Gökhan Yavuzel portresi
Gökhan Yavuzel, serbest bırakıldıktan bir gün sonra sosyal medya hesabından yayınladığı açıklamasında, kendisiyle ilgili yazılanları yalanlamıştı. Ancak şimdi iddiaların gerçek olduğuna dair gözaltı raporu numarasını, MI5’ın sorgulama raporu numarasını paylaşıyoruz
Son günlerde kumar, uyuşturucu, terör ve mafya ilişkileriyle gündeme gelen Uluslararası Yazarlar Birliği PEN üyesi yazar Gökhan Yavuzel’i mercek altına alalım.
Psikoloji bölümü lisans eğitiminden sonra sosyoloji branşında yüksek lisans yapan Gökhan Yavuzel’in 2015 yılında ilk kitabı olan ‘Sahipsiz Şiirler’ isimli şiir kitabı yayımlandı. Bu kitabı beklentisinin çok üzerinde bir satış hacmi yakaladı ve hızla tanındı. TÜYAP Kitap Fuarı’nda kitabını imzalatmak için davetler aldı.
Henüz 20’li yaşlarında olmasına rağmen edebiyat çevresinden yoğun ilgi gördü. Yazılarında Türkçeye hâkim olması, çok yönlü edebi yazım tekniği, duyguları alışılagelmişin dışındaki sözcüklerle ifade etmesi, çoğu okuyucunun kendinden bir şeyler bulması gibi faktörler kalemini farklı kılıyordu.
Bu esnada Radyo ve Televizyon programlarına da konuk olarak katılıyordu. Aslında edebiyat kariyeri için her şey yolunda gidiyordu. Çünkü henüz kayıtlara giren bir teröre bulaşma vakası bulunmuyordu. Hatta kitap gelirlerini ‘Özgecanlar Derneği’ne bağışlıyordu.
Türkiye’de büyük kitlesel tepkiye neden olan Özgecan Aslan cinayeti ise, Yavuzel'in henüz kitabı yayımlanmadan “Özgecan Aslan” şiirini kaleme almasına neden olmuştur. Bu şiir kadın aktivistler tarafından kadın cinayetlerine karşı protestolarda okundu.
TERÖRİSTE ŞİİR YAZDI PROPAGANDA YAPTI
2015 yılında güvenlik güçleri tarafından etkisiz hale getirilen “Hacı Lokman Birlik” için yazdığı şiirini yayımlayan haber ajansı mahkeme kararıyla kapatılmıştır.
2016 Hendek operasyonları kapsamında, ‘Terör Örgütü Propagandası’ yapmaya başladı. ‘Barış için akademisyenler bildirisinden’ sonra ‘Barış için edebiyatçılar İnisiyatifi’ adı altında bir çalışma yürüttü. Bu çalışmanın bildirisi için 1000’den fazla yazarın, şairin ve edebiyatçının imza vermesinde etkin bir rol oynadı. Daha sonra, bu inisiyatif adı altında Cizre’ye gitti. PKK yayın organı olan ANF’de manşet haber olan, ‘Devlet Katliamlarına bir yenisini daha ekleyecek’ başlığıyla bir açıklama yaptı.
Bu açıklama, yazdığı bildirisine imza veren çoğu edebiyatçının imzasını geri çekmesine sebep oldu. İsmi artık bazı yerlerde PKK yandaşı bildiri ve açıklamasıyla anılmaya başlandı. Bu eyleminden sonra çeşitli soruşturmalara maruz kaldı. Hatta bu manşet haber, daha sonra yargılanacağı bir davanın suçlama konusu olacaktı.
İlk kitabının satış başarısının ardından ikinci kitabının önü açılmış oldu ve ‘Katiller Hep Yalnızdır’ isimli deneme ve öykü türündeki kitabı yayınlanmış oldu.
Bu kitabının tanıtımı ve satış hacminden dolayı ismini biraz olsun terörle anılmaktan kurtarmıştı aslında.
Ama yine de yayınevi yönetimi tedirgindi, çünkü bu eylemlerinden dolayı ikinci kitabının satışının azalma riski vardı. Ancak öyle olmadı, ilk kitap satışının nerdeyse 5 mislinden daha fazla bir satış elde etti.
Bu esnada, Karadeniz’den Kıbrıs’a kadar birçok TV ve radyo programlarından davet alıyor, Türkiye’nin bir çok yerinde kitap imza etkinliklerine katılım sağlıyordu.
KKTC Kültür Bakanlığı kendisini 2016 yılının en iyi yazarı seçiyordu…
ERMENİ SOYKIRIMI YALANLARINA SARILDI
Edebi açıdan istikbal vadetmesinin ardından, bazı terör grupları Yavuzel’i kendi bünyesine ya da çatısı altına almak için de çaba sarf ediyordu. Bunların arasında FETÖ, DHKP-C, Kürt bölücüleri ve PKK vardı. Ancak Kürt asıllı olmasından dolayı, çevresinin de etkisiyle PKK’nın söylemleri kendisine daha cazip geliyordu sanki…
2017 yılının Mart ayında, edebiyat konulu bir sempozyuma konuşmacı olarak davet edildi. Ancak burada sahneye çıkarken çeşitli yuhalamalar olmuş, bu yuhalamalara karşı öfke duymuş olmalı ki, konuşmasında edebiyattan çok bölücü vurgulara yer veriyordu. Kısa bir süre sonra, bölücü konuşmasından dolayı sivil polisler tarafından gözaltına alındı.
2017’nin Mayıs ayına gelindiğinde, sözde ‘Ermeni Katliamı’nın Erivan’daki anmasına davetli olarak katıldı. Konuşma kısmı basına kapalı olduğu için, burada Türkiye’yi kötü gösteren ve sözde ermeni katliamını kınayan sözlerle bir dizi konuşma yaptı. Ermenistan dönüşü bu kez havalimanında gözaltına alındı.
Aslında yazdığı kitaplar siyasi veya bölücü kitaplar değildi, tamamen edebi içerikli kitaplardı. Toplumun duygusal yönünü iyi analiz etmişti, çünkü İşlediği temalar biraz acıyı ve melankoliyi barındırıyordu.
Ancak yazdığı bildirilerde, bazı gazetelerde yayınlanan kültür-sanat yazılarında ve verdiği röportajlarda terör yanlısı demeçler veriyor, terör seviciliğini ilan ediyordu.
Kitaplarının satış başarısından dolayı da birçok ödül alıyordu bu esnada. Hatta FOX TV’de İsmail Küçükkaya, ‘Katiller Hep Yalnızdır’ kitabını tanıtıyor; eski Ankara Baro Başkanı ve Anayasa Mahkemesi Başkanlığı yapmış olan Profesör Yekta Güngör Özden, Sözcü gazetesindeki köşesinde Gökhan Yavuzel’in ‘Sahipsiz Şiirler’ ve ‘Katiller Hep Yalnızdır’ kitaplarına vurgu yapıyor, önerilecek kitaplar arasında gösteriyordu… Sosyal Medyada da etkinliği oluşmuş, kitap okurlarından ve edebiyat çevrelerden ciddi bir takipçi kitlesi de vardı…
BARIŞ BİLDİRİSİ İMZACILARINDAN
Hâl böyleyken, 2018 yılında sözde barış bildirisini hazırlayıp imzacısı olduğu gerekçesiyle hakkında yeni bir soruşturma başladı. Yazdığı kitapların toplattırılması için mahkeme kararının çıkması bekleniyordu.
Bunun üzerine Yavuzel, çareyi ülkeden kaçmakta buldu. İngiltere’ye iltica talebi kabul gördü. Ülkeden ayrıldıktan sonra, terör örgütleriyle yakınlığı daha güçlü bağlarla kurulmaya başladı…
Sözde savaş karşıtı ama özünde terör örgütü PKK’ya destek veren bildiriler yazarak imza kampanyaları yürüttü, Pınar Aydınlar ve Ferhat Tunç ile birlikte ortak bildiriler yayınladı, PKK ve DHKP-C’nin İngiltere yapılanma derneklerinde konuşmalar yaptı, Kürt ve Alevi derneklerinde etkinliği başlıyordu.
Bu dönem Yavuzel’in iyiden iyiye bölücü görüşlerinin oturduğu zamanlardı.
Örneğin, bazı röportaj ve yazılarında, “Türk devleti çetelerden oluşuyor”, “Erdoğan, çete devletini mafya devletine dönüştürdü” , “Deniz Poyraz’ın tetikçisi bahçeli, azmettiricisi Erdoğan’dır” , ya da “Türkiye’de despotizmin farkına varmadığı; öfkesiyle meşru ve azınlıkta da olsa bilinçli, muhalif devrimci bir halk kitlesi doğmuş ve karşı hamle için uygun ve nesnel koşulları beklemektedir.
Bu karşı çıkış, icap etmesi halinde iktidarın koruyucu güvenlik ve kurumlarını imha etmek için silahlı ve kanlı bir taktik doğuracak, sonu gelmez düşünülen iktidarın sonunu getirecektir.” gibi söylemleriyle hükümete ve devlete olan düşmanlığını adeta kusuyordu…
Sözde ölüm tehditleri aldığı gerekçesiyle bir video yayınlıyor, Cumhurbaşkanını ve hükümeti hedef alan tehdit dolu sözler savuruyordu. Bu videosu sosyal medyada geniş tepkilere yol açtı. Batı illerinde kitabını okuyan çoğu okuyucudan artık tepki topluyor, bazılarının ‘kendine ve kalemine yazık etti’ gibi söylemlerine maruz kalıyordu. Bu süreçten sonra yaklaşık 3 yıl boyunca kendini unutturmaya çalışarak, bütün sosyal medya hesaplarını donduracaktı…
Belki de unuttuğu bir şey vardı, o da bu milletin hainlik yapanları asla unutmayacağı idi.
2021 yılında Galler’de Türkçe konuşan 4 kişinin saldırısına uğradı, yüzünde ve belinde ciddi morluklar kızarıklıklar oluştu. Hastaneye kaldırılıp gözetim altına alınmıştı. Uluslararası medyanın ve PEN’in tepkisinden sonra konu İngiliz meclisine kadar gitmişti. Ancak buna rağmen saldırganlar bulunamadı. Bu saldırıdan sonra PKK tarafından korunmaya başlandığı iddia ediliyor.
PEN’DEN MEKTUP
2023 Ocak ayında, 5 yıl sonra tekrar Türkiye’ye dönüş yaptı. İstanbul havalimanına iner inmez gözaltına alındı. Davalarından dolayı tutuklu yargılanması gerekirken, Uluslararası Yazarlar Birliği PEN’in Gökhan Yavuzel’in sağlık sorunlarını gerekçe gösterip, hükümetin müsamaha göstermesi gerektiğiyle ilgili mektup yazması belirleyici etken oluyor ve Yavuzel tutuksuz yargılanmak üzere yurtdışı yasağıyla serbest kalıyordu…
Daha sonra yargılandığı davaların birinde, 1 yıl 3 ay hapis cezası alacaktı.
Yaklaşık 1 sene Türkiye’de kalan Yavuzel, son yayınlanan röportajında aldığı tehditlerden dolayı ruhsatsız silahla gezmek zorunda kaldığını itiraf ediyordu. İki defa ruhsatsız silahla yakalanmasına rağmen, sürekli ruhsatsız silahla gezmeye devam ettiğini söyleyecekti.
Ruhsatsız silah taşımak suç olmasına rağmen, bu suçu işlemeye devam etmiş ve bu durumu bizzat kendisi itiraf ediyordu. Sosyal medyada yayınlanan bu röportajında kullanıcılar, ‘ruhsatsız silahları kimden aldın?’, ‘silahları PKK’mı verdi?’ gibi sorular yöneltti. Ancak Yavuzel sessiz kalmayı tercih etti.
Çok defa gözaltına alındığından şikayetçi oluyordu. Güya şartlarının ağırlığından dolayı tekrar İngiltere’ye dönüş yapmıştı…
İngiltere’ye döndükten sonra bunalıma girdiği söyleniyordu. Bu sırada Londra’da uyuşturucuya ve kumara başladığı yönündeki iddialar basına yansıdı. Londra’daki bir Türk çetesinden yüklü miktarda para aldığı, bu parayla günlerce kumar oynadığı ve kumarda bütün parasını kaybettiği belirtililiyor. Bunun üzerine çeteye olan borcunu ödeyemediği için de organize suç örgütü lideri olan Abdullah Baybaşin’den yardım istediği, Baybaşin’in de çeteye olan borcunu kapattığı iddia edilmişti.
Bu süreçten kısa bir süre sonra, kokain kullandığı gerekçesiyle İngiliz polisi tarafından gözaltına alınıyor, yanında bulunan üç kadın ifadelerinin ardından serbest bırakılıyor, ancak Gökhan Yavuzel’in sorgusu tam 9 gün sürüyordu. ingiliz Polisi ve İstihbarat Örgütü (MI5) tarafından çapraz sorguya maruz kaldığı haberleri yayılıyordu. Sorgunun bir yerinde iyiden iyiye fenalaşmış, bunun üzerine doktor çağırılmış ve sorguya bir süre ara verilmişti.
Olayın basına sızmaması için PKK yoğun çaba sarf ediyordu. Hatta bu esnada PKK ile Baybaşin arasında da gerginlikler yaşandığı iddia edildi.
Yavuzel, bu iddialara sosyal medya X hesabından yanıt verecekti. iddiaların tümünü reddediyor, hatta mide kanaması geçirdiğini ve Galler’de yoğun bakımda kaldığını daha sonra ilaç tedavisine başladığından söz ediyordu, dolayısıyla gazetelerin iddia ettiği olaylara karışmasının mümkün olmadığını belirtmiş olsa da bu yanıtları pek yeterli gelmeyecekti.
Gökhan Yavuzel, 14 Temmuz 2024’te (yani serbest bırakıldıktan bir gün sonra) sosyal medya hesabından yazıp medyaya servis ettiği bildirisinde, bütün bu iddiaları yalanlamıştı. Ve kendisine neredeyse herkes inandı, kimsenin elinde kanıt olmadığı için de herkes susmak zorunda kaldı. Ancak şimdi bu iddiaların gerçek olduğuna dair İngiliz Polisinin gözaltı raporunun sayı numarası, MI5’ın sorgulama raporunun sayı numarası, ve testinde uyuşturucu kullandığına dair çıkan raporun sayı numaralarını paylaşıyoruz:
İngiliz Polisinin gözaltı belge numarası: 3681UKLOND77619 MI5 istihbaratının sorgu belge numarası: DCUGY6789017811 The Royal London hospital (hastane) sayı numarası: LDRLH12219376FMCKSK
