General Hafter ve Macron görüşmesi: Fransa Libya’da askerî üs edinmek istiyor
Bölgede yeni bir dönem başladı. Libya’dan uzaklaşan Fransa aynı dönemde Afrika’nın Sahel devletlerinden de kovulmaya başlamıştı. Artık Libya’da Rusya ve Türkiye güçlenecekti Şimdilerde ise Macron’un daha önce desteklediği Hafter ile ilişkilerini yeniden canlandırmaya karar verdiği görülüyor


Libya’nın doğusunu kontrol eden Libya Ulusal Ordusu Komutanı General Hafter, 26 Şubat 2025 tarihinde Elysee Sarayı’nda Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile bir görüşme yaptı. Fransa Cumhurbaşkanlığı bu ziyareti adeta kamuoyundan gizlerken Libya Ulusal Ordusu Genel Komutanlığı resmi bir ziyaret olduğunu açıkladı.

FRANSA’NIN LİBYA’DA RUSYA-TÜRKİYE RAHATSIZLIĞI
Şarku'l Avsat’ın aktardığına göre Hafter-Macron görüşmesinin merkezinde Libya’da gelişen Rus ve Türk varlığına karşı Fransa’nın Libya’da bir askeri üs edinme konusu var. Site, Libyalı askeri Uzman Albay Adil Abdulkafi’nin değerlendirmesine yer veriyor: “Libya'nın güney merkezinde yer alan Al Wigh Askeri Üssü olmak üzere askeri üslerden birine yerleşerek askeri olarak temsil hakkı elde etmeye çalışıyor. Böylece Rusya’nın nüfuzuna karşı koymak ve Fransa'nın Libya topraklarındaki çıkarlarını güvence altına almayı amaçlıyor. Tüm bunlara ABD'nin Ukrayna'ya desteğini çekmeye başlamasının ardından Fransa'nın Rusya'ya karşı Avrupa’da oluşturulacak askeri güce liderlik etmesinin yanı sıra NATO için güney Akdeniz'de üsler edinme çabaları eşlik ediyor.” Abdulkafi şöyle devam ediyor: “Fransa gözünü Afrika ülkelerinin geri kalanına geçiş köprüsü olarak kullanmak için Recme Askeri Üssü’nün etki alanında bulunan Al Wigh Askeri Üssü’ne dikmiş durumda. Hafter aracılığıyla bu üsse yerleşecek olan Fransa, böylece Rusya'nın Kuzey Afrika'daki nüfuzuna karşı koyabilecek ve Sahel bölgesi ve Sahra Altı Afrika ülkelerine nüfuz ederek bazı Afrika ülkelerini Fransa'nın elinden alan Rusya'ya bir darbe indirebilecek.”
MACRON AL WİGH ASKERİ ÜSSÜNÜ İSTİYOR
Al Wigh Askeri Üssü Sahel bölgesinde, Nijer ile Çad arasındaki sınıra yaklaşık 500 kilometre uzaklıkta bulunuyor ve Sahra Altı Afrika ülkelerine yönelik askeri operasyonlarının yürütülmesinde uygun bir platform olarak görülüyor. Askeri olarak Libya’nın doğusunda etkin olan Rusya güneye de yoğunlaştığı bilinmekte. Libyalı askeri Uzman Abdulkafi, “Rusya'nın Libya'nın orta kesimlerindeki Cufra Hava Üssü, ülkenin güneyindeki Sebha kenti yakınlarındaki Brak eş-Şatii Hava Üssü, Libya'nın doğusundaki Bingazi şehrindeki Hadim Üssü gibi stratejik öneme sahip askeri üsleri işgal ederek elde ettiği ve şimdi de Maaten es-Sarra Hava Üssü'ne erişimini güneye doğru genişlettiği stratejik konumuna” işaret ediyor.
TERÖR DESTEKÇİSİ ABD VE FRANSA SAHEL BÖLGESİNDEN KOVULDU
Libya’nın güneyinde bulunan Nijer ve Çad ile birlikte Mali, Burkina Faso, Senegal, Orta Afrika Cumhuriyeti ve Fildişi Sahili ülkelerinde Fransız askerlerini kovmuş ve askeri üslerini kapatmıştı. 2020’den buyana Sahel bölgesindeki siyasi, ekonomik ve askeri gücünü yitiren Fransa ve ABD bu ülkeleri istikrarsızlaştırmak için bölgede kendi kurdukları, eğittikleri ve finanse etikleri ayrılıkçı ve cihatçı terör örgütlerini harekete geçirdiler. Nijer'in askeri lideri General Abdurrahman Tiani, 10 Aralık 2023 tarihli röportajında, Fransa’nın Sahel bölgesindeki terörizmin “sponsoru” olduğunu söylemiş, “Yangına benzinle müdahale edemezsiniz. Bize göre terörizm ateşi Fransa'nın terörizme verdiği destekle körükleniyor.” demişti. Yine, Nijer Başbakanı Lamine Zeine, ABD'nin Afrika İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Molly Phee'ye Mart 2024’te Niamey ziyaretinde yaptıkları görüşmede “Teröristler insanlarımızı öldürürken ve toplulukları yakıp yıkarken Amerikalılar bizim topraklarımızda durup hiçbir şey yapmadı. Topraklarımıza gelip teröristlerin bize saldırmasına izin vermek bir dostluk göstergesi değildir. ABD'nin Ukrayna ve İsrail'de olduğu gibi müttefiklerini savunmak için neler yaptığını gördük.” dedi. Bu görüşmeden sonra da Nijer ile ABD arasında ipler koptu. ABD üssü kapatıldı ve askerleri ülkeyi terk etti.
Nijer’den Fransız ve Amerikan askerlerinin çekilmesiyle birlikte yerlerini Rusya’nın Wagner askerleri aldı. Bu süreç daha önce de Mali ve Burkina Faso’da yaşanmıştı. Sahel bölgesinde, askeri alanda Rusya önemli bir etkiye kavuştu. Durumdan rahatsız olan ABD ve Fransa (NATO da diyebiliriz) Afrika’da Rusya ve Çin’in önünü kesmek, Ordu-Millet işbirliği ile kurulan Sahel devletlerini ayrılıkçı ve cihatçı terör örgütleriyle istikrarsızlaştırmak için yeni bir askeri strateji belirledi. Fransız ordusu, Amerikan silahlı kuvvetlerinin 2008’de kurduğu ABD Ordusu'nun Afrika için birleşik komutanlığı olan AFRICOM'a benzer Afrika için bir komutanlık kurdu.
FRANSA KOVULURKEN RUSYA GÜCÜNÜ ARTIRDI
Bir zamanlar “Afrika’nın jandarması” olarak bilinen sömürgeci Fransa’nın 1970’de 20 binden fazla askeri bulunuyordu. Bugün Afrika'da sadece iki daimî Fransız üssü kalmıştır: Orta Afrika'nın Atlantik kıyısındaki Gabon'da ve Cibuti'de. Silahlı Kuvvetler Genelkurmay Başkanlığı'na göre Mayıs 2024'te Gabon'da 350, Cibuti'de ise 1.500 asker kalıcı olarak konuşlanmış durumda.
Son yıllarda Putin’in Rusya’sı bu ülkelerde Fransa’dan boşalan yeri doldurmaya başladı. Özellikle Batı’nın kışkırttığı terör örgütlerine karşı bölgenin güvenliğini korumak için Wagner birlikleriönemli başarılar elde etti. Rusya bugün Ağustos 2024’te oluşturulan ve Wagner’in yerini alan, doğrudan Savunma Bakanlığının kontrolünde olan “Afrika Kolordusu” ile askeri alanda işbirliğini pekiştirdi. Bu kolordunun görevi sadece güvenlik değil; salgın hastalıklarla mücadele de dahil olmak üzere altyapı ve insani yardım projelerine destek sağlamak.
KADDAFİ’Yİ KATLEDEN, LİBYA’YI BÖLEN NATO’NUN VURUCU GÜCÜ FRANSA
Fransa, Nicolas Sarkozy’nin cumhurbaşkanlığı döneminde, NATO’nun vurucu gücü olarak 2011’de Libya’ya saldırmış ve Libya Devlet Başkanı Kaddafi’yi katletmişti. Batı destekli cihatçı silahlı gruplar arasında çatışmalar tüm ülkeyi sarmış ve bir iç savaşa sürüklemişti. Bunun sonucu Libya ikiye bölünmüştü. Ülkenin batısı Birleşmiş Milletler’in (BM) desteklediği Serraç’ın başkanlığındaki Ulusal Birlik Hükümetinin; doğusu Kaddafi’nin 1969'daki darbesinde yer alan ve daha sonra ABD'ye sürgün edilen ve 20 yıl sonra ülkeye dönen General Hafter’in liderliğindeki Libya Ulusal Ordusu arasında bölünmüştü.

MACRON GENERAL HAFTER’İN YANINDA YER ALDI
Emmanuel Macron 2017’de cumhurbaşkanı seçildikten sonra Libya konusunu öncelikli olarak gündemine aldı. Aynı yıl Serraç ve Hafteri Paris’te bir araya getirdi. İki taraf seçimlerin yapılması ve ateşkes konusunda anlaştılar. Macron çözüm olarak, Hafter'i Libya genelinde askeri gücün başına getirmek ve Serrac'ı başbakan olarak bırakmak suretiyle iki gücü birbirine yakınlaştırmayı halel ediyordu. Çünkü Libya petrol ve gazının çıkarılması ve ihracatını organize edecek istikrarlı bir güç sağlamak ve Akdeniz'in güney tarafında göçmen karşıtı bir bariyer görevi görecek “istikrarlı” bir Libya’ya ihtiyaçları vardı. Macron her zamanki kurnazlığıyla her iki kampla da ilişkisini sürdürerek bir denge politikası izliyordu. Diplomatik olarak BM’nin tanıdığı Ulusal Birlik Hükümetini “destekliyor” diğer taraftan General Hafter’in Libya Ulusal Ordusu’na silah desteği sağlıyordu.
Hafter, 2019’da Fransa’nın desteği ile Trablus'un kontrolünü ele geçirmek için başlattığı saldırı Serraç’a destek veren Türkiye’nin yardımıyla başarısız olunca Macron Hafter’den desteğini çekti. Ankara, Fransa’nın Libya planını bozdu. Rusya tavrını Hafter’den yana koymakla birlikte Türkiye ile karşı karşıya gelmedi.
RUSYA’NIN GÜÇLENMESİ MACRON’U HAREKETE GEÇİRDİ
Bölgede yeni bir dönem başladı. Libya’dan uzaklaşan Fransa aynı dönemde Afrika’nın Sahel devletlerinden de kovulmaya başlamıştı. Artık Libya’da iki ülke güçlenecekti: Rusya ve Türkiye.
Şarku'l Avast’ta Kerime Naci’nin “Libya'nın çölü Fransa'nın Afrika'da nüfuz sahibi olma arzusuna engel mi?” başlıklı yazısında Fransa’nın yeniden Libya konusunu gündeme almasını Afrika işleri uzmanı ve araştırmacı Mohamed Torshin’in şu sözleriyle aktarıyor: “Fransa'nın Libya'dan bahsederken hedefinin, Afrika'daki tarihi nüfuzunun bir arenası olarak gördüğü ve Çin ile Rusya arasında bir çatışma konusu haline gelen Libya’nın güneyi olduğu değerlendirmesinde bulundu”. Özellikle “Putin'in Rusya Deniz Kuvvetleri tarafından kullanılan Tartus Deniz Üssü’nün bulunduğu Suriye'deki nüfuzunu kaybetmesinin ardından Libya'nın doğusunda Rus nüfuzunun gözle görülür şekilde artmasının” neden olduğunu yazdı. Rusların “Libya'da Akdeniz kıyılarında daha fazla mevzi elde etmeye çalıştığına” dikkati çeken Torshin, “Avrupa'nın Rusya tarafından her yönden kuşatıldığı anlamına geldiğini” vurguladı.
Bu nedenle Macron daha önce desteklediği Hafter ile ilişkilerini yeniden canlandırmaya karar verdiği görülüyor. Rusya’nın Libya ve Sahel bölgesindeki etkinliğini kırma ve kovulduğu bölgede yeniden etkin olma hayali ile Hafter ile görüşmesinde Çad ve Nijer sınırında yer alan Al Wigh Askeri Üssüne yerleşmeyi gündeme getirdi.
Avrupa’nın güvenliği ve Ukrayna konusunda ABD Başkanı Trump’tan yediği tokadın sersemliğiyle oradan oraya koşan Macron Avrupa’da savaş kışkırtıcılığının ve silahlanmanın başını çekerken Afrika’da yeni oyunlar peşinde. Değişen Batı Dünyası, gelişen Afrika ve Asya şartlarında Macron’un hiç şansı görülmüyor.