General Süleymani cinayeti Lahey’e taşınacak
ABD’nin 3 Ocak 2020 yılında Irak’ta işlediği İranlı General Kasım Süleymani cinayetiyle ilgili hukuki süreçler devam ediyor.
Sürecin geldiği nokta, Pazartesi günü Tahran’daki İvan Şems Konferans Salonu’nda düzenlenen “Meydanın Adamının Gözünden İnsan Hakları” adlı etkinlikte ele alındı. ABD’nin Tahran’ın diplomatik notasına yanıt vermemesi durumunda davanın Uluslararası Adalet Divanı’na taşınacağı bildirildi. Çok sayıda şehit ailesinin katıldığı konferansta, şehit Kasım Süleymani'nin kişiliği insan hakları ve bölgede güvenliği sağlamaya yönelik çabaları açısından ele alındı.
‘SESSİZ KALAMAYIZ’
General Süleymani suikastının hukuki takibini yürüten özel komitenin başkanı Abbas Ali Kedhodayi, “Şehit Süleymani direnişin şehidi olup işgalcilere ve zalimlere karşı yeni bir direniş biçimi yarattı. Amerikalılar gururla IŞİD'i kendi meşru çıkarlarını korumak için kurduklarını ilan ettiler ve Şehit Süleymani insanlığı kurtarmak için öne çıktı. Bu insanlığa insani bir hizmetten başka bir şey değildir. Cinayet suçunu işleyenlerden hesap sorabilmeli, bu suça bulaşan hükümetler ve kişiler de uluslararası mahkemelerde hesap vermelidir. Onların suçları karşısında sessiz kalamayız.” değerlendirmesi yaptı.
‘ANA SUÇLULAR TRUMP VE POMPEO”
Yargı Erki Uluslararası İlişkiler Yardımcısı ve İnsan Hakları Sekreteri Kazım Garibabadi, Süleymani suikastıyla ilgili iki ana eksen üzerine iddianame hazırlandığını belirtti. Konferans sonrası Aydınlık gazetesinin de aralarında bulunduğu bir grup gazetecinin sorularını yanıtlayan Garibabadi, iddianamenin Süleymani’nin hayatını kaybettiği terör saldırısı ve terörün finansmanı suçları üzerine yazıldığını bildirdi. Söz konusu dava kapsamında 73 ABD’li sanık hakkında dava açıldığını kaydetti. Yakında ilk duruşması yapılacak davanın 3 ana sanığı bulunduğunu ifade eden Garibabadi, bu kişilerin dönemin ABD Başkanı Donald Trump, eski ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ve eski ABD Merkez Kuvvetler (CENTCCOM) Komutanı Orgeneral Kenneth F. Mckenzei olduğunu açıkladı. Davada adı geçen sanıkların teslim edilmesi için ABD’ye diplomatik nota gönderildiğini de açıklayan Garibabadi, “Süre dolduğunda ve ABD yanıt vermediğinde bu davanın Uluslararası Adalet Divanı Lahey taşınmasına yol açacak sonraki süreçler başlayacak. Olaya karıştığını tespit ettiğimiz 19 Iraklı hakkındaki belgeleri de Irak yargısına teslim ettik.” diye konuştu.
‘İNTİKAM ABD’NİN BÖLGEDEN ATILMASIDIR’
Konferans çıkışı basın mensuplarının sorularını yanıtlayan İran Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü Komutanı Başdanışmanı General İrec Mescidi de “Düşmanlarımıza şunu bilsinler ki İslami direniş güçleri, haklarını savunmaktan, Siyonist rejim gibi uluslararası teröristlerle mücadele etmekten ve topraklarını savunmaktan geri kalmayacaktır. Kirman'daki olay teröristlerin gerçek yüzünü gösteriyor, IŞİD öyle bir yaratık ki insanları katlediyor ya da Filistin'de Siyonist rejimin işlediği suçları görüyoruz, insanların evlerine, iş yerlerine saldırıyor. Bunlar en büyük uluslararası teröristlerdir. Bu kanların ve suçların intikamı Amerika'nın bölgeden atılmasıdır.” değerlendirmesi yaptı.
Aydınlık gazetesi muhabirinin “ABD’nin bölgeden kovulması için İran Türkiye işbirliği gerekiyor mu?” sorusuna da yanıt veren Mescidi, “Buna siyasi yetkililer yanıt verecektir. Ama şunu söyleyeyim, doğal olarak İslam Cumhuriyeti'nin bölge ülkeleriyle, özellikle de komşu ülkelerle ilişkileri farklı sektörlerin ikili ilişkileri çerçevesindedir. Siyasi, hukuki, kültürel, adli ve ekonomik takip ediliyor, ortak çıkarlar varsa ortak işbirliği yapılıyor.” dedi.