Göçler gıda arzını olumsuz etkileyebilir
İklim göçleriyle terk edilen bölgelerde yaşanan üretim kaybı, gıda arzını olumsuz etkiliyor. Gidilen bölgelerde de her şey bol miktarda bulunmuyor, kaynak kıtlığı her zaman var. Özelikle göç edilen bölgelerde oluşan insan fazlalığı ise mal ve hizmetlere talep artışına neden oluyor.
İklim göçlerinin daha çok tarımsal üretimin gerçekleştiği kırsal bölgelerden kentlere doğru olması gıda arzında riskler meydana getirirken uzmanlar göç alan bölgelerin kaynakları üzerinde de ciddi bir yük oluşabileceği uyarısında bulunuyor.
AA'nın iklim değişikliği kaynaklı aşırı hava olayları sonucu yaşanan iklim göçlerine ilişkin hazırladığı dosya haberde bu göçlerin gıda güvenliği ve kaynak yeterliliği üzerindeki etkisi ele alındı.
İklim krizi kaynaklı göçlerin başta gıda güvenliği ve ekonomi olmak üzere birçok konuda riskler oluşturduğu, uluslararası kuruluşların raporlarında sıkça gündeme getiriliyor. Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) tarafından 2017'de yayımlanan raporda iklim değişikliğinin tarımsal üretim ve gıda güvenliği üzerinde beklenenin çok ötesinde bir etkiye sahip olduğu belirtilirken bunun en önemli nedenlerinden birinin kırsal bölgelerde yaşayanların, iklim krizi kaynaklı riskler sonucu kentlere ve kasabalara göç etmesi olarak gösterildi.
GÖÇ EDİLEN BÖLGELERDE EMEK SÖMÜRÜSÜ
BM Gıda ve Tarım Örgütünün (FAO) 2019 yılında yaptığı bir araştırmaya göre dünya üzerinde 1,23 milyar kişi tarımsal üretim sistemi içinde istihdam edilirken en fazla tarım istihdamı 793 milyon kişiyle Asya'da ve 290 milyon kişiyle Afrika kıtasında gerçekleşiyor. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından 2017'de iklim krizi ve göçler arasındaki ilişki üzerine yapılan bir diğer çalışmada ise bu gibi göçlerin özelikle göç edilen bölgelerde iş gücünde emek sömürüsü, sosyal adaptasyon ve temel hizmetlere ulaşım konusunda riskler yaratabileceği vurgulanıyor.
İklim göçlerinin gıda güvenliği, ekonomi ve değişen demografik dengeler üzerine etkileriyle ilgili konuşan Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Recep Ulucak, iklim değişikliğinin tarım sektörü ve bu sektörde çalışanlar üzerinde doğrudan etkisi olduğunu söyledi.
İklim göçleriyle terk edilen bölgelerde yaşanan üretim kaybı ve su kıtlığının gıda arzını olumsuz etkilediğini vurgulayan Ulucak, iklim değişikliğinin dolaylı sonuçlarından birinin tarımda kullanılan geleneksel bilginin kaybolması ya da artık işe yaramaması olduğunu kaydetti.
Kırsaldan kente göç etmek zorunda kalan insanların bilgi, beceri eksikliği nedeniyle vasıfsız işçi statüsüne düşeceğine dikkati çeken Ulucak, bu göçlerin, göç alan bölgelerdeki kaynaklar ve çevre üzerinde fazladan bir baskı oluşturabileceğinin de altını çizdi.
GİDİLEN YERDE HER ŞEY BOL DEĞİL
Ulucak, şöyle devam etti:
"Gidilen bölgelerde de her şey bol miktarda bulunmuyor, kaynak kıtlığı her zaman var. Dolayısıyla bu, yönetilmesi, yürütülmesi, sonuçlarının öngörülmesi zor bir süreç. Göçlerin köylerden kentlere doğru olması, kentlerdeki emek arzında da ciddi bir fazlalık ortaya çıkaracaktır. Özelikle göç edilen bölgelerde oluşan insan fazlalığı, mal ve hizmetlere yönelik talebin artmasına yol açacak. Talep artışı denge fiyatının değişmesine, piyasada dengesizliğin oluşmasına, dolayısıyla fiyatların yükselmesine ve satın alma gücünün azalmasına, tüketici refahının azalmasına neden olacak, alışılmış ve sürdürülen refah düzeyinin azalması da toplumdaki olası çatışmayı ya da huzursuzluğu tetikleyecektir."
Kent nüfusu ile köy nüfusunun yapılarının, yaş oranları, eğitim durumu gibi alanlarda farklılıklar barındırdığına değinen Ulucak, iklim göçünün, kentlerin demografisinde de değişimlere neden olabileceğine işaret etti.
YETER ADA ŞEKO-AA