Gladyo her saldırısından sonra daha hızlı çöküyor
ABD ve NATO Ukrayna'da yeniliyor. Rusya'yı doğudan kuşatma stratejisi iflas etti. Bunun doğal sonucu olarak, NATO, tarihindeki en derin bölünmeyi yaşıyor. Kuşkusuz, Gladyo'nun tehdit ve saldırıları bitmez. Ama tüm dünya görüyor ki, Gladyo her saldırısından sonra daha hızlı çöküyor.
1- Son yapılan anketlere göre, Cumhurbaşkanlığı seçimine doğru, sayın Tayyip Erdoğan'ın oyları artıyor. Erdoğan'ın oyları uzun süredir düşüş sürecindeydi. Dünyanın ve bölgemizin koşulları bu süreci tersine çevirmiş görünüyor. Çünkü Türkiye, ABD kaynaklı giderek artan tehditlerle karşı karşıya. Ukrayna savaşı, ABD-İsrail-Yunanistan tatbikatları, çevremizde üsler vb... Bu durumda ülkemizin güvenliği giderek daha çok önem kazanıyor. Vatandaş da mevcut sistem içinde bunu en iyi yerine getireceğini düşündüğü Erdoğan'a tekrar yöneliyor.
Ama bu yine de küçük oy artışları olarak anketlere yansıyor. Yani güçlü bir halk desteği yok. Sistem medyası ve Ak Parti'ye yakın köşe yazarları bile bunun nedeninin enflasyon, hayat pahalılığı olduğunu vurguluyorlar. Kuşkusuz, Erdoğan'ın oylarını büyük oranda arttıramamasında yani oy kaybında çok önemli bir neden. Ama gerçek nedenin, sistemin doğal sonucu ve enflasyonun da başlıca sebebi olan, dolar ve borsa vurguncularıyla, çalışan, üreten emekçi sınıflar arasındaki gelir adaletsizliği olduğunu vurgulayalım. Bu durum, ülkemizin güvenliği konusunda alacağımız önlemleri de zaafa uğratıyor.
Çözüm, hep vurguladığımız gibi, tasarruf, istihdam ve üretim devrimi. Bu çözümün uygulanmasında zorluklar olmayacak mı? Olacak... Belki de bugünden daha zorlu bir dönemden geçeceğiz. Ama yarınki refah toplumuna, eşit, paylaşmacı ve dayanışmacı sisteme ulaşmamız için bir zorunluluk bu adımlar. İşte Ak Parti hükûmeti bunu yapmadığı için, bir yandan oylarında düşüş yaşarken, diğer yandan yarınlar için çözümü olmayan bir düzlemde çırpınıp duruyor.
Bu tabloya hükûmetin dış politikadaki tutarsızlıklarını da eklemeliyiz. Evet, hükûmet, ABD Emperyalizmi'ne karşı tavırlarıyla ve Asya'ya yönelişiyle halktan destek buluyor. Ama bu yönelişteki ikircikli tutumlarıyla, başta Suriye olmak üzere komşularımızla ilişkilerimizdeki hataları nedeniyle de bu desteği gölgeliyor.
Özetle; bu sistem içinde ne siyasal, ne ekonomik, ne de kültürel vb. alanlarda hiçbir çözüm yoktur. Bunun için ülkemiz Kemalist Devrimi tamamlama dönemine girmiştir ve son anket sonuçları da büyük milletimizin bu netlik ve kararlılık bilincine ulaştığını göstermektedir.
ŞİMDİKİ HEDEF ODESSA
2- Rusya, Ukrayna'daki hedefine çok yaklaştı. Ana hedefi, Ukrayna'yı ABD'nin piyonu olmaktan çıkartmaktı. Bu konuda büyük ölçüde ilerledi. Zelensky'nin Batı'ya yönelik tepkileri, Rusya'yla müzakereler vb. bunun işaretleri.
Rusya'nın askerî açıdan bugün son hedefi, Ukrayna'nın Karadeniz'e açılan tüm güneyini denetim altına almak. Azak Denizi'ni tamamen denetimi altına aldı. Bir tek Ukrayna'nın denetimindeki kısa bir güney sahili kaldı. Burada en kritik nokta Odessa. Rusya burayı da denetimine alırsa, savaşı başarıyla noktalayacak.
Bunun başlıca nedeni, Ukrayna'yı ayakta tutan dış ticaretinin büyük ölçüde bu sahillerden yapılmasıdır. Bu gerçeği bugün Hürriyet'e konuşan Türk Ukrayna İşadamları Derneği (TÜİD) Başkanı Burak Pehlivan şöyle açıklıyordu: “Ukrayna'nın Karadeniz limanlarına erişimi kritik önemdedir. Geçen yıl 145 milyon ton mal bu limanlardan gönderildi. Dünya ayçiçek yağı ihracatının yüzde 52'si, buğday ihracatının yüzde 12'sini Ukrayna gerçekleştiriyor. Ukrayna dış ticaretinin yüzde 60'ını limanlar üzerinden yapıyordu. Bunun çok azı karayoluyla ikame edilebilir.”
Bu koşullarda Ukrayna'nın, Rusya ile işbirliği yaparak Karadeniz'e açılma dışında şansı yoktur. Bu da siyasi planda Rusya'yla anlaşmayı ve işbirliğini zorunlu kılıyor.
NATO İÇİNDE YENİ KRİZ
3- Bugünkü gazete haberlerine göre, Finlandiya ve İsveç NATO'ya üye olmaya hazırlanıyorlarmış. Yorumcular böylece Rusya'nın, Ukrayna yenilgisinden sonra kuzey doğusundan da kuşatılacağını yazıyorlar.
Bu kadar gerçek dışı bir tahlil yapılabilir. Öncelikle; ABD ve NATO Ukrayna'da yeniliyor. Rusya'yı doğudan kuşatma stratejisi iflas etti. Bunun doğal sonucu olarak, NATO, tarihindeki en derin bölünmeyi yaşıyor. Kuşkusuz, Gladyo'nun tehdit ve saldırıları bitmez. Ama tüm dünya görüyor ki, Gladyo her saldırısından sonra daha hızlı çöküyor.
Bu girişimin de başarısızlıkla sonuçlanacağının ilk örneği, Finlandiya ve İsveç parlamentoları katılma kararı alsa da, üyelik için tüm NATO üyelerinin oy vermesi zorunlu olan düzlemde yaşanacak. Bu konuda NATO üyelerinin tümüyle oy vermesi beklenmiyor. Böylece, NATO içinde kriz üzerine bir kriz daha...