Emekli komutanlar: İsveç'in NATO'ya alınması millî çıkarlara aykırı
İsveç'in NATO üyeliği konusunda mikrofon uzattığımız uzmanlar, İttifak'ın genişledikçe kontrol edilemez hale geldiğini, böylece adım adım ötenaziye doğru ilerlediğini söyledi. Emekli Tuğgeneral Fahri Erenel, 'Harekât, nadiren planlandığı şekilde ilerler.' sözünü hatırlattı.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, Türkiye, İsveç, Finlandiya ve NATO heyetlerinin yer alacağı, Üçlü Mutabakat uyarınca tesis edilen Daimi Ortak Mekanizma’nın dördüncü toplantısı, bugün saat 09.00’da Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yapılacak.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Büyükelçi Akif Çağatay Kılıç’ın ev sahipliğinde düzenlenecek toplantıya NATO heyeti başkanı olarak NATO Genel Sekreter Kabine Şefi Stian Jenssen, İsveç heyeti başkanı olarak İsveç Dışişleri Bakanlığı Devlet Sekreteri Büyükelçi Jan Knutsson ve Finlandiya heyeti başkanı olarak da Finlandiya Dışişleri Bakanlığı Daimi Devlet Sekreteri Jukka Salovaara katılacak. Görüşmede, Üçlü Mutabakat çerçevesinde İsveç'in Türkiye'nin güvenlik kaygılarına yönelik attığı adımlar masaya yatırılacak.
NATO, 11-12 Temmuz'da Litvanya'nın başkenti Vilnius'ta düzenlenecek Liderler Zirvesi öncesi Türkiye'nin İsveç'in üyeliğini onaylaması için bastırıyor. Aydınlık'a konuşan uzmanlar ise, İsveç'in NATO'ya alınmasının Türkiye'nin milli çıkarları ile uyumlu olmadığı görüşünde. Em. Tuğgeneral Fahri Erenel “Genişleyen NATO adım adım ötenaziye gidiyor.” derken, Em. Kurmay Albay İhsan Sefa “NATO, Türkiye'nin dostu değil düşmanıdır.” değerlendirmesinde bulundu. Em. Büyükelçi Tugay Uluçevik, “Türkiye sonuna kadar direnmelidir.” çağrısı yaparken, Em. Kurmay Albay Eray Güçlüer de “Türkiye, ABD'nin Rusya'yı çevreleme politikasının parçası olmamalı.” diye konuştu. İşte uzmanların İsveç değerlendirmeleri...
'HAREKÂT NADİREN PLANLANDIĞI ŞEKİLDE İLERLER'
- Em. Tuğgeneral, İstinye Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fahri Erenel:
“NATO ve Amerika oldubittiyle iş yürütüyor. Sanki İsveç İttifak'a kabul edilmiş gibi şu anda tatbikat için birçok NATO askeri, silah ve teçhizat İsveç'e yığıldı. ABD bununla şu mesajı veriyor: 'Seninle görüşmeler yürütüyorum ama aslında ben İsveç'in NATO'ya dahil olduğunu kabul ediyorum.' Bu hamleler Türkiye'yi bir şekilde yok saydıklarını gösteriyor. Bu konuyu Biden'ın seçim öncesi Trump'a karşı bir üstünlük sağlayabilmek adına Amerikan kamuoyuna ve özellikle NATO'ya vereceği bir mesaj olarak düşünüyorum. Hem NATO'yu genişleten, hem Rusya'yı durduran bir Amerikan lideri olarak tarihe geçmek istiyor. Bu yüzden Türkiye'ye yoğun baskı yapıyor.
“Ancak genişleyen NATO adım adım ötenaziye doğru gidiyor. Finlandiya'yı üyeliğe alarak Rusya ile 1400 kilometrelik cephe açtılar. Bu kadar uzun bir hattın, bölgedeki iklim ve arazi şartları da düşünüldüğünde, elde tutulması askeri açıdan çok zordur. Genişleyen NATO'nun sevk ve idaresi de güçleşir. Askerlikte bir ifade vardır: 'Harekât, nadiren planlandığı şekilde ilerler.' Bu kadar çok başlı bir yapıdan oluşan, içlerinde Macaristan, Polonya gibi zaman zaman diklenen ülkelerin olduğu bir süreçte NATO ne kadar büyür ve genişlerse, mukabele kabiliyetleri o kadar azalır. NATO'nun her yeni üyesiyle birlikte yönetilemez bir hale geldiğini düşünüyorum. Zaten Türkiye'nin de kuzey dışındaki Avrupa ülkelerinin de bir çatışmada bu bölgeye asker göndermesi pek mümkün değil. Avrupa'daki hiçbir ülkenin birliği, Ruslarla soğuk iklimde mücadele edecek bir imkana sahip değil. Bunu Ruslar da biliyor.”
'TÜRKİYE DÜŞMANINI BÜYÜTÜYOR'
- Em. Hava Kurmay Albay, Vatan Partisi Merkez Karar Kurulu Üyesi İhsan Sefa:
“Türkiye kesinlikle İsveç'in üyeliğine 'hayır' demelidir. Türkiye düşmanını büyütüyor. Dünyanın hiçbir yerinde kendi düşmanını büyüten bir ülke yoktur. NATO, Türkiye'nin dostu değil düşmanıdır. İçinde kalarak da bu düşmanla mücadele edemiyoruz. Ama maalesef Türkiye'de iktidar ve muhalefet Finlandiya'yı elbirliğiyle NATO'ya aldılar.
“İsveç'in NATO'ya alınmasının şöyle bir yönü var: Saint Petersburg'daki Rus donanması Baltık Denizi'nde tamamen kuşatılmış oluyor. Bu donanma da mecburen ağırlığını Karadeniz'e kaydıracak. Bu durumda Amerikalılar boğazların statüsünü değiştirmeye çalışacaklar. Bunu yapamazlarsa Romanya ve Bulgaristan üzerinden Karadeniz'de askeri olarak varlıklarını artıracaklar.
Diğer yandan Rusya'nın da bu tehdide yanıtı olacak. İşte Kaliningrad'a taktik nükleer füzeler konuşlandırabileceklerini duyurdular. Böylece durup dururken dünyayı tekrar bir Soğuk Savaş durumuna sokuyorsunuz. Amerika'nın bu durumdan zararı yok. Amerika bu korkularla bol bol silah satıyor.
“Türkiye, Rusya'yı kuşatma politikasına onay vermek yerine, dost ve müttefik ülke olarak Rusya'nın ihtiyaçlarına yanıt vermelidir. NATO Rusya'yı kuşatıyorsa biz de onlara Kıbrıs'ta üs kullanım hakkı verebiliriz. Böylece ittifak potansiyelimizi harekete geçiririz. Karşımızdaki kuvvete ittifak halinde karşı koyarsak, bu mücadeleyi daha az hasarla atlatırız.”
'SONUNA KADAR DİRENİLMELİ'
- Emekli Büyükelçi Tugay Uluçevik:
“İsveç, Türkiye'ye hiçbir zaman dostane bir davranış içinde olmamıştır. Türkiye'nin karşılaştığı herhangi bir zorlukta en fazla eleştiri daima İsveç'ten gelmiştir. Türkiye aleyhtarı unsurları himaye etmede de İsveç ön planda gelen bir ülkedir. Terör örgütlerinin Türkiye aleyhtarı davranışlarını müsamaha ile karşılar. Şimdi tabii ileri sürdüğümüz şartlarda, İsveç'in bu tutumuna son vermesi ve bunun için de somut adımlar atması, PKK'lı teröristleri Türkiye'ye iade etmeleri, çeşitli bahanelerle Türkiye'ye silah ihracına yanaşmaması gibi durumlara son vermesi isteniyor. Fakat onlar henüz somut bir adım atmış değil. Biz kanun çıkarttık diyorlar ama bu iş kanun çıkartmakla olmuyor. Onun için Türkiye sonuna kadar direnmelidir. Türkiye aleyhindeki faaliyetlerin durdurulması bakımından somut adımlar atılmasını beklemelidir.”
'OLACAK İŞ DEĞİL'
- Em. Kurmay Albay, İstanbul Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Eray Güçlüer:
“Bu olacak iş değil. Türkiye'nin şu aşamada İsveç'in üyeliğine onay vermesi, milli çıkarlarına uygun değil. Amerika temmuzda Vilnius'ta düzenlenecek zirveye kadar bu konuyu bağlamak istiyor. Ancak ben olacağını değerlendirmiyorum. Bu sürecin, İsveç sorumluluklarını yerine getirinceye kadar devam etmesi gerek. Elbette NATO'nun genişlemesine karşı tutumumuz Rusya ile daha iyi ilişkiler bakımından da önemli. Rusya'yla çok kıymetli ilişkilerimiz var. Bu mutlaka sürdürülmelidir. Türkiye, Rusya'ya karşıymış gibi bir algı yaratılmasına müsaade etmemelidir. ABD'nin çevreleme politikası Rusya'ya bir tehdit. Türkiye ise bu tehdidin sorumlusu ya da bir parçası olmamalı. Dolayısıyla çok hassas davranılmalı ve İsveç konusunda acele edilmemelidir.
“İsveç de şu an sorumluluklarını yerine getirmeyen, her türlü terör oluşumuna destek veren, Türkiye aleyhine terörü destekleyen bir ülke konumunda. Dolayısıyla İsveç daha rasyonel davranmaya başlamadan bir adım atılmaması lazım. Bence İsveç, bu adımı da atamaz. Güvenlik problemleri ise artık onların problemi. Bizi ilgilendirmez.”
'Rusya ile savaşta 5. madde işlemez'
Türkiye'nin artık ABD'nin her istediğini yapacak bir ülke olmadığını vurgulayan Güçlüer, Rusya'ya karşı bir savaşta 5. maddenin de işlemeyeceğini kaydetti:
“NATO'nun meşhur 5. maddesi, aslında bir İttifak üyesi savaşa girdiğinde diğerlerinin de savaşa girmesini öngörmüyor. Bu konuda yanlış bir algı var. 5. madde sadece 'yardım eder' diyor, 'savaşa girer' demiyor. Tut ki bir NATO üyesi ülke, Rusya'yla savaşa girdi. Bu durumda Türkiye bağımsız hareket eder. Ne yapar? En fazla Almanya'nın daha önce yaptığı gibi göstermelik 5 bin tane çelik başlık gönderir. Hatta onu bile göndermez, kendi çıkarlarına uygun olmadığı müddetçe Türkiye hiçbir katkı sunmaz. “Mesela NATO mantığıyla düşünecek olsanız, şu ana kadar Montrö'nün bypass edilip Amerikan kuvvetlerinin Karadeniz'e geçmesi lazımdı. Fakat Türkiye izin vermedi. O yüzden şimdi Amerika; Yunanistan, Bulgaristan, Romanya ve Moldovya üzerinden bir kara-deniz operasyonuna hazırlanıyor. Sebebi Türkiye'dir. Rusya da Türkiye'nin bu değerli dostluğunun farkında. Türkiye artık Amerika'nın her istediğini yapacak bir ülke değil”
'AMERİKA'NIN HEDEFİ ARKTİK'E GENİŞLEMEK'
Emekli Tuğgeneral Fahri Erenel, Türkiye'nin yakın bir zaman içinde İsveç'in NATO üyeliğine onay vereceğini değerlendiriyor. “Çünkü NATO içinde; özellikle bu Ukrayna'daki barajın yıkılması, tahıl konusunda ciddi sorunların ortaya çıkması vs. Türkiye'ye yönelik bir baskı oluşturacaktır.” diyen Erenel, “Ancak ben İsveç'in üyeliğinin Rusya tarafından fazla önemseneceğini düşünmüyorum. Evet itiraz edecektir. Ama onun için esas olan Finlandiya'nın üye olmasıydı.” ifadelerini kullandı. Erenel, şöyle devam etti:
“Türkiye, Rusya ile ilişkilerini düşünerek, İsveç'in NATO üyeliğini belki zamana yaymak isteyecektir. Ancak üç-beş ay sonra evet cevabı verebileceğini değerlendiriyorum. İsveç'in Finlandiya ve Norveç'le birlikte şu özelliği var: Bundan sonraki mücadele sahası Arktik bölgesi. Soğuk iklim şartlarında mücadele edecek kuvvetlere sahip ülkeler ise bu üçü. Dolayısıyla Amerika bu konudaki zaafiyetini kuzey ülkelerini NATO şemsiyesine alarak gidermek ve harekat alanını Arktik'e doğru genişletmek istiyor. Bu noktada Türkiye'ye baskı yoğun olacaktır.”