Gladyo merkezi böyle çalıştı

15 Temmuz darbesini daha iyi anlamak için, öncelikle ABD Derin Devleti Gladyo'nun 2015'te NATO'ya darbesini hatırlamalıyız. Bu tarihlerde NATO üyesi Avrupa ülkelerinin Rusya ve Çin’le ilişkileri gelişiyor, Türkiye de 2014'te, Gladyo'nun Ergenekon, Balyoz operasyonlarının merkezi Silivri duvarlarını yıkarak, Asya'ya yöneliyordu. Özetle; NATO bir dağılma sürecine girmişti.

Bu gelişme üzerine, 2015'ten sonra NATO'da bir Amerikan darbesine tanık olduk. İngiltere'nin de AB'den ayrılmasından sonra, ABD-İngiltere'nin, NATO'nun siyaset merkezlerine, NATO Parlamenterler Asamblesi (NATO-PA) ve NATO Konseyi'ne (NAC) darbesi... NATO'da karar alma yetkisine sahip NATO-PA ve NAC'a kendi saldırgan hedeflerini dayatma operasyonu...

NATO'ya darbenin ilk sonucu 8 Temmuz 2016 günü Varşova'da yapılan NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'nde alındı. Varşova toplantısı sonrasında NATO'nun Rusya'yı kuşatma kararı açıklandı. 14 Temmuz günü Fransa'nın Nice kentinde patlatılan bombalardan 84 kişi hayatını kaybetti. Bir gün sonra ise, Türkiye'de darbe girişimi... Bütün bu saldırıların, Rusya, Türkiye ve Avrupa ülkelerine, "Ayağınızı denk alın" mesajı olduğuna kuşku yoktu. Cevabımız net oldu. Türkiye'de darbe püskürtüldü ve Gladyo ezildi.

15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİ

15 Temmuz darbe girişiminin merkezi, ABD'nin Virginia Eyaleti'ndeki NATO Müttefik Dönüşüm Komutanlığı (ACT), ABD Genelkurmay Başkanlığı ve ABD Savunma Bakanlığı'nın (Pentagon) oluşturduğu eşgüdüm merkezidir. ACT'ye bağlı Komuta Kontrol Konuş ve İdame Edilebilirlik Dairesi Başkanı Tümamiral Mustafa Zeki Uğurlu ise, darbenin başındaki isimdir.

Emniyet'teki "İslamcı" yapının FETÖ'nün denetimine geçerek Fethullahçı Gladyo'nun oluştuğu dönemde, Virginia'daki bu eşgüdüm merkezi de, Gladyo'nun dünyaya hükmetme merkez haline geliyordu. Gladyo artık bu merkezden FETÖ eliyle, Asya, Batı Asya ve Afrika'yı bölüp yönetebilirdi. Böylece NATO'da konvansiyonel savaşla ilgili birimler dışındaki bütün birimler ve asimetrik savaşla ilgili yeni kurulan birimler bu merkeze taşındı. Ülkelerin hayatına, yani siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel, eğitim, enerji, bilim ve teknolojiye artık bu merkez yön verecekti.

Burası aslında turuncu darbelerin merkezi olmuştu. ACT sözcüsü Karen Eifert, "Komutanlıkta 26 Türk askerinin görev yaptığını ve Türkiye'nin katkılarının çok önemli olduğunu" açıklıyordu. İşte M. Zeki Uğurlu'yla birlikte bu ekip Amerikalı subayların yönetim ve denetiminde çalışıyordu.

FETÖ'CÜ M. ZEKİ UĞURLU

Mustafa Zeki Uğurlu 1986'da Deniz Harp Okulu'ndan mezun olmuş, 1998-2000 yıllarında Genelkurmay Plan Prensipler Dairesi'nde görev yapmıştı. Uğurlu bu dönemde haftalık yapılan örgüt toplantılarında, bu kuruma ait tüm proje ve planlar ile, buralarda görev alacak kişilerin isim listelerini "Hususi abiye" verdi. Bu belgeler daha sonra kumpas soruşturmalarının alt yapısını oluşturacaktı. Bu arada "Hususi abinin", FETÖ içindeki notu 5 üzerinden 5 olan kişi olduğunu da belirtelim. Yani, FETÖ'ye bağlı, aşırı itaatkar, örgütün tüm emir ve talimatlarını yerine getiren kişi...

Uğurlu 2009'da Gölcük'te görevliydi. 6 Aralık 2010"daki Ergenekon baskını sırasında Gölcük'te Turgutreis Fırkateyni'nin ikinci komutanıydı. Gölcük'te daha sonraki baskınlarda ortaya çıkan sahte belgelerin yapımcısı, Uğurlu'nun başında bulunduğu FETÖ'cü ekipti.

M. Zeki Uğurlu 2011 YAŞ kararıyla Tuğamiral oldu. Daha sonra Deniz Kuvvetleri komutanlığı'nda elektronik haberleşmeyi takip ve koordine eden MEBS'nin başkanlığına getirildi. 2012 YAŞ'ında ise, Deniz Kuvvetleri komutanlığı Personel Daire Başkanı oldu. Böylece Deniz Kuvvetleri'ndeki FETÖ'cü örgütlenme hız kazandı. M. Zeki Uğurlu 2015 YAŞ'ında tümamiralliğe terfi etti. ABD'nin Virginia'daki NATO üssüne gönderildi. Aydınlık gazetesinin 17 Mart 2014 tarihli sayısında yer alan Deniz Kuvvetleri'ndeki 60 kişilik FETÖ'cü ekibin ikinci sırasında M. Zeki Uğurlu'nun adı yer alıyordu.

İzmir Cumhuriyet Başsavcı Vekili Okan Bato, İzmir Askeri Casusluk Davası soruşturmasında davanın temelini oluşturan çok önemli sahte belgelere ulaşmıştı. Okan Bato 30 Haziran 2016 günü Genelkurmay Başkanlığı'na bir yazı yazarak, M. Zeki Uğurlu'nun ifadeye gelmesini istedi. Genelkurmay Başkanlığı Uğurlu'ya gonderdiği yazıyla, 9 Temmuz günü ifade vermek üzere İzmir'de bulunmasını istedi.

Norfolk'da hastaneye giden Uğurlu, Vertigo hastası olduğuna dair rapor aldı ve ifadeye gelmedi. Savcı Bato 9 Temmuz günü Uğurlu hakkında tutuklama kararı verdi.

Bu karar FETÖ operasyonunda çok önemli bir noktaya gelindiğine işaret ediyordu. Emniyet ve yargı operasyonlarından sonra sıra FETÖ'nün varlık nedeni olan TSK'da kökünün kazınmasIna gelmişti.

15 TEMMUZ'DA DÜĞMEYE BASILDI

Ağustos ayı sonunda toplanacak YAŞ'la ilgili haberler bu kanıyı güçlendiriyordu. YAŞ'ta üst düzey FETÖ temizliği yapılacağı haberleri artık basında yer alıyordu. Bu durumda bu yılın başından beri konuşulan darbenin zamanı gelmiş oluyordu. ABD-FETÖ ortaklığı gözünü karartacak, yok olmamak için elinden ne gelirse yapacaktı. Böylece panik halinde15 Temmuz için düğmeye basıldı.

M. Zeki Uğurlu darbe gecesi Pensilvanya'da, Fethullah Gülen'le birlikteydi. Buradan darbeyi yönettiler. 22 Temmuz'da üsse gelerek, üniformasını bırakıp ayrıldı. Üste görevli bir yetkili anlatıyordu bu olayı. Uğurlu dört gün sonra NATO Sanayi Danışmanlık Gurubu'nun Norfolk'taki toplantisına "Türkiye'yi temsilen" katılıyordu. Bu toplantı NATO'nun Silahlı Kuvvetler Yöneticileri Konferansı'na (Niag) bağlı istişari bir işbirliği forumu niteliğindeydi. NATO'nun internet sitesinde Uğurlu'nun toplantıdaki üniformalı resmi yer aldı. Öte yandan bir NATO yetkilisi, Uğurlu hakkındaki tutuklama kararıyla ilgili olarak, "Türkiye bize bildirdi" diyordu. Yani; NATO, Türkiye'nin kararını tanımadığını ve kaçak amirale sahip çıktığını açıkça ilan ediyordu. Aynı gün M. Zeki Uğurlu TSK'dan ihraç edildi. Birkaç gün sonra tüm basında Uğurlu'nun ABD'den sığınma talep ettiği haberi yer aldı.

DARBENİN ÜSSÜ İNCİRLİK

15 Temmuz darbe girişiminin ana üssü İncirlik, komuta merkezi ise, Ankara'daki Akıncı Üssü'ydü. Darbe sonrasının psikolojik harekat merkezi olarak ise, İstanbul Büyükada seçilmişti. ACT'nin denetimindeki NGO-STK'lar ve "Düşünce Kuruluşları" Henri Barkey önderliğinde Büyükada'da üslenmişti. İncirlik Üs Komutanı darbeye karıştığı için gözaltına alındı. Akıncı Üssü operasyonuyla da çoğu asker 450 kişi tutuklandı.

Darbe gecesi İncirlik'ten F-16'ları kaldıran Hava Pilot Kurmay Yarbay Halil İbrahim Özdemir Akıncı Üssü İddianamesi'ndeki ifadesinde, darbe gecesi 10. Tanker Üs Komutanı Bekir Ercan Van ile, üssün ABD’li komutanı Albay John Walker'ın birlikte olduğunu açıkladı. Özdemir, üs komutanının lider uçağın pilotuyla konuştuğunu, bunun üzerine F-16'ların havalandığını söyledi. (Aydınlık; 4.04.2017) Akıncı Üssü'nden kalkan F-16'lar ise, TBMM'yi, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ni, Özel Harekât Daire Başkanlığı'nı, Türksat ve Ankara Emniyet Müdürlüğü'nü bombaladı.

Büyükada'da Henri Barkey önderliğinde toplanan "Düşünce Kuruluşları"nın temsilcileri, darbenin başarısızlığının anlaşılmasından sonra, paldır küldür kaçarak ülkeyi terk ettiler.

Ankara Cumhuriyet Savcılığı'nin 15 Temmuz darbe girişimi soruşturmasında, NATO'da görevli 462 subaydan 237'si hakkında FETÖ 'den işlem yapıldığı öğrenildi. Bu subaylardan 200'ü "Geri dön" çağrısına uymadı. Ayrıca bu 237 subaydan, 3'ü general 17'sinin delil kabul edilen Bylock kullandığı saptandı. Bu kaçak subaylar Hollanda, İtalya, Belçika, ABD, Almanya, İspanya, Avusturya, Norveç, İngiltere, Yunanistan'daki NATO üslerinde görevliydi. Darbe girişiminin NATO merkezli olduğunu anlatan en önemli olgu buydu.

NATO'DAN ÇIKALIM

Sonuç olarak; 15 Temmuz hain darbe girişimi nedeniyle, Türkiye'mizin hızla yapması gerekenleri bir kez daha sıralayalım;

• ABD güçleri İncirlik ve Kürecik üslerinden derhal uzaklaştırılmalı.
• Türkiye 15 Temmuz darbesinin de merkezi olan, Gladyo'nun yönettiği NATO'dan çıkmalı.
• Türkiye, NATO üyesi Avrupa ülkelerinin de önüne, bu ülkelerdeki Gladyo örgütlenmesini koyarak, "Bırakın İsveç ve Finlandiya'yı NATO'ya almayı, hepiniz NATO'dan çıkın ve bu saldırgan örgütü dağıtın" çağrısı yapmalı.