24 Kasım 2024 Pazar
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Gıda enflasyonuna karşı reçete: İthal girdiye sübvansiyon tarıma uzun vadeli plan

Tarımsal ürünlerde üretici fiyatları ağustos itibarıyla geriledi. Fakat market raflarındaki zamlar sürüyor. YZB kapsamında düzenlenen oturumda, gıda enflasyonunun nedenleri ve çözüm önerileri ele alındı

Gıda enflasyonuna karşı reçete: İthal girdiye sübvansiyon tarıma uzun vadeli plan
A+ A-
EKONOMİ SERVİSİ

Dünya çapında emtia fiyatlarının gerilemeye başlaması sayesinde tarımsal üretimde de enflasyonda nihayet belirgin bir düşüş görüldü. TÜİK'in açıkladığı Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksi, bu yılın ağustos ayında temmuz ayına kıyasla yüzde 4.34 oranında azaldı. Yıllık düzeyde ise artış yüzde 142.42 olarak hesaplandı. Bir önceki ay aylık bazda yüzde 5 artmıştı. Haziranda ise yüzde 0.66'lık bir düşüş vardı. Tarımsal üretimdeki fiyat artışlarının üzerine lojistik, ambalaj vd. maliyetler eklendiğinde raflardaki gıda ürünleri ile tarladaki arasındaki fark açılıyor.

EN BÜYÜK ETKİ DEVALÜASYON

Yerel Zincirler Buluşuyor Konferansı ve Fuarı (YZB) kapsamında düzenlenen "Gıda Enflasyonunun Suçlusu Kim?" oturumunda bu konu ele alındı. Dünya Gazetesi (NBE) Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ'ın yönetiminde yapılan oturumda konuşan Piri Reis Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu, gıda enflasyonundaki başlıca nedeninin kur artışı olduğuna dikkat çekti. Aslanoğlu, "TL'nin değer kaybı en çok ortaya çıkan neden olarak görünüyor. Bizim yüksek ithal girdi kullanmamızın etkisi yüksek. Bu artışlarda mazot, gübre, zirai ilaç gibi başlıkların hepsi etkili oluyor. Öte yandan yapısal nedenler de ön plana çıkıyor. Ülkemizde arazilerin küçük olması, teknolojinin yoğun kullanılmaması, eğitim düzeyinin görece düşük olması, çok sayıda aracı olması ve zaman zaman eksik rekabet gözlenmesiyle birlikte artan gıda talebi bu artışı tetikliyor. Bu etkilere artan nüfus, alınan göç, turizm, arz talep dengesizliği de neden oluyor." dedi.

DEZENFLASYON PROGRAMI LAZIM

Erhan Aslanoğlu'nun çözüm önerileri ise şöyle oldu: "Kur karşımızda bir numaralı faktör görünüyorsa, finansal istikrarı sağlayacak politikalar öncelikli olmalı. Çok sıkı bir para politikasına ve dezenflasyon programına ihtiyaç var. Konunun yapısal, beklenti, verimlilik boyutları mevcut. Bu sadece gıda değil tüm sektörler için geçerli. Orta ve uzun vadeli tarımsal bir plana, ithal girdiler için önemli sübvansiyonlara, yapısal reformlara ihtiyaç var. Üreticilerimizin örgütlenmesinin geliştirilmesi gerekiyor. Dağıtım sisteminde rekabetin artırılması, lisanslı depolama ve tarımsal ürün piyasalarının geliştirilmesi önceliklerimiz arasında yer almalı. İklim krizi ile mücadele planlarımızı hazırlamalıyız. Ülkemiz kuraklıkta en çok etkilenen ülkeler arasında yer alıyor. Türk tarımı ihracatta ön planda yer alabilir. Bunun için sattığımız ürünlerin yeşil mutabakata uyumlu olması gerekiyor."

HAL YASASI ÇÖZÜM OLMADI

Tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım da, "Hep bir suçlu aranıyor. Bu suçlu bazen market zinciri, bazen depolama yapan birisi, bazen üretici oluyor. Avrupa ve ABD'de de gıda fiyatları yükseliyor. Kimse suçlu kim diye aramıyor. Nedenler belli; ekonomik, iklim, birçok neden var.” dedi. Yıldırım, diğer ülkelerde de sorun olduğunu ama çözüm önerileri de gösterildiğini, “Üreticiyi nasıl destekleriz?” diye bir çaba olduğunu aktardı. “Biz suçluyu bulmaya çalışıyor, sorunu çözmüş gibi davranıyoruz.” ifadesini kullanan Yıldırım, şunları söyledi: “Bugüne kadar gıda enflasyonunu önlemek için ne yaptık? Örneğin gıda fiyatları artınca biz birinci adım vergileri indirip ithalat yaptık. İthalat yapılması ile bir sonraki dönemde üretimden vazgeçiliyor. Üretim azalınca, fiyatlar artıyor. Hal yasası değişirse fiyatlar düşer denildi. 2010 yılında yasa çıktı ancak fiyatlar düşmedi. Zincir marketlerden un sanayisine kadar uzanan bir araştırma süreci yaşandı. Ancak işin orada da olmadığı anlaşıldı. Dijital tarım denildi, ürünler buraya konuldu, KDV'de indirim oldu. Üretimdeki plansızlıkların önüne geçmeliyiz. Tarladan sofraya tüm süreci iyi yönetmeliyiz. Attığımız her bir adımın bir sonraki uygulaması ne olacak diye düşünmeliyiz."

TARIM, SAVUNMA KADAR ÖNEMLİ

Onur Market Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Özen ise, "Çift haneli enflasyona geçtiğimiz dönemin ertesi yılı döviz krizi ile baş başa geldik. 2020 yılında pandemi, 2021'de tedarik zincirinin bozulması, 2022'de de Rusya-Ukrayna savaşı gerçekleşti. Bugün sadece ülkemizde değil, tüm dünyada ana gündem artık gıda oldu. Şu an gıda milliyetçiliği konuşuluyor. Kapılar kapandı, herkes kendine yetebilmeyi düşünüyor, kendi tarım, üretim modeline geçiyor. Gelecek tarımda ve tarım artık savunma sanayiinden çok daha önemli bir konumda. Sektördeki sıkıntılara baktığımızda verimlilikle ilgili sorunlar var. İkinci sırada karlılık ve kazanç konusu yer alıyor. Ülkemizde bir yıl çok para eden bir ürün ikinci sene zarar ediyor. Üreticilerimiz önceki yıllarda düşük fiyatlarla ürünü üretirken risk alabiliyordu, üretimden vazgeçmiyordu. Şu an fiyatlar yüksek olduğu için risk alamıyor. Üretim aşamasından itibaren taban fiyat, destekler açıklanmalı. Dönem sonunda üretici cebine girecek parayı, karşılaşacağı riski görebilmeli. Tarımda sürdürülebilirlik ve teknoloji kullanımı sıkıntısı var. TÜİK verilerine göre ülkemizde tarımın yaş ortalaması 55. Ülke olarak genç bir nüfusa sahibiz, teknolojiyi etkin bir şekilde kullanıyoruz. Gençlerin tarımda olmayışı, karlılıkların düşük oluşu, teknoloji maliyetlerinin yüksekliği verimliliği düşürüyor. Verimlilik düşünce zincirin her halkasındaki kişiler mutsuz oluyor. Gençlerimizi tarıma kazandırabilmemiz için sadece işi tarım olan, işi tohum olan, işi tohumun genetiği, tarım teknolojisi olan üniversiteler kurmalıyız. Tarım liselerini hayata geçirmeliyiz.”

Gıda enflasyon sorununun masa başında çözülmeyecek bir sorun olduğuna işaret eden Tüm Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği (TÜSEDAD) Başkanı Sencer Solakoğlu da, “Bugün süt fiyatları artmamalı diyoruz. Niye artmamalı? Çünkü süt birçok ürünün ham maddesi, süt artırılırsa gıda enflasyonu artar. Gıda enflasyonunu yaratan şey süt değil. TL’nin değer kaybı. Üreten çiftçiye sen fiyatı artıramazsın dersen, maalesef adamın yapacağı tek şey ineğini kesip üretimi azaltmak.” mesajı verdi.

Tarım gıda enflasyonu ithal girdi sübvansiyon