GKRY-Mısır arasındaki anlaşmaya tepki: 'Yok hükmünde'
Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile Mısır arasında imzalanan son anlaşmayı değerlendirdi. Kaynaklar, ‘Kıbrıs Türklerinin çıkarlarını göz ardı eden bu anlaşma yok hükmündedir. Türkiye olarak garantörlüğün bize vermiş olduğu yetkileri kullanmaktan çekinmeyeceğiz.’ dedi
GAZETE HABERLERİ
Editor
Milli Savunma Bakanlığı (MSB) kaynakları gündemde yer alan gelişmelere ilişkin soruları yanıtladı. Kaynaklar, NATO’nun devam eden Steadfast Dart 2025 Tatbikatı’nda Yunanistan’ın Türkiye’nin hak ve menfaatlerine aykırı taleplerine karşı yapılan çalışmalara ilişkin şunları söyledi:
“Türkiye, Steadfast Dart Tatbikatı’na Romanya’ya intikal ettirdiğimiz 66'ncı Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı Keşif Bölüğümüz ve komutalarını üstlendiğimiz NATO Daimi Deniz Görev Gruplarındaki su üstü unsurlarımız ile iştirak etmeyi planlamıştı. Tatbikatın Planlama Dokümanı’nda milli hak ve menfaatlerimize aykırı ve uluslararası hukuka uygun olmayan hususların tespit edilmesinin ardından konunun çözümüne yönelik; profesyonel bir yaklaşımla NATO’da en üst seviyede girişimlerde bulunulmuş, dokümanın NATO’nun yerleşik politika ve uygulamaları ile birliğine uygun olmadığı ifade edilmiştir. Girişimlerimiz neticesinde; Tatbikat Planlama Dokümanı NATO Eğitim ve Tatbikat Siyasası’nın 31’inci ve 80’inci maddelerindeki yetkilerimizi kullanarak NATO Askeri Komite seviyesine taşınmış ve onay vermeyerek geçersiz hale getirilmiştir. Yunanistan’ın uluslararası hukuka sığmayan haksız iddialarını NATO platformuna taşıma çabası böylelikle bir kez daha engellenmiştir.
'21 ŞUBAT’A KADAR DEVAM EDECEK'
“Bu süreçte keşif bölüğümüzün Steadfast Tatbikatı’ndan çekildiği, Romanya’nın milli DACİA Tatbikatı’na iştirak etmeye devam edeceği, komutalarını üstlendiğimiz Deniz Görev Gruplarındaki unsurlarımızın NATO’ya taahhütlerimiz kapsamında Steadfast Dart Tatbikatı’na katılım sağlamaya devam edeceği NATO makamlarına bildirilmiştir. Deniz unsurlarımızın katıldığı tatbikat 21 Şubat 2025 tarihine kadar devam edecektir.”
SURİYE’DEKİ GELİŞMELER
Bakanlık kaynakları, terör örgütü PKK/PYD/YPG/SDG’nin yeni kurulan Suriye Ordusu’na katılacağına ilişkin basında yer alan haberlerle ilgili şu değerlendirmeleri yaptı:
“Daha önce ifade ettiğimiz gibi, terör örgütü PKK/PYD/YPG/SDG’nin silah bırakması, elebaşları ve yabancı örgüt mensuplarının Suriye’yi terk etmesi, silahlı grupların ordu içerisinde ayrı bir yapı teşkil etmeden Savunma Bakanlığı bünyesinde ulusal ordunun ayrıcalıksız bir parçası olarak yer alması gerekmektedir. Basında yer alan haberlere ihtiyatlı yaklaşmak, uygulamaya bakmak gerekir. Türkiye’nin Suriye’deki yeniden inşası ve istikrar ile barışı tesis etme sürecine bakışı ve duruşu nettir. Hem siyasal anlamda hem de askeri anlamda Suriye’de çok başlılığı ve özerk yapılanmaları kabul etmediğimizi, yeni Suriye Hükûmeti ile bu çerçevede işbirliğine devam edeceğimizi ifade ediyoruz.”
'BÖLGESEL İSTİKRARI TEHDİT EDEN BİR ADIM'
Bakanlık kaynakları, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ile Mısır arasında imzalanan son anlaşmaya ilişkin de şunları kaydetti:
“GKRY, bir oldubitti yaratarak KKTC’nin haklarını gasp etme siyasetine devam etmektedir. GKRY ile Mısır arasında imzalanan bu anlaşma, bölgesel istikrarı tehdit eden bir adım olup, Kıbrıs sorununun çözüm arayışlarına zarar vermektedir. KKTC’nin taraf olmadığı, Kıbrıs Türklerinin çıkarlarını göz ardı eden ve haklarını kısıtlayan diğer anlaşmalar gibi bu anlaşma da yok hükmündedir. Türkiye olarak GKRY’nin Kıbrıs Türklerinin güvenliğini ve Ada’da barış ve istikrar ortamını tehdit eden faaliyetlerine karşı Garantörlüğün bize vermiş olduğu yetkileri kullanmaktan çekinmeyeceğiz.”
Teğmenlerin ihracına karşı çıkmıştı: Korgeneral Tevfik Algan emeklilik dilekçesi verdiGündem31 TERÖRİST ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ
Milli Savunma Bakanlığı tarafından haftalık basın bilgilendirme toplantısı düzenlendi. Toplantıda yapılan açıklamada, terörle mücadele kapsamında son bir haftada 31, 1 Ocak 2025'ten bugüne kadar ise 408 teröristin etkisiz hale getirildiği belirtildi.
Ayrıca kararlı operasyonlar neticesinde barınma alanlarından kaçan 5 PKK’lı teröristin daha teslim olduğu aktarıldı.
UBP Genel Sekreteri: GKRY kaybeden taraf olacaktır
Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Mısır ile imzaladığı anlaşmaya tepki göstererek, “Doğu Akdeniz’de Kıbrıslı Türklerin de hakkı olduğunu herkes kabul etmeli.” dedi.
Hasipoğlu, yazılı açıklamasında, GKRY’nin tek taraflı ilan ettiği Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) ve doğal gaz yataklarına yönelik Mısır ile yapılan anlaşmanın, Rum tarafının Kıbrıs Adası’ndaki “tek egemen benim” anlayışının bir yansıması olduğunu vurguladı. Rum Yönetimi’nin Ada’da iki ayrı halk ve devlet olduğu gerçeğini yok saydığını belirten Hasipoğlu, “Rum Yönetimi paylaşımcı bir zihniyete sahip olmadığını bir kez daha göstermiştir.” dedi.
Güney Kıbrıs’ın Mısır ile yaptığı anlaşmaların Afrodit yatağının ticarileştirilmesine ve sözde MEB içerisindeki altıncı parselin geliştirilmesine yönelik olduğunu kaydeden Hasipoğlu, “Rum tarafı, müzakere masasında yönetimi paylaşmayı reddettiği gibi hidrokarbonlar konusunda da işbirliğine yanaşmıyor.” ifadelerini kullandı.
RUM YÖNETİMİ ÖNERİLERİ REDDEDİYOR
Türkiye ile kıta sahanlığı sınırlandırma anlaşması imzaladıklarını hatırlatan Hasipoğlu, “Bu anlaşma çerçevesinde Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’na (TPAO) araştırma ruhsatı verdik. Güney Kıbrıs, KKTC’nin Ada etrafındaki haklarını eninde sonunda kabul etmek zorunda kalacaktır. Aksi halde, kazan-kazan yerine kaybeden taraf olacaktır.” dedi.
Kıbrıslı Türklerin Doğu Akdeniz’de hak sahibi olduğunu vurgulayan Hasipoğlu, “Bu nedenle Kıbrıs Türk tarafı da muhatap alınmalıdır. Ancak enerji paylaşımı konusunda dört kez ‘Komite’ kurulmasını önerdik, hepsi Rum Yönetimi tarafından reddedildi.” diye konuştu.
Rum Yönetimi’nin, “Ada üzerinde egemen benim, deniz yetki alanlarında istediğim ülke ve şirketle anlaşma yaparım, senin adına hesap açtım, bir gün çözüm olursa payını veririm.” yaklaşımıyla hareket ettiğini belirten Hasipoğlu, “Bu anlayışla nasıl işbirliği yapılabilir? Egemen eşitlik talebimiz son derece makul ve meşrudur.” dedi.
Deniz yetki alanlarında hakça bir paylaşım gerektiğini vurgulayan Hasipoğlu, “1982 Deniz Hukuku Konvansiyonu, ihtilaflı alanlarda tarafların öncelikle müzakere etmesini öngörüyor. Ancak Rum tarafı bu yöntemden kaçınıyor. Uluslararası bir konferans veya mart ayında düzenlenmesi planlanan toplantıda bu konunun ele alınarak uzlaşı sağlanması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
