Güney Kafkasya'da yeni gerçekler: İran ile Azerbaycan arasındaki gerilimler
Her halükarda bu gerilimin sonucunda kaybedecek olan ülkeler Azerbaycan ve İran olacaktır. Bu nedenle Bakü ve Tahran bu yanlış anlaşılmayı diyalog yoluyla çözmeli ve aynı zamanda her iki ülkenin ulusal çıkarları karşılıklı olarak anlaşılmalı ve kabul edilmelidir
44 gün süren İkinci Karabağ Savaşı'nın ardından Güney Kafkasya'da ve dünyada yaşanan yeni durum herkesi tatmin etmiyor. Jeopolitik durumdaki değişiklikler bazı ülkelerin çıkarlarını güçlü bir şekilde etkileyebilir. Ancak diyalog ve işbirliğine odaklanarak bir çözüm bulunabilir.
6 Ekim'de Azerbaycan ve Ermenistan, hava sahalarını her iki ülkenin yolcu uçaklarına açtıklarını ilan etti. Bu, bölgede daha geniş bir iş birliği olasılığını göstermektedir.
İRAN-AZERBAYCAN GERİLİMİ: SORUN NE?
Son haftalarda, bu iki komşu Müslüman ülke arasında gerginlikler yaşandı. Bu gerilimin doğal sebepleri olmakla birlikte, bir çok dış kışkırtma da vardır. Görünen o ki Güney Kafkasya'da yeni bir çatışma kaynağı yaratmaya ve İran'a karşı yeni bir cephe açmaya çalışan güçler var.
Sorunun kökeni nedir? İkinci Karabağ Savaşı'ndan 44 gün sonra Azerbaycan toprak bütünlüğünü yeniden kazandı ve Azerbaycan ordusu Ermenistan ile olan devlet sınırını kontrol etmeye başladı. 30 yıllık işgalin ardından bugün Azerbaycan askeri kendi sınırında duruyor. Bu bölgede son 30 yılda olanlar artık gerçekleşmiyor: Bu bölgelere Bakü'nün resmi izni olmadan yasadışı erişim artık mümkün değil.
Yakın zamanda komşu İran İslam Cumhuriyeti'ne ait tırların da izinsiz olarak Karabağ'a girmesi Azerbaycan tarafında memnuniyetsizliğe yol açtı. Bakü'nün sözlü uyarılarını dikkate almayan Tahran'a resmi bir nota, ikili ilişkileri daha da gerginleştirdi. Bundan sonra İran sert suçlamalar ve açıklamalar yapmaya başladı.
Ülkeler arasında her zaman bu tür sorunlar vardır ama burada asıl mesele bu sorunları diyalog ve müzakere yoluyla çözmektir. Ancak İran ordusunun Azerbaycan sınırında askeri tatbikatlara başlaması meseleleri karmaşık hale getirdi: 30 yıldır ilk kez bu tür tatbikatlar yapıyorlar. Kendi topraklarında askeri tatbikat yapmak her devletin egemen hakkı iken, Azerbaycan halkının bu tatbikatlarla ilgili bir takım soruları var: Neden yapılıyor ve neden şimdi, neden bizim sınırımızda?
ÜÇÜNCÜ TARAFLAR FIRSAT BEKLİYOR
Bu gerilimi fırsat olarak gören ülke ve güçler, beklendiği gibi hemen harekete geçti. ABD ve İsrail harekete geçeceği anı bekliyordu. İsrail'in Azerbaycan Büyükelçisi George Deek'in Twitter gönderileri bölgedeki durumu daha da kötüleştirmeye hizmet etti. Büyükelçi her paylaşımında İran aleyhine açıklamalarda bulundu ve İsrail'in Azerbaycan'ın yanında olduğunu söyledi. Sanki Azerbaycan ile İran'ı karşı karşıya getirmek için hazırlıklar yapılıyor.
İran İslam Cumhuriyeti'nin temel kaygısı, İsrail'in sınırlarının yakınında siyasi ve askeri olarak güçlenmesi ihtimalidir. Tahran bu hareket tarzına karşı sert bir çizgi çekiyor. İsrail, İran'ın açık düşmanı olduğundan, İsrail'in komşu ülkelerde artan etkisi, Tahran'ı ihtiyati tedbirler almaya zorluyor. Her halükarda bu gerilimin sonucunda kaybedecek olan ülkeler Azerbaycan ve İran olacaktır. Bu nedenle Bakü ve Tahran bu yanlış anlaşılmayı diyalog yoluyla çözmeli ve aynı zamanda her iki ülkenin ulusal çıkarları karşılıklı olarak anlaşılmalı ve kabul edilmelidir.
AZERBAYCAN'IN ULUSAL ÇIKARLARI NELERDİR?
Topraklarını işgalden yeni kurtaran Azerbaycan, Ermenistan'daki intikamcı güçlerin daha aktif hale gelmesini ve yeni bir savaş başlatmasını istemiyor. Bu bağlamda, Bakü Ermenistan'a askeri yardım sağlayan herhangi bir ülke ile ilişkilerini yeniden gözden geçirmek zorunda kalıyor. Tahran, Ermenistan ile ilişkilerinde bu gerçeği unutmamalıdır.
İRAN İSLAM CUMHURİYETİ'NİN ULUSAL ÇIKARLARI NELERDİR?
İran, düşman olarak gördüğü ABD ve İsrail'in sınırlarına yakın askeri-politik varlığını kabul edemez: Tahran bunu ulusal güvenliğine tehdit olarak görmektedir. Bakü bunu çok iyi anlıyor ve bu bağlamda İran'a karşı topraklarından herhangi bir manevraya izin vermiyor ve asla izin vermeyecektir.
SAVAŞ OLASILIĞI
İran ile Azerbaycan arasında askeri bir çatışma olasılığı sıfır olsa da, her iki ülke de böyle bir savaşın her iki taraf için de trajik sonuçlara yol açacağını bilmelidir. 10 milyon nüfuslu Azerbaycan için 84 milyon nüfuslu İran'la savaşa girmek, toplu kayıplar ve yıkılmış altyapı demektir. Irak ve Suriye örneği unutulmamalıdır.
İran, Azerbaycan'a askeri müdahalede bulunursa Türk-Pakistan-İsrail koalisyonuyla savaşmak zorunda kalır. Savaşın ölçeği ve coğrafyası artar. İran sahada yalnız kalabilir. İran’ın içindeki 40 milyondan fazla insanın Azerbaycan Türkü olduğu düşünüldüğünde, İran'ın kendi içinde bölünmesi muhtemeldir.
İSRAİL'İN ENDİŞESİ VE ÇIKARLARI
Azerbaycan ile İran arasındaki gerilim konusunda en çok açıklamayı yapan İsrail, çıkarlarını gizlemiyor: İran'a karşı dünyada daha fazla ülkeyi seferber etmek. İsrail devleti, İran'ı ulusal güvenliğine ve dünyadaki Yahudilere yönelik bir tehdit olarak görüyor. İsrail-İran çatışması herhangi bir yavaşlama belirtisi göstermiyor ve bu çatışmada yer alan her ülke kendi başına bir savaş alanı haline gelebilir.
Hem Azerbaycan hem de İran karşılıklı çıkarlara zarar veren açıklamalardan kaçınmalı, daha fazla diyalog ve işbirliği mesajları sunulmalıdır. Üçüncü taraf ülkelerin bu iki ülke arasında ilişkiye girmesine izin verilmemelidir.
(Yazı uwidata.com’da İngilizce olarak yayınlandı. Aydınlık için çeviren Göksu Nacar’a teşekkürler. )