Giderayak zehirli ok! 'Gazze'de olmak için neden yok'

Binyamin Netanyahu tarafından kovulan eski İsrail Savunma Bakanı Yoav Galant, görev süresinin bitimine saatler kala ortalığı karıştıracak itiraflarda bulundu. Rehine aileleriyle bir araya gelen Galant, “ordunun Gazze'de kalmak için hiçbir nedeni olmadığını” söyledi. Netanyahu'nun iddialarının aksine “Size Gazze'yle ilgili güvenlik kaygımız olmadığını söyleyebilirim.” diyen eski General, “Ben ve Genelkurmay Başkanı, Selahaddin (Philadelphi) Koridoru'nda kalmak için de hiçbir neden olmadığını söyledik." şeklinde konuştu. Ateşkes için çok uğraştığını; Genelkurmay, Mossad ve Şin Bet başkanlarının da kendisiyle hemfikir olduğunu ancak “Kabinede yalnız bırakıldığı için başarısız” olduğunu” açıkladı.

'ORADA KALMAK İSTİYORLAR'

Eski asker, İsrail Başbakanı'nı zora sokacak itiraflarını şöyle sürdürdü: "Gazze'de büyük başarılar elde edildi ancak orada yapılacak hiçbir şey kalmadı. Netanyahu bunun diplomatik bir değerlendirme olduğunu öne sürüyor. Ben de size bunun diplomatik bir değerlendirme olmadığını söylüyorum. Korkarım ki Gazze'de kalmamızın tek nedeni orada olma arzusu. İsrail'in istikrar sağlamak için Gazze'de kalması gerektiği fikri de askerlerin hayatını riske atacak uygunsuz bir düşünce.”

HALEVİ'NİN SIRASI YAKLAŞIYOR

Galant'ın rehine aileleriyle konuşurken güvenlik şeflerinin de kendisi gibi düşündüğünü belirtmesi ilgi çekiciydi. Zira Savunma Bakanı'nın kovulduğu saatlerde sıranın Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi ve Şin Bet Şefi Ronen Bar'a geldiği iddia ediliyordu. Netanyahu daha sonra bu haberleri yalanladı. Ancak bu konuda endişeli olduğunu açıklayan Beyaz Saray'ı ikna edememiş olacak ki perşembe akşamı Washington'la görüşerek, “daha fazla güvenlik şefini görevden almayı düşünmüyorum.” dedi. Fakat Axios haber sitesine göre ABD'li yetkililer onun bu güvencelerine pek güvenmiyor ve Washington'ın uyumlu ilişkiler kurduğu üst düzey isimleri kovmaya devam etmesinden endişe ediyor: “Yeni Savunma Bakanı Katz ile bir hiçbir ilişkimiz yok, her şeyin çok daha zor olacağını düşünüyoruz.”

SON ‘UTANÇ VERİCİ’ VİDEO SKANDALI

Son günlerde sızıntı, belgelerde sahtecilik, gizli askeri dosyaları ele geçirme gibi faaliyetlerin merkezinde yer alarak adı çok sayıda rezalete karışan, geçen cumartesi günü polis tarafından baskına uğrayan, hakkında bilinen iki soruşturma bulunan İsrail Başbakanlık Ofisinin son skandalı direkt olarak Yoav Galant ile ilgili: Yediot Aharonot gazetesine göre Netanyahu'ya yakın kişilerin elinde Galant'ın, Tel Aviv'deki Başbakanlık ofisindeki güvenlik kameralarıyla çekilmiş bir video kaydı var.

Gazetenin “utanç verici” olarak nitelediği olayın görgü tanıklarına bakılırsa Aksa Tufanı Operasyonu’ndan beş gün sonra, Başbakanlık Ofisi Galant'ı Tel Aviv’deki Güvenlik Kabinesi toplantısına davet ediyor. Kendisine toplantının “Delik” olarak adlandırılan yer altı karargahında yapılacağı söyleniyor. Galant “Delik”e gittiğinde toplantının orada değil, Netanyahu'nun Kiryah'taki ofisinde yapıldığını öğreniyor. Bu sebeple toplantıya geç kalan Galant'ın girişine izin verilmiyor. Galant, güvenlik görevlisinden kapıyı açmasını istiyor ancak Netanyahu dönemin Savunma Bakanı'nı içeri almayı reddediyor. Galant ile ofisin güvenlik görevlileri arasında fiziksel müdahalelere varan bir sürtüşme yaşanıyor.

AŞAĞILAYIP ŞANTAJ YAPMAK İÇİN

YA'ya konuşan üst düzey bir İsrailli yetkili o günleri şu ifadelerle hatırladı: “Netanyahu ve etrafındakiler Galant'ı güvenlik toplantılarına davet etmeyerek ya da kararlarda onu marjinalize etmeye çalışarak aşağılamak istiyordu. Bu olayda da Savunma Bakanı'nı küçük düşürmek için onu 'Delik'te yapılmayan bir toplantıya gönderdiler.” Ayrıca gazeteye bakılırsa kabine toplantısındakiler olay yaşandıktan sonra videoyu bir cep telefonundan hep birlikte “keyifle” izledi. Bir kaynak da konunun şantaj boyutuna dikkat çekerek, “Netanyahu'nun ofisi, Galant'a karşı kullanmak ya da onu tehdit etmek için güvenlik kameralarındaki görüntüleri aldı.” dedi.

Haberlerin basında yer bulmasının ardından Başbakanlık Ofisi, iddiaları “asılsız uydurmalar” olarak tanımladı ve “savaş döneminde Başbakan'a karşı yürütülen bir başka cadı avının parçası” olduğunu ileri sürdü.