumda uyku, yemek ve dinlence gibi çareler yorgunluğun giderilmesi için yeterli gelmemektedir. Denizcilik diğer 24 saatlik çalışma biçimlerinden bu nedenle farklıdır” dedi. Sözü edilen bu baskıların deniz çalışanlarının ruhunda ve bedeninde yarattığı olumsuzluklar sonucu yıprandıklarının altını çizen Mete, “Dolayısıyla, çalışabilir olmak ve istihdam sınırlaması göz önüne alınarak bir yasal düzenleme yapılmalı ve deniz çalışanlarının emeklilik yaşlarıyla meslek ömürleri bağdaştırılmalıdır” diye konuştu:

“Bu durumu telafi etmenin yolu 2008 yılında yürürlüğe giren 5510 sayılı yasa ile terk edilen ‘‘yıpranma payı’’ uygulamasının deniz emekçilerine yeniden verilmesiyle olacaktır. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 40. maddesinde yapılacak bir değişiklikle deniz çalışanlarına her çalışılmış yıl için ‘90’ günlük fiili hizmet süresi zammı verilerek onların daha kısa sürede emekli olmaları ve denizcilik mesleğinin olumsuzluklarının telafi edilmesi sağlanmalıdır.”

Son Dakika Haberleri