Göçer’in motokurye arkadaşları ‘adalet sürüşü’ yaptı

Mahmud, Yunus Emre Göçer’in hastanede yaşam verdiği sırada 2 Aralık’ta Türkiye’den kaçmıştı. Mahmud hakkında, ancak Göçer’in 6 Aralık’ta yaşamını yitirmesinden 2 gün sonra yakalama kararı çıkarılmıştı.

‘ÖLMEK İSTEMİYORUZ’

Eylemlerinin ilkini olaydan hemen sonra yapan motokuryeler, dün ikinci defa yaşananları protesto etmek amacıyla Zincirlikuyu’da buluştu, motorlarını Çağlayan Adliyesi’ne sürdü. Ardından basın açıklaması düzenledi. Burada konuşan Göçer’in motokurye arkadaşı şöyle dedi: “Sesimizi daha güçlü çıkarabilmek adına adalet için buradayız. Biz artık ölmek istemiyoruz. Trafikte bizi fark edin. Bu meslek grubuna ilgili bakanların artık el atması gerekiyor. Bizim de sonuçta evde bekleyen ailelerimiz var. Ölmek istemiyoruz. Yetkilileri göreve davet ediyoruz.”

‘KAZA DEMEYE DİLİM VARMIYOR’

“Yaşananlara, kaza demeye, dilim varmıyor.” diyen Yunus Emre Göçer ve ailesinin avukatı Iyaz Çimen, tüm trafik mağdurlarının sesi olabilmek için toplandıklarını vurguladı. Çimen, saat saat olay gününü şöyle anlattı:

12.55: Müvekkil yaşamını yitirdiği haberi ile hastaneye kaldırılıyor.
13.40: Yazılan adli raporda, merhumun bilicinin kapalı olduğu, ifade veremeyecek durumda olduğu ve entübe edilerek yoğun bakima alındığı açıkça belirtiliyor. Aynı anda, sonradan Somali Devlet Başkanının oğlu olduğunu öğrendiğimiz, şüphelinin vermiş olduğu tek taraflı, yanlı ve gerçek dışı ifadeyi esas alan bir kaza tutanağı, çok tecrübeli olduğunu iddia eden iki trafik polisi tarafından, kusur merhuma atfedilerek düzenleniyordu.
17.00: Tek taraflı beyana dayanarak, düzenlenen tutanağa istinaden günün nöbetçi savcısı, hayati tehlikesi devam eden merhumun failinin, ifadesinin alınarak, salıverilmesi talimatını, yurt dışına kaçma şüphesi son derece yüksek olan, halihazirda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı dahi olmayan, ne için geçici ikamet izni verildiği belirsiz olan, fail hakkında veriyordu.
17.20: İlgili karakolda görevli, iki polis memuru tarafından, tüm dünyanın izlediği kaza görüntüleri, inceleniyor ve şüphelinin beyanlarının, gerçeği yansıtmadığı, olayın yüzde 100 kusurlusunun devlet başkanının oğlu olduğu tespit ediliyordu.
18.00: Buna rağmen, yine görüntüyü inceleyen polis memurlarınca fail, gerçeğe aykırı olarak verdiği ifadesi alınarak salıveriliyordu. Buradan anlıyoruz ki şüpheli salıverildiği anda, yüzde 100 kusurlu olduğu, zaten kolluk tarafından biliniyordu.

‘SONUNA KADAR SAVUNACAĞIZ’

Avukat Çimen, kaza gününün akşamında tüm karakol çalışanlarının adeta talimat almışçasına tek bir ağızdan konuştuğunu söyledi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un olayın sosyal medyada ses getirmesinin ardından takipçi olacakları yönündeki açıklamasına kadar hiçbir ilerleme kaydedemediklerini ifade eden Çimen, özetle şöyle konuştu:

“Üst sınırı 6 sene olan bir suçta dahi, şüphelinin kaçması, göz göre göre engellenmemiş oluyordu. Bugün geldiğimiz noktada, yapılacak yargılamalar neticesinde, kimin cezalandırılacağını, tüm dünya gibi bizler de merakla beklemekteyiz. Failin göz göre göre kaçması konusunda sorumlular hakkında, idari ve adli soruşturma başlatılabilmesi adına buradan ilgili mercilere ihbarda bulunuyorum. Bizler geride kalan, bir eş ve biri otizimli, iki yetim çocuğun hakkını başkalarının da olası mağduriyetinin önüne geçebilmek için sonuna kadar savunacağız.”