Göçük Altında Kaldılar
CİHAT ŞERBETÇİOĞLU
Karanlığa sallandı emeğin kazmaları,
ışığın kömür karasında.
Arzın merkezinde grizu denizi ararca.
Madenci ciğerinde patlar umutlar
Yıkılırken bedenler üstüme, üstüme.
Göçük altında kaldı özelleştirme,
gözleri bulamış kar hırsı.
Siyah bir kan akar önce siyem
sonra oluk oluk,
yoksul evlerinden zengin midelerine.
Baretlerdeki ışık sarılır bir damla aleve
Alev değil ısıtan üşümüş doğurgan elleri,
canların döktüğü ter,
"Baba bana bir şeker ver."
Koltuk altındaki kira,
somun buğusunun ezgisi,
Faiz, rant,
göçük altında kaldılar.
Besili kasaların anahtarları
çarkı çeviren alınteri çitleri,
çağdışı sömürücüler.
Yüzyılın
göçük altında kaldılar.
Üç yüz elli metre altında denizin
kazarken kaderlerini gökyüzüne,
kimsesizliğin bakışlarına çivilendiler,
mazlum ve mahzun yetimliğin çehresine.
Kim kaldıracak bu enkazı yeryüzünden?
Kim durduracak zamansız göçleri?
Suskunluğun maliyeti isyana çıkar.
İsyan
insanlığa özgüdür.