08 Eylül 2024 Pazar
İstanbul 22°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Darbeye silahla direnen tarihsel birikim

Türk Silahlı Kuvvetlerinin 15 Temmuz sonrası hazırladığı rapor, darbe girişiminin Türk ordusunun Atatürkçülüğe bağlı vatansever komutanları ve ordu millet birlikteliği ile bastırıldığını tespit ediyor. Rapor, FETÖ ile liberalizm arasındaki bağa vurgu yapıyor

Genelkurmay FETÖ’ye zemin hazırlayan zaafları saptadı... Genelkurmay raporunda, kalkışmanın ABD ve NATO bağına işaret ediliyor...
A+ A-
HABER MERKEZİ

Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK), 15 Temmuz Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) darbe girişiminin ardından hazırladığı rapor, küresel güçlerin daha da önemlisi ABD ve NATO’nun kalkışmadaki rolüne işaret ediyor. Raporun tarihi 2 Şubat 2017. Raporda bu tarihe kadar TSK’dan 30 bin subay, astsubay, askeri öğrenci ve personel FETÖ bağlantıları nedeniyle tasfiye edildiğini bildiriyor. FETÖ’ye yönelik temizlik TSK’nın geleneklerine kavuşmasında, Türk subayı kimliğinin canlanmasında dönüm noktası oldu. Kaynak Yayınları’nın “Türk Ordusunun Bugünkü İdeolojisi” adıyla kitaplaştırdığı rapor, Türk ordusunun Atatürkçülüğe bağlı kökleriyle darbenin üstesinden geldiğini saptıyor.

Darbeye silahla direnen tarihsel birikim - Resim : 1
Genelkurmay raporu Kaynak Yayınları tarafından “Türk Ordusunun Bugünkü İdeolojisi” adıyla yayımlandı.

KÜRESEL GÜÇLERİN MAŞASI

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, darbe girişiminin ardından 29 Kasım 2016’da Genelkurmay Başkanlığından FETÖ konusunda bilirkişi raporu hazırlamasını istedi. Tuğgeneral Nerim Bitlislioğlu başkanlığında oluşturulan üç kişilik Bilirkişi Heyeti, “Fethullahçı Terör Örgütü Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) ve Türk Silahlı Kuvvetleri” başlıklı raporu hazırladı. 64 sayfalık raporda FETÖ’nün küresel güçlerin bir maşası olarak kullanıldığı sıklıkla vurgulanıyor.

TSK üzerinden Türkiye’yi kontrol etmek isteyen devletlerin FETÖ vasıtasıyla orduyu ele geçirmeye çalıştığına dikkat çekilen raporda, “Fetullah Gülen’in ABD’de yaşaması”, “son 15 yılda ABD’ye yüksek lisans ve doktora maksatlı eğitime veya NATO görevlerine gönderilenlerin sayısının arttığı” ifade edildi. Raporda ayrıca, “ABD’ye giden bu personelden darbe girişimine fiilen iştirak eden FETÖ/PDY ile iltisaklı olduğu tespit edilenlerin oranı dikkat çekecek boyutta yüksektir.” denildi. Rapordaki şu ifadeler dikkat çekici:

“FETÖ/PDY küresel güçlerin stratejik hedeflerini gerçekleştirmek üzere kullanılan bir maşa olarak; Anayasa’da belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devleti’nin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini yıkmak ve daha sonra Devleti ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini bozmak amacıyla kurulmuş bir terör örgütüdür.

YABANCI İSTİHBARAT ÖRGÜTLERİYLE İLİŞKİLİ

“Bu örgüt, yabancı devletler ve istihbarat örgütleri ile doğrudan/dolaylı çıkar/menfaat ilişkileri içindedir.
“Yurtdışı görevlere seçilerek NATO kadrolarına atanan FETÖ/PDY mensubu subayların bazı milli ve askeri bilgileri, gerek NATO makamlarına servis ettikleri gerekse de milli menfaatlerimizin söz konusu olduğu bazı konuların örgütün istediği şekilde gerçekleşmesini sağlayacak şekilde kullandıkları tespit edilmiştir.

15 Temmuz sürecinde bu personel FETÖ/PDY ile mücadele kapsamında yürütülen faaliyetleri de çarpıtarak NATO nezdinde Türkiye’yi zor durumda bırakmaya çalışmaktadırlar. Bu çabalar sonucunda NATO’da görevli üst düzey bazı yetkililer tarafından uluslararası arenada Türkiye aleyhinde kamuoyu oluşturmaya yönelik beyanatlar verilmekte, bunlar zaman zaman yerli ve yabancı medyada da yer almaktadır.

“En güvenilir kurumlardan birisi olan TSK üzerinden ülkemizi kontrol etmeyi amaçlayan yabancı devletler, FETÖ/PDY vasıtasıyla TSK’yı ele geçirmeye veya güçsüzleştirmeye çalışmaktadır. TSK’yı zayıflatarak ülkemizde sürekli bir kaos ortamı meydana getirebilmek için PKK Terör Örgütü’nden umduğunu bulamayanlar yeni taşeron olarak FETÖ/PDY’yi kullanmaktadır. PKK’nın liderinin yakalanarak ülkemize getirilişi ile Fetullah Gülen’in ABD’ye gidiş tarihleri arasında çok kısa bir zaman dilimi vardır. FETÖ/PDY’nin lideri yıllardan beri ABD’de yaşamaktadır. Son 15 yılda ABD’ye yüksek lisans ve doktora maksatlı eğitime veya bu ülkedeki milli veya NATO daimi görevlerine gönderilenlerin sayısı sürekli artmıştır. Bu personelden darbe girişimine fiilen iştirak eden FETÖ/PDY ile iltisaklı olduğu tespit edilenlerin oranı dikkat çekecek boyutta yüksektir.”

NATO'DAN DÖNMEYENLER TASFİYE EDİLDİ

Raporda yurtdışında NATO gibi kurumlarda görevli personelden “yurda geri dönmeyerek firar durumuna düşen personelin tümünün” TSK’dan ihraç edildiği de ifade ediliyor.

TSK’nın Atatürkçülüğe bağlılığı darbe girişiminin bastarılmasında kuvvet ve başarı kaynağı olarak saptanıyor: “Darbe girişimi TSK’nın Atatürkçü Düşünce Sistemine gönülden bağlı, vatansever, milli, demokrasiye inanan, komutanları ve personelinin üstün gayreti, kahraman Türk milletinin demokrasiye inancı ve bağlılığının TSK’ya olan güveniyle birleşmesi neticesinde örgüte destek veren yabancı güçlerin de her türlü müdahalesine rağmen akamete uğratılmıştır.”

ATATÜRKÇÜLÜĞE YÜREKTEN BAĞLI PERSONEL İSTİHDAMI

Genelkurmay raporu, FETÖ’cü kalkışmaya giden yoldaki zaaflara dikkat çekiyor ve güvence olarak öneriler getiriyor:

- Siyasi baskılardan etkilenmeyen ettiği yemine sadık, Atatürk ilke ve inkılapları ile Atatürkçü Düşünce Sistemi’ne yürekten bağlı, ahlak ve maneviyatı yüksek ve milli duyguları kuvvetli personel istihdamını ilke edinmiş, çağdaş bir personel yönetim sisteminin oluşturulması…

- Cumhuriyete, yurda ve millete karşı sevgi ve sadakatin, vatanını sevmenin, iyi ahlaklı olmanın, üste itaatin, hizmetin yapılanmasında sebat, mukavemet ve gayretin, cesaret, şecaat ve atılganlığın, icabında hayatını hiçe saymanın, bütün silah arkadaşlarıyla iyi geçinmenin ve yardımlaşmanın, intizam severliğin, yapılması men edilen şeylerden kaçınmanın, sıhhatini korumanın, sır saklamanın ve iyi ahlak sahibi olmanın Türk askerinin vazifesi olduğu unutulmamalıdır.

-Teşkilat yapısı, konuş/kuruluş durumu, vb. hususlarda yapılacak büyük çaplı, stratejik seviyedeki değişikliklerin TSK’nın da görüşü alınarak, detaylı inceleme ve değerlendirme yapılmasını müteakiben gerçekleştirilmesi önem arz etmektedir.

- Özlük haklarında ve sosyal yaşam şartlarında yapılacak iyileştirmelerin, kısa vadede, özellikle genç rütbelerdeki personelin kalitesinin yükseltilmesine önemli katkılarının olacağı değerlendirilmektedir. Bu milletin iyi yetişmiş ve yüreğinde vatan sevgisinden başka hiçbir şey taşımayan evlatlarına askerlik mesleğinin tekrar özendirilmesi önemlidir.

İŞBİRLİĞİ VE EŞGÜDÜM

- TSK’nın yapısı nedeniyle Örgüt sürekli ele geçirdiği veya kendisine bağlı medya vasıtalarını kullanarak toplumumuzda “TSK’da din düşmanlığı yapılıyor, dindar gençler atılıyor” algısı yaratmış ve FETÖ’ye karşı yürütülen mücadeleyi akamete uğratmıştır. Emniyet ve MİT içerisindeki yapılanması sayesinde TSK içerisindeki örgüt elemanlarının tespitini engellemiş ve geciktirmiştir. Yargı organlarındaki yapılanmasını kullanarak TSK içerisinde kendisine tehdit olarak gördüğü kadrolar ile kendi mensuplarının önünü açabilmek için kişileri tasfiye edebilmiş ve basın yayın organlarıyla bu tasfiyeyi mazur gösterecek şekilde toplumsal algı yaratabilmiştir.

Bundan böyle FETÖ/PDY’ye karşı mücadelenin başta TSK olmak üzere devletin tüm kurumları tarafından eş zamanlı olarak yakın işbirliği ve eşgüdüm içerisinde, süreklilik arz edecek şekilde yürütülmesi hayati öneme haizdir. Bu organizasyonu gerçekleştirecek kurumlar arası üst koordinasyon mekanizmaları ivedilikle oluşturulmalıdır.

LİBERALİZMLE UYUMLU ‘HOCA’

Rapor FETÖ ile liberalizm arasındaki bağa da dikkat çekiyor:

“Örgüt (FETÖ), ülkede tarihsel kökleri bulunan Nurculuk (Osmanlı son dönemi İslamcı akımlarından) cereyanına yaslanarak ve onu kullanarak meşruiyet sorununu çözmüştür. 12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrasında serbest pazar ekonomisine geçilmesi, liberal politikaların uygulanmasıyla liberalizme uygun hoca profili olarak Fetullah Gülen ve örgütü kendini göstermiştir. 1991 yılında Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla Orta Asya’da ortaya çıkan Türk Cumhuriyetlerine giriş için elverişli bir ortam bulmuştur.”

FETÖ TSK Genelkurmay ABD 15 Temmuz